Hüseyin K. Ece

Hira Hanımlar Ders Grubu

12 Mart 2019 Salı Amsterdam

İkinci Ders

 

*Peygamber’e itaat

 

-Giriş

Vahyi insanlara tebliğ ve beyan etmekle (açıklamakla) görevli bir elçinin, vahiyle ilgili her sözü, her davranışı, her uygulaması elbette önemlidir.

Peygamber (sav) bir elçi olarak vahyin anlamını, maksatlarını ve uygulamasını göstermekle görevli idi. Dolaysıyla vahiyden aldığı güçle ve izinle ilgili konularda söz söylemiş ve uygulama yapmıştır. 

Peygamber (sav) din adına, ya da Allah (cc) izin vermediği halde O'nun adına hiç bir şey söyleyemez. O, kendi aklına estiği gibi, kendi aklının erdiğini değil, Allah'ın kendisine vahyettiğini insanlara açıklar.

وَمَا يَنْطِقُ عَنِ الْهَوٰىۜ ﴿3﴾ اِنْ هُوَ اِلَّا وَحْيٌ يُوحٰىۙ ﴿4﴾

“O, arzusuna göre de konuşmaz. O (bildirdikleri) vahyedilenden başkası değildir.” (Necm 53/3-4)

Onun din adına hak’tan başka hiç bir şey konuşmayacağı konusunda şöyle bir haber bulunmaktadır:

“Abdullah b. Amr diyor ki: Resûlüllah (sav)’tan duyduklarımı ezberlemek için yazsam mı ki diye düşündüm. Kureyş beni yazmaktan caydırdı ve ‘Rasûlüllah (sav) kızgınlık ve sakinlik hallerinde konuşan bir insan iken, sen, O’ndan duyduğun her şeyi nasıl yazarsın?’ dediler. Bunun üzerine yazmaktan vazgeçtim. Sonra durumu Resûlüllah (sav)’a arzettim. Eliyle ağzına işaret ederek:

“(İstediğini) yaz, canımı kudret elinde tutan Allah (cc)’a yemin ederim ki, buradan hak’tan başka bir şey çıkmaz’” buyurdu.” (Ebu Davûd, İlim/3 no: 3646. Darimî, Mukaddime/43 no: 490)

Bunun için onun peygamberliğini, ya da vahyi tebliğ etmesini Kur'an'dan ayrı düşünemeyiz.

Kur'an hz. Muhammed’e hitaben şöyle diyor:

بِالْبَيِّنَاتِ وَالزُّبُرِۜ وَاَنْزَلْنَٓا اِلَيْكَ الذِّكْرَ لِتُبَيِّنَ لِلنَّاسِ مَا نُزِّلَ اِلَيْهِمْ وَلَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ ﴿44﴾

“Sana zikri (Kur'an'ı) indirdik ki kendilerine indirileni insanlara açıklayasın (beyan edesin), ta ki düşünüp öğüt alsınlar." (Nahl 16/44)

Açıklama (beyan), bir metni-parçayı sadece okumak değildir. Açıklama (beyan), önce okuyup hazmetmek, bildirmek, gerekli izahlarda bulunmak ve anlaşılır hale getirmektir.

Peygamberin beyan,tebliğ, örneklik görevi, vahiy'den ne kadedildiğini açıklamak, uygulamak, ya da uygulanabilir oluşunu göstermektir.   

İşte Peygamber’in(sav) Kur'an'ı açıklarken yaptığı izahlar ve ortaya koyduğu pratikler onun sünnetidir.

Onun sünneti de Kur'an’a bağlı olarak, onun maksatlarını gerçekleştirmek üzere müslümanlara bazı kurallar, ölçüler ve ilkeler getirmiştir. Bunlar bir anlamda Kur’an’ın daha geniş bir açıklamasıdır, Kur’an’ın pratiğidir.

Şu âyeti tekrar hatırlayalım:

“Peygamber (din adına) size ne verdi ise onu alın, size neyi yasaklamışsa ondan kaçının.” (Haşr 59/7)

Peygamber’in (sav) getirdiği, emredip yasakladığı her şey Kur’an’ın hükümlerini tamamlamaktadır. Sünnet, Kur’an’ın açıklaması ve uygulamasıdır. Sünnet, Kur’an’da hükmü bulunmayan meselelerin çözümünde kaynaktır, ondaki kapalı âyetleri açandır, onun en geniş ve en sağlam tefsiridir.

Yaygın ifadeyle ‘sünnete uymak’; Peygamber’in Din adına getirdiği ölçülere uymak, onu örnek almak, onun  ahlâkını ve davranışlarını izlemek demektir.

Bu da bir anlamda ona itaattir.

 

-Peygamber’e itaat

Soru şu: Bir müslüman için Peygamber’e (sav) itaat şart mı?

Ona itaat etmenin gerekçesi ne olabilir?

Peygamber’e itaat gerçek müslümanlık mıdır?

Bugün Peygamber’e nasıl itaat edilir?

İtaat Peygamberin sünnetine uymak mıdır?

Ya da onu örnek almak onun sünnetine uymak ya da (bir çok âyette geçtiği gibi) ona itaat mıdır? (bkz. Âli İmran 3/32, 132. Nisâ 4/59, 80. Mâide 5/92. Enfal 8/1, 20, 46. Nûr 24/54. Muhammed 47/33. Mücâdile 58/13. Vd.)

