Ailede iletişim, aile ahlâkı ve mutluluğu üzerine dersler:

Hüseyin K. Ece

Eylul-Aralık 2011

Zaandam Ayasofya Camii

 

ALTINCI DERS

30.10.2011

 

KARI-KOCA HAKLARI/GÖREVLERİ

 

Hak bir görev karşılığıdır. Önce görev yerine getirilir, sonra da hak beklenir. Tersi anlaşmazlık doğurur.

Öyleyse eşlerin öncelikle görevlerini bilmeleri ve onları yerine getirmeleri gerekir.

 

  • Ailede Erkeğin Temel Görevleri (Hanımın erkek üzerindeki hakları)

"Kadınlarınız konusunda Allah'tan korkun. Çünkü siz onları Allah'tan emânet olarak aldınız." (Ebû Dâvud, Menâsik/56. İbn Mâce, Menâsik/84)

"Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi, kadınların da erkekler üzerinde belli hakları vardır." (2/Bakara, 228).

Hanımını, Rabbinin emâneti olarak alan ve iffetini Allah adına söz vererek helâl edinen koca da, karısına karşı sevgi ve şefkat göstermek, yediğinden yedirmek, giydiğinden giydirmek, ona ve yaptığı işlere çirkin dememek, fena söz söylememek, hoş görülü olmak gibi görevlerle mükelleftir.   

Bununla birlikte hanımların beyleri üzerinde şu gibi hakları vardır:

 

1-Mehir vermek;

Müslüman erkeğin hanımına karşı ilk görevlerinden biri günün şartlarına ve kendi ekonomil durumuna göre mehir vermesidir. Buna şu âyette işaret ediliyor:

"Eğer bir eşin yerine başka bir eş almak isterseniz, öbürüne (mehir olarak) yüklerle mal vermiş olsanız dahi ondan hiçbir şeyi geri almayın. İftira ederek ve açık günaha girerek mi verdiğinizi geri alacaksınız?" (Nisâ 4/20)

“Evlilik esnasında, erkek evleneceği kadına mehir adıyla bir miktar para ya da mal verir. Mehir kadının hakkı, onun özel malıdır. Boşanma hâlinde, bu malın geri alınmaması bu âyette emrediliyor.” (TDV Meali âyet notu)

 

2-Nafaka.

Evin geçim görevi erkeğindir. Evlenen her müslüman erkek, hanımına mutfağı, uvelet ve banyosu olan bir oda vermek zorundadır. Onun yiyeceğini ve giyeceğini, günün şartlarına göre (ma’ruf vechile) temin etmek görevi kocanındır.

"Annelerin yiyeceği, giyeceği örfe uygun olarak babaya aittir.." (Bekara 2/233)

وَالْوَالِدَاتُ يُرْضِعْنَ أَوْلاَدَهُنَّ حَوْلَيْنِ كَامِلَيْنِ لِمَنْ أَرَادَ أَن يُتِمَّ الرَّضَاعَةَ وَعلَى الْمَوْلُودِ لَهُ رِزْقُهُنَّ وَكِسْوَتُهُنَّ بِالْمَعْرُوفِ لاَ تُكَلَّفُ نَفْسٌ إِلاَّ وُسْعَهَا لاَ تُضَآرَّ وَالِدَةٌ بِوَلَدِهَا وَلاَ مَوْلُودٌ لَّهُ بِوَلَدِهِ وَعَلَى الْوَارِثِ مِثْلُ ذَلِكَ فَإِنْ أَرَادَا فِصَالاً عَن تَرَاضٍ مِّنْهُمَا وَتَشَاوُرٍ فَلاَ جُنَاحَ عَلَيْهِمَا وَإِنْ أَرَدتُّمْ أَن تَسْتَرْضِعُواْ أَوْلاَدَكُمْ فَلاَ جُنَاحَ عَلَيْكُمْ إِذَا سَلَّمْتُم مَّا آتَيْتُم بِالْمَعْرُوفِ وَاتَّقُواْ اللّهَ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ {233}

