Bir gün Sivas’a doğru yola çıktım. Konya’dan Aksaray’a doğru giderken, baktım bir adam ve oğlu traktörün kasasının gölgesine oturmuş, bir şeyler yiyorlardı. Arabayı durdurdum. Selam verdim. Soğuk suyun var mı dedim. O da: Bu havada var desem inanır mısın? İnanmam dedim. Sonra da; Yahu o traktörün gölgesinde kıvranacağınıza şu tarlanın bir tarafına bir kaç ağaç dikseydiniz, her gelip gittiğinizde sulayıp büyütseydiniz gölgesine sığınacağınız ağacınız olurdu. He haklısın dedi, buralara niye ağaç dikmiyoruz, bilmiyorum.

Gerçekten Konya’dan Aksaray’a doğru göz alabildiğine geniş ovada ağaç veya orman göremezsiniz. Aynı çölleşmeyi orta ve doğu Anadolunun her tarafında görebilirsiniz.  

O arkadaş bunu anlatınca aklıma geldi. Yıllar önce yine Konyalı birisi anlatmıştı. Ben dedi; Konya ovasında eşeğin gölgesinde öğle yemeği yemeğe çalışan bir çiftçi gördüm. Ne yapsın adamcağız? Koca ovada ne bir ağaç var, ne gölgesine sığınılacak bir taş.

Evet ovanın bir köşesinde eşeğin gölgesinde öğle yemeği, kim bilir ne kadar keyif verici o çiftçi için.

Hele hayatında hiç canlı eşek görmeyen birisi için ne kadar ilginç... Hem eşek, hem de gölgesinde yemek yemeğe çalışan biri. Enteresan. Keşke biri bunun resmini çekseydi. Sosyal medyada paylaşsaydı tıklanma rekoru kırar(mıy)dı.

Sabahtan öğleye kadar çalışmış, yorulmuş, acıkmış ve tabii ki bu yaz güneşinin altında kızarmıştır. Başka gölge yok, eşeğin gölgesinden başka. Başka dulda yok eşeğin duldasından başka. O çiftçi için o saatte o eşek veya gölgesi ne kadar değerli idi.

Acaba eşeği kiralık mı, ödünç mü idi?

Kiraladı ise acaba gölgesi de kiraya dahil mi idi?

O anda eşeğin sahibi çıka gelse ve eşeğin gölgesine sığınmak istese, eşeği kiralayan gölgeye bedel ister miydi?

Ya da sen eşeği kiraladın gölgesini değil. Madem ki gölgesinden de istifade ediyorsun, ona da ayrı kira vereceksin der miydi?

Temmuz-Ağustos sıcağında ovanın ortasında öğle vaktinde eşeğin gölgesinden ne fayda olur ki? Saatin ilerlemesiyle gölgenin yeri değişecek. O zaman ne olacak? Ya da eşek hareket ederse? Öyle ya hayvan bu, kazık gibi sabit duracak hali yok ya. Zavallı adam eşek hareket ettikçe eşeğin gölgesini mi izleyecek?

Şaka bir tarafa eldeki geniş imkanları değerlendirmeyip naçar kalanlar, ya da elindeki imkanların değerini bilmeyenler eşeğin gölgesine mahkum olurlar.

Eşeğin gölgesine sığınmak, aynı zamanda kişinin sırtını dayacağı yeri de sembolizie eder. Öyle ya genelde insanlar bir yerlere güvenilir, sırtlarını bir yerlere, bazı kimselere dayarlar, yani tevekkül ederler. Birilerinden beklentileri olur, bir yerlerden umut beklerler.

Eğer kişi fani, zayıf, yıkılıp veya çekip gidecek kimselere sırtını dayarsa, onlara güvenirse, onlardan medet beklerse, kaybeder.

Bizim oralarda kendisinden fayda gelmeyecek, özellikle hayırsız akrabalar için "kevenin gölgesi" derler. Kevenin gölgesi ne kadar gölgelendirirse, bu adamdan da o kadar hayır, yardım, iyilik gelir anlamında.

Eşeğen gölgesi ile kevenin gölgesi ne kadar farklı?

Kevenin gölgesine güvenip çölde öğle yürüşüne çıkan sıcağın altında kavrulmayı göze alsın.

Eşeğin gölgesinde serinleyeceğini zanneden, kendisine "ahmak adam" denildiği zaman kızmasın.

Ancak bu dünyada Arşın gölgesinde misafir edileceklerden olmak için hazırlanmayanlar Mahşer Günü sığınacak bir eşek gölgesi bile bulamayacaklar.

 

Hüseyin K. Ece

03.10.2017

Zaandam