Eğer böyle ise o zaman soru şöyle sorulmalı:

Peygamberin hangi davranışı sünnettir? Yani kulluk açısından bağlayıcı olan sünneti nelerdir?

Onun her yaptığı, her kullandığı, her hareketi mi sünnet; yoksa, Kur’an’ın uygulaması olan İslâmî hayatı mı?

Öteden beri pek çoklarını meşgul eden soru: Onun bir insan olarak yaptıkları dinen bağlayıcı mıdır?

O hayatta iken, onun yanındaki sahabelerin ona itat etmeleri anlaşılır bir şey. Lakin o öldükten sonra iman edenler ona nasıl itaat edecekler?

Ona itaat etmenin anlamı; onu örnek alarak, Kur’an’ı onun uyguladığı gibi uygulamak,

hayatı Kur’an ile inşa etmek,

 onun din adına tebliğ ettiği şeyleri alıp benimsemek, yapmaya çalışmak,

onun Allah adına tebliğ ettiği hükümlere, ölçülere uymak  mıdır?

Kulluğu onun gibi yapmak mıdır, onun gibi şükretmek midir?

Şu âyette işaret edildiği gibi:

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَط۪يعُوا اللّٰهَ وَاَط۪يعُوا الرَّسُولَ وَاُو۬لِي الْاَمْرِ مِنْكُمْۚ فَاِنْ تَنَازَعْتُمْ ف۪ي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ اِلَى اللّٰهِ وَالرَّسُولِ اِنْ كُنْتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِۜ ذٰلِكَ خَيْرٌ وَاَحْسَنُ تَأْو۪يلًا۟ ﴿59﴾

“Ey iman edenler! Allah'a, Peygamber'e ve aranızdan kendilerine otorite emânet edilmiş olanlara itaat edin; ve herhangi bir konuda anlaşmazlığa düşerseniz, onu Allah'a ve Peygamber'e götürün, eğer Allah'a ve Âhiret Günü'ne (gerçekten) inanıyorsanız. Bu (sizin için) en hayırlısıdır ve sonuç olarak da en iyisidir.” (Nisâ 4/59) 

 

-Peygamber’e itaat farz mıdır?

Bu soruya ‘evet, farzdır/vaciptir’ diyoruz.

Daha doğrusu Peygamber’e itaat imanın ta kendisidir. Bir kimse Allah’tan başka ilâh olmadığına, hz. Muhammed’in son peygamber olduğuna, onun Allah’tan getirip tebliğ her şeyin hak olduğuna inanan bir mü’min, Peygamber’e itaat edeceğine zaten söz vermiş olur. Bu işin tabiatında var.

Hem bir elçinin Allah tarafından görevlendirildiğine iman iddiası, hem de onun Allah’tan getirdiklerini umursamamak olmaz. 

وَيَقُولُونَ اٰمَنَّا بِاللّٰهِ وَبِالرَّسُولِ وَاَطَعْنَا ثُمَّ يَتَوَلّٰى فَر۪يقٌ مِنْهُمْ مِنْ بَعْدِ ذٰلِكَۜ وَمَٓا اُو۬لٰٓئِكَ بِالْمُؤْمِن۪ينَ ﴿47﴾

“(Münâfıklar), “Allah’a ve peygambere inandık ve itaat ettik” derler. Sonra da onların bir kısmı bunun ardından yüz çevirirler. Hâlbuki onlar inanmış değillerdir.” (Nûr 24/47)

Kur’an mü’minleri şöyle tarif ediyor:

اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ وَرَسُولِه۪ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ اَنْ يَقُولُوا سَمِعْنَا وَاَطَعْنَاۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ ﴿51﴾

“Aralarında (ilahî kitap) hüküm versin diye Allah'a ve O'nun Elçisi'ne çağırıldıkları zaman müminlerin söyleyeceği tek söz: “İşittik ve itaat ettik!” sözü olmalıdır; kurtuluşa, esenliğe ulaşan kimseler de işte böyleleridir.” (Nûr 24/51)

Hz. Muhammed de dahil bütün peygamberler kendilerine itaat edilsinler diye gönderildiler. وَمَٓا اَرْسَلْنَا مِنْ رَسُولٍ اِلَّا لِيُطَاعَ بِاِذْنِ اللّٰهِۜ  (Nisâ 4/64)

Peygamber’e itaat gerçeği hadislerde de vurgulanıyor.

Ebu Rafiî (ra) Peygamber’in (sav) şöyle dediğini naklediyor:“Sizden birinizin, kendisine emrettiklerimden bir emrim, yasaklarımdan bir yasağım geldiği zaman -koltuğuna yaslanarak-; ‘ben başkasını bilmem, Allah (cc)’ın kitabında bulduklarımıza tabi oluruz’ dediğini görmek

istemem” buyurdu.” (Ebu Dâvûd, Sünne/5 no: 4605)        