Emzirmeyi tamamlatmak isteyen (baba) için, anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Onların örfe uygun olarak beslenmesi ve giyimi baba tarafına aittir. Bir insan ancak gücü yettiğinden sorumlu tutulur. Hiçbir anne, çocuğu sebebiyle, hiçbir baba da çocuğu yüzünden zarara uğratılmamalıdır. Onun benzeri (nafaka temini) vâris üzerine de gerekir. Eğer ana ve baba birbiriyle görüşerek ve karşılıklı anlaşarak çocuğu memeden kesmek isterlerse, kendilerine günah yoktur. Çocuklarınızı (süt anne tutup) emzirtmek istediğiniz takdirde, süt anneye vermekte olduğunuzu iyilikle teslim etmeniz şartıyla, üzerinize günah yoktur. Allah'tan korkun. Bilin ki Allah, yapmakta olduklarınızı görür.” (Bekara)

"Bir kimsenin harcadığı paraların en değerlisi (birinci sırada olan) aile fertlerine harcadığı paradır." (Müslim, Zekât/38)

"Kişinin hayır yolunda harcadıklarının en sevaplısı, ailesinin ihtiyacına sarf ettiğidir." (Müslim, Zekat/39)

"Bir kimse sevabını Allah`tan umarak aile fertleri icin harcama yaptigi zaman bu kendisi icin sadaka olur."  (Buhârî, İman/41)

"Allah rızasını gözeterek ailenin ihtiyacını harcadığın nafakadan, hatta yemek yerken eşinin ağzına verdiğin lokmadan bile mükafat göreceksin.." (Müslim, Vasiyet, 5/2 no: 1253)

"Malından eşinin yemesi, senin icin bir sadakadır."  (Müslim,Vasiyet/8)

"Kişiye günah olarak sorumluluğunda olan aile fertlerini ihmal etmesi yeter." (Ebu Dâvut, Zekât/45)

"Hepiniz yöneticisiniz ve hepiniz yönettiklerinizden sorumlusunuz...
devlet başkanı yöneticidir. Erkek, aile fertlerinin yöneticisidir. Kadin, eşinin evinin ve çocuklarının yöneticisidir. Hepiniz yöneticisiniz ve yönettiklerinizden sorumlusunuz.."
(Müslim, İmâre/20, Tirmizî, Cihad/27)

Buna göre erkek evinin bakımını yerine getirmekle  üç türlü sevaba nail oluyor.

-Görevini yerine getiriyor ve ibadet sevabı alıyor.

-Malının hayır yollarına infak ediyor ve sadaka veriyor.

-Malının ve evinin bereketlenmesini sağlıyor. Hele bu işli helal yoldan yapıyorsa çocuklarının iyi yetişmesine bu açıdan da katkı sağlıyor demektir.

Hz. Âişe (r.a.) anlatıyor: “Ebû Süfyan’ın karısı Hind, (bir gün gelerek) “Ey Allah’ın Rasûlü dedi. Ebû Süfyan cimri bir adamdır. Bana ve çocuğuma yetecek miktarda (nafaka) vermiyor. Durumu idare için, onun bilmez tarafından, almam gerekiyor. (Ne yapayım?)” Rasûlullah (s.a.s.): “Örfe göre sana ve çocuğuna kifâyet edecek miktarda al!” buyurdular.” (Buhârî, Büyû’/95, Mezâlim/1, Nafakat/5, 9, 14, Eymân/3, Ahkâm/14, 180. Müslim, Akdiye/7 no: 1714. Ebû Dâvud, Büyû’/81 no: 3532. Nesâî, Kudât/30)

 

3-Yöneticilik/sorumluluk

Kur’an’ evin sorumluluğunu ve korunmasını (kavvam) öncelikle erkeklere veriyor.

الرِّجَالُ قَوَّامُونَ عَلَى النِّسَاء بِمَا فَضَّلَ اللّهُ بَعْضَهُمْ عَلَى بَعْضٍ وَبِمَا أَنفَقُواْ مِنْ أَمْوَالِهِمْ فَالصَّالِحَاتُ قَانِتَاتٌ حَافِظَاتٌ لِّلْغَيْبِ بِمَا حَفِظَ اللّهُ وَاللاَّتِي تَخَافُونَ نُشُوزَهُنَّ فَعِظُوهُنَّ وَاهْجُرُوهُنَّ فِي الْمَضَاجِعِ وَاضْرِبُوهُنَّ فَإِنْ أَطَعْنَكُمْ فَلاَ تَبْغُواْ عَلَيْهِنَّ سَبِيلاً إِنَّ اللّهَ كَانَ عَلِيّاً كَبِيراً {34}

"Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler, kadınlar üzerinde kavvâmdırlar. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır."  (4/Nisâ, 34).

