2.”Kutlarım” kelimesine ısınamadım. “Tebrik ederim”, “mübarek olsun”, “mebruk” gibi dua cümlelerini bu kelime karşılamaya yetmiyor. Dinî konularda dinin kendi kelimelerini kullanmayı tercih ederim.

 

3.Rebiu’l-evvel ayının 12. gecesi mübarek (kutlu) bir gece değildir. Gecelerden bir gecedir. Bazı kaynaklar Peygamberimizin –kesin olmamakla birlikte- bu gece doğduğunu ileri sürüyorlar. (bak: İbni Hişam, Siyer, 1/58) Ancak Peygamberin doğumunun başka aylarda veya başka günlerde olduğunu söyleyenler de var. Mesela; bazılarına göre O 9 Rebiu’l-evvel/20 Nisan 571de doğdu. bak: Şiblî Nu’manî, Son Peygamber Hz. Muhammed, s: 126. O Muharem, Recep veya Ramazan ayında, ya da 2, 8 veya 12 Rebiu’l-evvel tarihlerinde doğmuş olabilir. bak: Heykel, M. hz. Muhammed Mustafa (ter.) s: 106. Ali b. B. el-Halebî, Siyeratu’l-Halebiyye, 1/93)

Müslümanların çoğunluğu da tarihten beri bunu böyle kabul edip bu geceyi Peygamberi anmaya bir vesile sayagelmişlerdir.

Her ne kadar mevlid kandili adı altında bir takım yanlışlar yapılsa da müslümanlar Peygamberi hatırlamaya sebep olduğu için bu geceye değer verirler. Peygamber’in (sav) dünyaya teşrifi önemli bir olay olduğu için onun vilâdetini ve bu vesile ile O’nu anmak isterler.

 

4.Bu gece hakkında elbette âyet yoktur. Ancak Peygamber'in bir Pazartesi günü doğduğu hakkında Müslim'de bir rivayet var. Resûlullah'a Pazartesi günü oruç tutmanın fazileti soruldu. O da şöyle buyurdu: "O gün, benim doğduğum, peygamber olduğum (veya bana vahiy geldiği) gündür."(Müslim, Sıyam 36 (197) no: 2747, 36 (198) no: 2750)

Ancak Peygamber “benim doğum günüm falanca gündür, bu kutlayın, bayram yapın" demedi. Dikkat edilirse hadis Pazartesileri oruç tutmanın faziletine işaret ediyor.  Tıpkı Perşembe günü oruç tutmanın fazileti gibi. Sahabe ve tabiin de –ona yakın olmalarına rağmen- onun viladetini kutlamadılar.

Peygamberi anmak, ona dua ve salavat okumak, onun peygemberliğini, misyonunu, tebliğini, cihadını, ahlâkını ve takvasını bu vesile ile dile getirmek bir kazanımdır. Ancak bu gece hakkında uydurulan bid’at ve âdetlere dikkat etmek şartıyla. Avrupa’dan ithal edilen “yaş günü” kutlamalarına, törenlerine benzetmemek şartıyla. Peygamber hakkında yalan yanlış haberler, menkıbeler, masallar, bid’atler uydurmamak şartıyla.

 

5.Toplumda bir şey adet olduğu olduğu zaman onu –yüzdeyüz yanlış da olsa- değiştirmek kolay olmuyor. Bu yanlışları düzeltmeye ne hakikatin gücü yetiyor, ne âyetin ne de sağlam hadisin. İnsanlar yine bildikleri gibi inanaıyor, alıştıkları gibi amel etmeye devam ediyorlar.

Maalesef Peygamberin doğum günü olduğuna inanılan mevlid dolaysıyla da yapılan, rivâyet edilen, etkilenilen yanlışlar da öyle. Biz bu yanlışlara düşmek istemiyoruz.

 

6.Bu gece için duamız şudur:

Rabbim bu gece vesilesi ile öncelikle Kur’an’a tabi olmayı nasip eylesin. Çünkü Kur’an’a tabi olmak zaten Peygambere itaat ve onu örnek almaktır.

Rabbim Peygamberi hakkıyla tanımayı ve onu örnek almayı nasip eylesin.

Allah (cc) niyetimizi, amellerimizi ve cehdimizi mübarek eylesin.

Kur’an’ın indiği ay Ramazan değerli (şerif) ve mübarek olmuştur. Kur’an’ın indiği gece Kadir Gecesi bin aydan hayırlı olmuştur. Kur’an’ın kendisine indiği kişi âlemlere rahmet ve Rasûl-i ekrem olmuştur. Kur’an’ın indiği Mekke “mükerem” olmuştur. Kur’an’ın uygulandığı Medine “münevver” olmuştur. Kur’an bize de, hayatımıza inerse biz de ekrem, şerefli ve değerli, “orta ve hayırlı ümmet” oluruz.

Rabbim bu vesile ile Kur’an’ın hayatımıza tekrar inmesini nasip eylesin. Âmin!

Hüseyin K. Ece

29.11.2017

Zaandam