Resûlüllah (sav) şöyle buyurdu: “Dikkat edin, bana Kitap (Kur’an) ve onun bir misli verildi. Dikkat edin, karnı tok bir adamın, koltuğuna yaslanarak size: ‘Bu Kur’an’a uymanız gerekir. Onda helâl bulduklarınız helâl, haram bulduklarınız haramdır. (Başka kaynağa ihtiyacınız yoktur)’ demesi yakındır. Dikkat edin, Allah elçisinin haram kıldıkları, Allah’ın haram kıldıkları gibidir.” (Ebu Davûd, Sünne/5 no:4604. İbni Mace, Mukaddime/2 no: 12. Kütüb-ü Sitte (çev.), 2/333)

Yine Ebu Davud Mikdam b. Ma’dikerb (r.a.)’den şöyle bir rivâyet naklediyor:

Müslim Kitabında Cabir (r.a.)’den şöyle rivâyet ediyor:

“Resûlüllah (sav) konuştuğu zaman -sanki akşama veya sabaha düşmanın geleceğini ihtar eden bir kumandan gibi- gözleri kızarır, sesi yükselir, kızgınlığı artardı. Bir keresinde şehâdet parmağını uzatarak şöyle dedi: 

“Kıyâmetle aramda şu iki parmak arasındaki kadar mesafe kaldığı bir zamanda gönderildim. Kuşkusuz sözlerin en hayırlısı Allah (cc)’ın Kitabı, yolların en hayırlısı da Muhammed (sav)’in yoludur. İşlerin en kötüsü de dinde yapılan dayanaksız bid’atlerdir. Dine yapılan her (ilave) yenilik bid’attır ve her bid’at da sapıklıktır.” (Müslim, Cumua/13 no: 867. Ebu Davûd, Sünne/5 no: 4607)

Kur’an’da ondokuz âyette Allah’a ve Peygamber’e (sav) itaat birlikte geçiyor.

Bunlardan beş tanesi; “Kim Allah’a ve Peygamber’e itaat ederse”,

beş tanesi; “Allah’a itaat edin ve Elçisine de itaat edin”,

sekiz tanesi; “Allah’a ve Elçisine itaat edin”,

bir tanesi de “Şayet Allah ve Peygamberine itaat ederseniz” şeklinde geliyor.

 

-Allah’ı sevmenin göstergesi Rasûle itaattir

قُلْ اِنْ كُنْتُمْ تُحِبُّونَ اللّٰهَ فَاتَّبِعُون۪ي يُحْبِبْكُمُ اللّٰهُ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْۜ وَاللّٰهُ غَفُورٌ رَح۪يمٌ ﴿31﴾

“De ki: Ey Muhammed! Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz. Öyle yaparsanız Allah da sizi sever ve günahlarınızı bağışlar. Allah Ğafûrdur, Rahimdir.” (Âli İmran 3/31)    

وَاَط۪يعُوا اللّٰهَ وَاَط۪يعُوا الرَّسُولَ وَاحْذَرُواۚ فَاِنْ تَوَلَّيْتُمْ فَاعْلَمُٓوا اَنَّمَا عَلٰى رَسُولِنَا الْبَلَاغُ الْمُب۪ينُ ﴿92﴾

“Öyleyse Allah’a itaat edin, peygambere itaat edin ve Allah’a karşı gelmekten sakının. Şayet yüz çevirirseniz bilmiş olun ki, elçimize düşen sadece apaçık tebliğdir.” (Mâide 5/92)

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَط۪يعُوا اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَلَا تَوَلَّوْا عَنْهُ وَاَنْتُمْ تَسْمَعُونَۚ ﴿20﴾ وَلَا تَكُونُوا كَالَّذ۪ينَ قَالُوا سَمِعْنَا وَهُمْ لَا يَسْمَعُونَ ﴿21﴾

“Ey iman edenler! Allah’a ve Resûlüne itaat edin ve (Kur’an’ı) dinlediğiniz hâlde ondan yüz çevirmeyin.

Ve dinleyip kulak asmadıkları halde, “İşittik” diyenler gibi olmayın!” (Enfâl 8/20-21)

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اسْتَج۪يبُوا لِلّٰهِ وَلِلرَّسُولِ اِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْي۪يكُمْۚ وَاعْلَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِه۪ وَاَنَّهُٓ اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ ﴿24﴾

“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Resûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” (Enfal 8/24. Ayrıca bkz: Enfal/27, 46. Nûr 24/5,54)

 

-Peygamber’e itaat Allah’a itaattir

Vahiyle igili konularda Peygamber’e itaat, Allah’a itaat demektir.

مَنْ يُطِعِ الرَّسُولَ فَقَدْ اَطَاعَ اللّٰهَۚ وَمَنْ تَوَلّٰى فَمَٓا اَرْسَلْنَاكَ عَلَيْهِمْ حَف۪يظًاۜ ﴿80﴾

“Kim Peygamber'e itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur; yüz çevirenlere gelince; Biz seni onlara bekçilik yapman için göndermedik.” (Nisâ 4/80)

Şu âyet çok daha net ölçü getiriyor.

وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلَا مُؤْمِنَةٍ اِذَا قَضَى اللّٰهُ وَرَسُولُهُٓ اَمْرًا اَنْ يَكُونَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ مِنْ اَمْرِهِمْۜ وَمَنْ يَعْصِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالًا مُب۪ينًا ﴿36﴾

"Allah ve Rasûlü bir işe hüküm verdiği zaman, iman etmiş bir kadın ve erkeğe, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Rasûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur."(Ahzâb 33/36)

 

-Peygamber’e itaat etmenin sonuçları

Peygamber’i dinlemek, ona uymak hidayettir, doğru yolu bulmaktır:

قُلْ يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اِنّ۪ي رَسُولُ اللّٰهِ اِلَيْكُمْ جَم۪يعًاۨ الَّذ۪ي لَهُ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۚ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ يُحْي۪ وَيُم۪يتُۖ فَاٰمِنُوا بِاللّٰهِ وَرَسُولِهِ النَّبِيِّ الْاُمِّيِّ الَّذ۪ي يُؤْمِنُ بِاللّٰهِ وَكَلِمَاتِه۪ وَاتَّبِعُوهُ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ ﴿158﴾

“De ki; ey insanlar! Ben sizin hepinize Allah'ın resulüyüm. O Allah ki, göklerin ve yerin bütün mülkü O'nundur. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Öldüren de, dirilten de O'dur. Bundan dolayı gelin, Allah'a ve resulüne iman edin. Allah'a ve Allah'ın bütün kelâmlarına iman etmiş bulunan o ümmî peygambere, evet ona uyun ki, hidayete erebilesiniz.”(A’raf 7/158)

Allah’a itaat edenler en güzel arkadaşları bulurlar:

وَمَنْ يُطِعِ اللّٰهَ وَالرَّسُولَ فَاُو۬لٰٓئِكَ مَعَ الَّذ۪ينَ اَنْعَمَ اللّٰهُ عَلَيْهِمْ مِنَ النَّبِيّ۪نَ وَالصِّدّ۪يق۪ينَ وَالشُّهَدَٓاءِ وَالصَّالِح۪ينَۚ وَحَسُنَ اُو۬لٰٓئِكَ رَف۪يقًاۜ ﴿69﴾

“Kim Allah'a ve Resul'e itaat ederse işte onlar, Allah'ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddikler, şehidler ve sâlih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır!” (Nisâ 4/69)

Allah’a itaat edenlere cennet hazırlanmıştır:

تِلْكَ حُدُودُ اللّٰهِۜ وَمَنْ يُطِعِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ يُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِد۪ينَ ف۪يهَاۜ وَذٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظ۪يمُ ﴿13﴾

“Bunlar, Allah'ın (koyduğu) sınırlardır. Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse Allah onu, zemininden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır; orada devamlı kalıcıdırlar; işte büyük kurtuluş budur.” (Nisâ 4/13)

Allah'a ve Rasûlü'ne itaat edenlere rahmet edilir ve onlara kurtuluşa

ererler.

وَاَط۪يعُوا اللّٰهَ وَالرَّسُولَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَۚ ﴿132﴾

“Allah’a ve Resûlüne itaat ediniz. Böyle yaparsanız rahmete kavuşmanız umulur.” (Âl-i İmrân 3/132)

وَمَنْ يُطِعِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَيَخْشَ اللّٰهَ وَيَتَّقْهِ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْفَٓائِزُونَ ﴿52﴾

“Her kim Allah'a ve Rasûlüne itaat eder, Allah'a saygı duyar ve O'ndan sakınırsa, işte asıl bunlar mutluluğa erenlerdir.” (Nûr 24/52)

يُصْلِحْ لَكُمْ اَعْمَالَكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْۜ وَمَنْ يُطِعِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ فَازَ فَوْزًا عَظ۪يمًا ﴿71﴾

“(Böyle davranırsanız) Allah işlerinizi düzeltir ve günahlarınızı bağışlar. Kim Allah ve Resulüne itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur.”(Ahzâb 33/71)

وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرَّسُولَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ ﴿56﴾

Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin. Peygamber’e itaat edin ki merhamet olunasınız.” (Nûr 24/56)

 

-Peygamber’e itaatten yüz çevirmenin sonuçları

Peygamber’e itaat etmemek kişiyi İslamdan uzaklaştırır

قُلْ اَط۪يعُوا اللّٰهَ وَالرَّسُولَۚ فَاِنْ تَوَلَّوْا فَاِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ الْكَافِر۪ينَ ﴿32﴾

De ki, Allah’a ve Rasûlüne itaat ediniz. Eğer yüz çevirirseniz, kuşkusuz Allah kafirleri sevmez. (Âl-i İmrân 3/32. Nisâ 4/61. Nûr 24/47-52).

Rasûlüllah’ın verdiği hükme razı olmayanlar gerçekten iman etmiş olmazlar.

فَلَا وَرَبِّكَ لَا يُؤْمِنُونَ حَتّٰى يُحَكِّمُوكَ ف۪يمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْۙ ثُمَّ لَا يَجِدُوا ف۪ٓي اَنْفُسِهِمْ حَرَجًا مِمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُوا تَسْل۪يمًا ﴿65﴾

“Hayır! Rabbin hakkı için onlar, kendi aralarındaki anlaşmazlıklarda seni hakem tanıyıncaya, sonunda senin verdiğin hüküm ve kararlardan dolayı içlerinde bir hoşnutsuzluk bulunmayıncaya ve senden ortaya çıkan her şeyi tam bir itaatle kabul edinceye kadar iman etmiş olmazlar.” (Nisâ 4/65)