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ كُونُواْ قَوَّامِينَ بِالْقِسْطِ شُهَدَاء لِلّهِ وَلَوْ عَلَى أَنفُسِكُمْ أَوِ الْوَالِدَيْنِ وَالأَقْرَبِينَ إِن يَكُنْ غَنِيّاً أَوْ فَقَيراً فَاللّهُ أَوْلَى بِهِمَا فَلاَ تَتَّبِعُواْ الْهَوَى أَن تَعْدِلُواْ وَإِن تَلْوُواْ أَوْ تُعْرِضُواْ فَإِنَّ اللّهَ كَانَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيراً {135} (Bir benzeri; Mâide 5/8)

Aynı gerçeği hadislerde de görüyoruz: "Erkek aile fertlerinin yöneticisidir." (Buhârî, Nikâh/81)

"... Erkek, âilede yöneticidir ve yönetiminden sorumludur. Kadın da kocasının evinde yöneticidir ve elinin altındakilerden sorumludur." (Buhârî, Cum'a/11. Müslim, İmâret/20)

Âyette geçen “kavvâm” kelimesini “hâkim” diye tercüme etmek yanlıştır. Eğer Allah'ın muradı bu olsaydı, yine Arapça olan "hâkim" kelimesini kullanırdı; ama  "kavvâm"  kelimesini kullanmış.

Bu kelime, Türkçedeki "kayyim" kelimesiyle aynı köktendir. Kayyim, tayin edildiği kurumu keyfine göre yönetmez. Hakimin gösterdiği doğrultuda yönetir.

İşte evi üzerinde “kavvâm”  olan erkek de aileyi kendi keyfine göre yönetemez; Allah'ın koyduğu kuralları yürürlükte kılar. Erkekler, kadınların kavvâmı, yani Allah'ın hükümleri çerçevesinde onların yöneticisi  ve koruyucusudur. 

İslâm'ın aile düzenini yaşatmak üzere kocaya tanımış olduğu otorite hakkı, ona kadın üzerinde haksız bir baskı ve zorbalık imkânı vermez.

Zira, bu konuda vârid olan âyet ve hadisler, bir anlamda kadının müdâfiisi/avukatı olmak suretiyle İlâhî kaynaklı bir dengeyi temin etmektedir.

Yüce Rabbimiz, aile reisliğinin mutlak bir hâkimiyet demek olmadığını açıklayarak şöyle emreder:

"Kadınlarınızla iyi geçinin. Eğer kendilerinden hoşlanmazsanız, olabilir ki, bir şey sizin hoşunuza gitmez de Allah onda birçok hayır takdir etmiş olur." (Nisâ 4/19)

 

4- Aile fertlerini dünyevi ve uhrevi zararlardan korumak

Kur’an şöyle diyor:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا قُوا أَنفُسَكُمْ وَأَهْلِيكُمْ نَاراً وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ عَلَيْهَا مَلَائِكَةٌ غِلَاظٌ شِدَادٌ لَا يَعْصُونَ اللَّهَ مَا أَمَرَهُمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُونَ {6}

“Ey Mü`minler! kendinizi ve ailenizi, yakiti insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun." (Tahrim 66/6) 

 

5- Eşi ve çocukları ile iyi geçinmek, onlara iyi davranmak

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ يَحِلُّ لَكُمْ أَن تَرِثُواْ النِّسَاء كَرْهاً وَلاَ تَعْضُلُوهُنَّ لِتَذْهَبُواْ بِبَعْضِ مَا آتَيْتُمُوهُنَّ إِلاَّ أَن يَأْتِينَ بِفَاحِشَةٍ مُّبَيِّنَةٍ وَعَاشِرُوهُنَّ بِالْمَعْرُوفِ فَإِن كَرِهْتُمُوهُنَّ فَعَسَى أَن تَكْرَهُواْ شَيْئاً وَيَجْعَلَ اللّهُ فِيهِ خَيْراً كَثِيراً {19}

“Onlarla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmadıysanız, olabilir ki bir şeyden hoşlanmazsınız da Allah onda pek çok hayır yaratmış olur." (Nisâ 4/19)