Allah’a ve Elçisine hakkıyla itaat etmeyenler çekişirler, birbirine düşerler

وَاَط۪يعُوا اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَلَا تَنَازَعُوا فَتَفْشَلُوا وَتَذْهَبَ ر۪يحُكُمْ وَاصْبِرُواۜ اِنَّ اللّٰهَ مَعَ الصَّابِر۪ينَۚ ﴿46﴾

"Allah ve Rasûlüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider. Bir de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfal 8/46)

Peygamberin emrine karşı gelenlere fitne dokunur:

لَا تَجْعَلُوا دُعَٓاءَ الرَّسُولِ بَيْنَكُمْ كَدُعَٓاءِ بَعْضِكُمْ بَعْضًاۜ قَدْ يَعْلَمُ اللّٰهُ الَّذ۪ينَ يَتَسَلَّلُونَ مِنْكُمْ لِوَاذًاۚ فَلْيَحْذَرِ الَّذ۪ينَ يُخَالِفُونَ عَنْ اَمْرِه۪ٓ اَنْ تُص۪يبَهُمْ فِتْنَةٌ اَوْ يُص۪يبَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ ﴿63﴾

“(Ey müminler!) Peygamber'i, kendi aranızda birbirinizi çağırır gibi çağırmayın. İçinizden, birini siper edinerek sıvışıp gidenleri muhakkak ki Allah bilmektedir. Bu sebeple, onun emrine aykırı davrananlar, başlarına bir belâ gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakınsınlar.” (Nûr 24/63)

Allah’a ve Peygamberine körü körüne itaat etmeyenler azabı hak ederler

اَلَمْ يَعْلَمُٓوا اَنَّهُ مَنْ يُحَادِدِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ فَاَنَّ لَهُ نَارَ جَهَنَّمَ خَالِدًا ف۪يهَاۜ ذٰلِكَ الْخِزْيُ الْعَظ۪يمُ ﴿63﴾

“(Hâla) bilmediler mi ki, kim Allah ve Resûlüne karşı koyarsa elbette onun için, içinde ebedî kalacağı cehennem ateşi vardır. İşte bu büyük rüsvaylıktır.” (Tevbe 9/63.

يَوْمَئِذٍ يَوَدُّ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَعَصَوُا الرَّسُولَ لَوْ تُسَوّٰى بِهِمُ الْاَرْضُۜ وَلَا يَكْتُمُونَ اللّٰهَ حَد۪يثًا۟ ﴿42﴾

“O kıyamet günü, Allah’ı inkâr edip Peygamber’e isyan edenler, yer yarılıp içine girmiş olmayı isterler ve Allah’tan hiçbir söz gizleyemezler.” (Nisâ 4/42)

وَمَنْ يُشَاقِقِ الرَّسُولَ مِنْ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُ الْهُدٰى وَيَتَّبِعْ غَيْرَ سَب۪يلِ الْمُؤْمِن۪ينَ نُوَلِّه۪ مَا تَوَلّٰى وَنُصْلِه۪ جَهَنَّمَۜ وَسَٓاءَتْ مَص۪يرًا۟ ﴿115﴾

“Kim, kendisine hidayet (doğru yol) besbelli olduktan sonra peygambere karşı çıkar, mü’minlerin yolundan başkasına uyarsa, onu yöneldiği yolda bırakırız ve cehenneme sokarız. Orası ne kötü bir varış yeridir.” (Nisâ 4/115. Ayrıca bkz: Mücâdele 58/5. Cin 72/23)

Cehennemlikler Peygamber’e bu dünyada itaat etmedikleri için âhirette ‘keşke’ diyecekler.

يَوْمَ تُقَلَّبُ وُجُوهُهُمْ فِي النَّارِ يَقُولُونَ يَا لَيْتَنَٓا اَطَعْنَا اللّٰهَ وَاَطَعْنَا الرَّسُولَا ﴿66﴾

“Yüzleri ateşte evrilip çevrildiği gün: Eyvah bize! Keşke Allah'a itaat etseydik, Peygamber'e de itaat etseydik! derler.” (Ahzâb 33/66)

 

-Peygamber’e itaati nasıl anlamalı?

Kur’an’ın ifadelerinden de anlaşılacağı gibi, Peygamber’in (sav) Din adına getirdiği, emredip yasakladığı her şey Kur’an’ın hükümlerini tamamlamaktadır. 

Sünnet aynı zamanda, Kur’an’da hükmü bulunmayan meselelerin çözümünde kaynaktır, ondaki kapalı âyetleri açandır, onun en geniş ve en sağlam tefsiridir.

Vedâ Hutbesinde geçen şu ifade bunu göstermesi bakımından önemlidir:

“Size sıkıca sarıldığınız takdirde sapıtmayacağınıız iki şey brakıyorum: Allah‘ın Kitabı Kur’an ve benim Sünnetim.”(Muvatta, Kader/3. Kütüb-ü Sitte Tercümesi 2/328.  Tirmizî’nin rivâyetinde, Peygamber (sav)’in ümmetine Kur’an’ı ve Ehl-i Beytini bıraktığı haber veriliyor. Tirmizî, Menakib/77)

Rasûlüllah insanlık için örnektir. Vahiy, Hz. Muhammed’in İslâm’da bir model olduğunu (Ahzâb 33/21), O’na itaat edilmesi, O’nun İslâm adına tebliğ ettiği her şeyin alınması gerektiğini, O’na karşı gelmenin Allah’a isyan anlamına geldiğini söylüyor.

Peygamber’e itaat Kur’an’a inanmak, anlamak ve hayata aktarmak, onun İslâmî hayatını örnek almak, onun din adına getirdiği şeyleri alıp benimsemek, şüphe etmeksizin doğrulamak, onun sünneti olarak ümmete bıraktığı ölçülerden razı olmak, onun davası için çaba göstermektir.

Peygamber’e itaat Kur’an’ın emridir ama hangi davranışları, hangi sözleri, hangi uygulamaları bağlayıcıdır?

 O zaman bağlayıcılık açısından Peygamberin fiillerine, davranışlarına, günlük hayatına bakmak gerekiyor.

a-Peygamberin risâletiyle ilgili fiilleri:,

Rasûlüllah’ın kendisine yüklenilen peygamberlik görevi ile ilgili bütün fiilleri bütün zaman ve mekanlarda pazarlık yapmaya meydan vermeyecek şekilde bütün ümmet için bağlayıcıdır.

1-İtaat edilmesi farz/vacip olan fiilleri:

Temel ilkeleri Kur’an’la desteklenen, Peygamberimizin ibadet şekilleri bütün müslümanlar için fariza hükmündedir. Mesela, hacdaki uygulamaları, ezanın şekli ve sözleri, beş vakit namazın rek’atları, şekli, cuma namazının kılınışı gibi. Bunlar bir anlamda Rabbanî onaydan geçmiştir.

2-İtaat edilmesi tavsiye edilen fiilleri:

Peygamber ilâhî emirleri eksiksiz yerine getirmiştir. İlâve olarak kendisine farz, ümmete nafile derecesindeki ibadetleri de hayatı boyunca devam etmiştir. Onun daima yaptığı bu ibadetler ümmet için farziyet ifade etmezler.

b-Beşeriyetle ilgili fiilleri:

Kur’an onun beşer yönüne vurgu yapıyor. (Kehf 18/110. İbrahim 14/11) O aşkın bir varlık değildir. Öyle olsaydı örnek alınması mümkün olmazdı.

1-İnsanlık örfü gereği işlediği fiiller:

2-Arap örfü gereği işlediği fiiller:

3-Kendisine mahsus fiiller:

Bunlar dinen bağlayıcı, farz veya sünnet değildir. Zira bunlar ubudiyyet değildir.

 

-Peygambere itaat etmenin boyutlarını şöyle sıralayabiliriz:

1-O’nu Kur’an’ın bize tanıttığı gibi tanımak, siyerini çok okumak, anlamaya çalışmak

2-O’nun din adına getirip tebliğ ettiği, yaşayıp örnek olduğu bütün imani ilkeleri, ibadetleri, değerleri ve ölçüleri gönülden kabul etmek.

3-Bu imandan sonra elden geldiği kadar O’nu örnek alarak Allah’a kulluk yapmak.

4-O’nun ahlakını örnek almak, O’nun gibi güzel davranmaya çalışmak, O’nun gibi emin olmaya çaba göstermek.

5-O’nu Allah seviyesine çıkarmamak şartıyla her şeyden çok sevmek.

6-O’nun sevin dediklerini sevmek, sevmeyin dediklerini sevmemek. O’nun uyardığı kimselere karşı dikkatli ve mesafeli olmak.

7-Müslümanları kardeş/veli/müttefik bilmek. Onlara kardeşce, velâyetin gereği gibi davranmak, haklarına riayet etmek, onlara el ile ve dil ile zarar vermemek, onların hakkında kötü düşünmemek.

8-Peygamberi örnekliği eldeki bütün imkanları kullanarak kuşaktan kuşağa, toplumdan topluma ulaştırmak, çağa taşımak, insanların bu güzel örneklikle yüzleşmelerini sağlamak. Bunun en kestirme yolu da sünneti

örnek almak, müslümanca yaşamak, hayatımızla inandığımız şeyin şahitliğini yapmaktır.

9-Peygamber’e (sav) çok salavat okumak, O’nun yolunda yürümeye azmetmek, bunu nefsimize sürekli hatırlatmak.

10-Peygamber gibi çok dua etmek, Allah ile irtibatımızı sürekli canlı tutmak,  devamlı ve sadece Allah’tan yardım dilemek.

11-Mahşer gününde onun ‘Liva-ı hamd’ sancağının altında toplanmayı istemek, ümit etmek, ama bunun hak edecek çalışmaları yapmak.

 

Peygamber’in örnekliği ve O‘na itaat 2 dersinin testleri

 

Test 9

 

1-Hangi yanlış?

a-Peygamber ümmete elbise, eşya, mimari tipi ve modası bırakmadı; ama elbiseyi/eşyayı kazanma, kullanma ve şükretme ahlâkı öğretti, 

b-Âyet “onda sizin için örnek vardır” dediğine göre demek ki onun her hareketinde, her davranışında O’nun gibi olmalı, yani taklit etmeli,

c-Onu örnek almak onun gibi eşyaya “sünnetullah ve hikmet” açısından bakma, eşyayı Allah’ın mülkü ve emânet bilip koruma ahlâkıdır. 