“Bir mü’min erkek, bir mü’min kadına buğzetmesin. Çünkü onun bir huyunu beğenmezse başka bir huyunu beğenir.” (Müslim, Radâ’/61 no: 1469. Ahmed b. Hanbel, 2/329)

"Mü'minlerin iman bakımından en kâmil/olgun olanı; ahlâkı güzel olan ve âilesine nâzik davranandır." (Nesâî, Işretu'n-Nisâ/229; Tirmizî, İman no: 2612)

"Kadınlarınıza eziyet etmeyin! Onlar, Allahın sizlere emânetidir. Onlara yumuşak olun, iyilik edin!" (Müslim,)

İyi davranmak, sadece hanımı üzmemek değildir. Onun verdiği sıkıntılara da katlanmak demektir.

İyi Müslüman olmak için hanım ile iyi geçinmek şarttır.

"Sizin hayırlınız, kadınlarına hayırlı olan (iyi davranan)dır. Sizin aranızda hanımına karşı en iyi, en hayırlı, en faydalı olan benim. (Müslim, Birr/149)

Kadınlara ancak kerîm olanlar ikrâm ederler (değerli olanlar değer verirler); onlara kötülük edenler ise leîm (kötü) kişilerdir.” (İbn Mâce, Edeb/3. Ebû Dâvud, Edeb/6, Rikak/22, İ’tisâm/3. Müslim, Akdiye/11)

"Kadınlarınıza karşı hayırlı olmayı birbirinize tavsiye edin." (Müslim, Radâ/62. Tirmizî, Radâ/11)

"Kadınlara hayırhah olun, onlara karşı hayır tavsiye ediyorum... Onlara hayırlı şekilde davranın.” (Buhârî, Nikâh/79, Enbiyâ/1, Edeb/31, 85, Rikak/23. Müslim, Radâ/65 no: 1468. Tirmizî, Talâk/12)

“Kadınlara karşı hayır tavsiye ediyorum. Çünkü onlar sizin yanınızda avândır/esirler gibidir. Onlara iyi davranmaktan başka bir hakkınız yok, yeter ki onlar açık bir fâhişe/çirkinlik işlemesinler. Eğer işlerlerse yatakta yalnız bırakın ve şiddetli olmayacak şekilde darp edebilirsiniz. Size itaat ederlerse haklarında aşırı gitmeye bahane aramayın. Bilesiniz ki, kadınlarınız üzerinde hakkınız var, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakkı var. Onlar üzerindeki hakkınız, yatağınızı istemediklerinize çiğnetmemeleridir. İstemediklerinizi evlerinize almamalarıdır. Bilesiniz ki, onların sizin üzerinizdeki hakları, onlara giyecek ve yiyeceklerinde iyi davranmanızdır.” (Tirmizî, Tefsîr S. Tevbe no: 3087)

 

-Erkeğin hak ve yetkileri derken şunların da altını çizmek gerekir:

1-Her hak bir görev karşılığıdır. Görev yapmadan hak talebi adaletsizliktir.

2-Sorumluluk kadar yetki vardır. Sorumluluğunu hakkıyla yerine getirmeyen, o konudaki yetkiyi kullanma hakkına sahip değildir.

3-Ailede anne-baba-çocuklarla ortak sorumluluk söz konusudur.

4-İş bölümü-görev dağılımı; fitrata, bünyeye, kapasiteye uygun olmalı.

5-Erkek evde öncelikle mürşit (öğretmen), murebbi (terbiyeci), rehberdir.

6-Erkek ailede âmir mi yönetici mi, yönetici makamında evinin hizmetkârı mı olduğunu bilecek.

7-Erkek evinde hizmet bekleyen mi, hizmet eden mi olduğunu bilecek.

8-Erkek evinde iyilik eden mi, hazır yeyici mi olduğunu bilecek.

9-Erkek (tabii ki kadın da) evde şefkat ve merhamet timsali mi, baskı, zulüm ve kötülüğün timsali mi olduğunu bilecek.

10-Erkek evinde ailenin yükünü taşıyan, omuzlayan mı, aileye yük mü olduğunu bilecek.

11-Aile ile ulaştığı nimetlere karşılık ailedeki külfetlere de katlanacak.