 

2-Hangisi hz. Muhammed’in örnekliği hakkında yanlış?

a-İslâm ümmetinin vasat (dengeli) ümmet yapılmasının sebebi Hz. Muhammed’in onlar üzerine bir ‘şehîd/ şâhid -tanık’ olmasıdır,

b-Şehîd ve şâhid’in bir anlamı da ‘temsil eden, şahsında gösteren, örnek alınan’ demektir,

c-Peygamber’in iman ve ibadette örnek olduğu doğrudur. Ama insanlar davranışlarına kendileri karar verirler, eski bir örneğe ihtiyaç yoktur.

 

3-Hangisi “vasat ümmet”in açıklamalarından değildir?

a-İslâm ümmeti kıyâmetle hz. İsa arasında geldiği için orta zamanda yaşayanlar anlamında vasat (orta) ümmet denildi,

b-Hayatın her alanında dengeli olan, ifrat ve tefritten sakınan, ölçülü davranan, taşkınlıklardan uzak toplum,

c-Adaletli, mutedil, itidal üzere hareket eden, orta halli davranan ümmet.

 

4-Hangisi şehid veya şâhidin anlamı konusunda yetersizdir?

a-Tanık, (Türkçe’deki) şâhit, bir şeye bizzat tanık olan, şahsında gösteren,

b-Şâhit sadece mahkemelerde davacı ile davalı arasında ortada, tarafsız, âdil ve gerçeği söyleyen kimsedir,

c-Şehîd/şâhid, “tanık”, “hayatını imanına şâhit kılan ve çağına şâhid olan” anlamına geldiği gibi, “örnek, model” anlamına da gelir.

 

5-Hangisi yanlış?

a-“Vasat ümmet"i, örnek ümmet veya gerçek insanlığın nasıl olması gerektiğine dair bir “delil değeri taşıyan toplum” diye anlamak mümkün,

b-Allah (cc) hz. İbrahim’i ve yanındakileri de bizim için “üsve-i hasene-en güzel örnek” kıldı,

c-Akıl ve mantık var, Kur’an böyle dese de 6 bin yıl önce yaşamış bir ihtiyar nasıl örnek alınabilir ki?

 

6-Örneklik açısından hangisi yanlış?

a-Âyet “O, arzusuna göre de konuşmaz. Onun (bildirdikleri) vahyedilenden başkası değildir” dediğine göre Peygamberin her yaptığı sünnettir,

b-Peygamber Abdullah b. Amr’a; “(Sözümü) yazabilirsin, Allah (cc)’a yemin ederim ki, ağzımdan hak’tan başka bir şey çıkmaz" dedi,

c-Peygamber’in beyan,tebliğ, örneklik görevi, vahiy'den ne kadedildiğini açıklamak, uygulamak, ya da uygulanabilir oluşunu göstermektir.

 

7-Hangisi yanlış?

a-Peygamber’in(sav) Kur'an'ı açıklarken yaptığı açıklamalar ve ortaya koyduğu pratikler onun sünnetidir,

b-‘Sünnete uymak’; Peygamber’in Din adına getirdiği ölçülere uymak, onu örnek almak, onun  ahlâkını ve davranışlarını izlemek demektir.

c-Peygamber’i örnek almak, Sünnete uymak ve Peygamber’e itaat etmek ayrı ayrı şeylerdir, birbirine karıştırmamak gerekir.

   

8-Sizce hangi soru lüzumsuz veya saçma?

a-Müslüman, İslâmı anladığı gibi yaşayamaz mı, bunun için Peygamber’e (sav) itaat şart mı?

b-Peygamber’e itaat gerçek müslümanlık mıdır? İtaat Peygamberin sünnetine uymak mıdır?

c-O hayatta iken sahabelerin ona itat etmeleri anlaşılır bir şey. Lakin o öldükten sonra iman edenler ona nasıl itaat edecekler?

 

9-Sizce hangi soru lüzumsuz veya saçma?

a-Peygamber’i örnek almak onun sünnetine uymak ya da (bir çok âyette geçtiği gibi) ona itaat mıdır?  

b-Onun her yaptığı, her kullandığı, her hareketi mi sünnet, yoksa Kur’an’ın uygulaması olan İslâmî hayatı mı?

c-7. Yüzyılda yaşamış birini bütün toplumlara, zamanlara, yani herkese örnek göstermek, “buna uyun” demek onlara baskı ve eziyet değil midir?

 

10--Peygamber’e itaat ef’al-i mükellef açısından nedir?

a-Farzdır/vaciptir,       b-Müstehaptır,    c-Mübahtır

 

11-“Aralarında hüküm versin diye Allah'a ve O'nun Elçisi'ne çağırıldıkları zaman mü’minlerin söyleyeceği söz” hangisi olmalı?

a-İşittik ve isyan ediyoruz,

b-İşittik ve itaat ediyoruz,

c-Tamam tamam, işittik işte.

  

Test 10

 

1-Hangisi Peygamber’e itaat konusunda âyetlerde geçmiyor?

a-Peygamber’e itaat eden sahabe olur ve onun komşuluğunu kazanır,

b-Allah’ı sevmenin göstergesi Rasûl’e itaattir,

c-Peygamber’e itaat Allah’a itaattir.

 

2-Hangisi Peygamber’e itaat konusunda âyetlerde geçmiyor?

a-Allah'a ve Rasûlü'ne itaat edenlere rahmet edilir ve onlar kıyâmette kurtuluşa ererler,

b-Peygamber’i dinlemek, ona uymak (itaat) hidâyettir, doğru yolu bulmaktır,

c-Allah’a ve Peygamber'e itaat edenlere sadece Cennette Firdevs denilen muhteşem köşk verilecek. Başka bir şey yok.

 

3-“Sözlerin en güzeli Allah’ın Kitabı, yolların en güzeli Muhammed’in yoludur. İşlerin en kötüsü de dinde yapılan bid’atlerdir. Dine yapılan her (ilâve) şey bid’attır ve her bid’at da sapıklıktır.” 

a-Bu bir âyettir,     b-Bu bir hadistir,    c-Bu hutbeye başlama sözüdür.

 

4-Hangisi Peygamber’e itaat etmekten yüz çevirmenin sonuçlarından değildir?

a-Peygamber’e itaat etmemek kişiyi İslâmdan uzaklaştırır, ona fitne dokunur,

b-Peygamber’e hakkıyla itaat etmeyenler çekişirler, birbirine düşerler, zayıflarlar,

c-Peygamber’e itaat etmeyen Medine vatandaşlığını kaybeder, sürgüne gider.

 

5-Hangisi Peygamber’e itaat etmekten yüz çevirmenin sonuçlarından değildir?

a-Peygamber’e isyan edenler, iş bulma hakkını ve 5 yıldızlı otellerde tatil yapma hakkını kaybederler,

b-Allah’ı inkâr edip Peygamber’e isyan edenler, kıyâmet günü yer yarılıp içine girmiş olmayı isterler

c-Cehennemlikler Peygamber’e bu dünyada itaat etmedikleri için âhirette ‘keşke’ diyecekler.

 

6-“Sizden birinizin, kendisine emrettiklerimden bir emrim, yasaklarımdan bir yasağım geldiği zaman -koltuğuna yaslanarak-; ‘ben başkasını bilmem, Allah (cc)’ın kitabında bulduklarımıza tabi oluruz’ dediğini görmek istemem.” (Ebu Dâvûd, Sünne/5 no: 4605) 

Bu hadiste ne denilmek isteniyor?

a-Hiç kimse koltuğa yaslanıp da ileri geri konuşmasın,

b-Mü’minler, sadece Kur’an’a değil sahih sünnete de uymalı, yani Peygamber’e itaat etmeli,

c-Bir müslümana Peygamberden bir emir, hadis gelirse onu ya kasalarda saklamalı, ya da çerçeveletip uygun bir yere asmalı.

 

7-“Ey iman edenler! Allah’a ve Resûlüne itaat edin ve (Kur’an’ı) dinlediğiniz hâlde ondan yüz çevirmeyin. Ve dinleyip kulak asmadıkları halde, “İşittik” diyenler gibi olmayın!” (Enfâl 8/20-21)

Bu âyetteki dinlemeyi nasıl anlamalı?

a-Allah’tan gelenleri anlamak ve inanmak, Allah’a ve Peygamber’e itaat etmek üzere yürek kulağı ile dinlemek,

b-Güzel sesli bir hafızdan doyumca Kur’an dinlemek,

c-Bir yerde Kur’an sesi duyan adamın; “bak Kur’an okunuyor, işitiyorum, arada bir dinliyorum” demesi.

 

8-Peygamber’e itaat; Kur’an’a inanmak, anlamak ve hayata aktarmak, onun İslâmî hayatını örnek almak, onun din adına getirdiği şeyleri alıp benimsemek, şüphe etmeksizin doğrulamak, onun davası için çaba göstermektir.

a-el-hak doğrudur,          b-Eksik, anlaşılmıyor,      c-Bir bilene sormak lazım

 

9-Peygamberin fiilleri (davranışları) genellikle üçe ayırılıyor.

Üçüncüyü siz yazın:

a-İtaat edilmesi farz/vacip olan fiilleri, uygulamaları

b-İtaat edilmesi tavsiye edilen fiilleri, uygulamaları,

c-.........................................................................

      

10-Hangisi yanlış?

a-Kur’an hz. Muhammed’in beşer oluşuna vurgu yapıyor. O aşkın (insanüstü), olağanüstü bir kişi değildir. Öyle olsaydı örnek alınması mümkün olmazdı.

b-Peygamberin yediği yemeği yemek, oturduğu yerde oturmak, aynı elbiseyi giymek, yürüdüğü yolda yürümek, Medine’de yaşamak sünnettir,

c-Peygamberin bir insan olarak, Arap örfünün gereği olarak, kendisine mahsus işlediği fiiller dinen bağlayıcı, farz veya sünnet değildir.

 

11-Peygambere nasıl itaat edebiliriz sorusuyla ilgili bir kaç madde:

a-O’nu Kur’an’ın bize tanıttığı gibi tanımak, siyerini çok okumak, anlamaya çalışmak

b-O’nun din adına getirip tebliğ ettiği, yaşayıp örnek olduğu bütün imanî ilkeleri, ibadetleri, değerleri ve ölçüleri gönülden kabul etmek.

c-Bu imandan sonra elden geldiği kadar O’nu örnek alarak Allah’a kulluk yapmak.

Bir tane de siz yazınız:

d-……………………………………………………………………………