Hani bunlar din binasının önünde kapıcı ya, dini kendileri gibi anlamayanlara ikna edici bir tavırla yaklaşmayı bırakın; ellerinde sopa, bıçak, kılınç, tabanca, tüfek ve topla yaklaşıyorlar. “Vay efendim sen nasıl böyle dersin, böyle yazarsın? Seni gidi, zındık, alçak, tahrifçi, fitneci, dış güçlerin uşağı, mezhepsiz, dinsiz vs.” Bu da yetmiyor kızdıklarına, ana avrat sin-kefli sövmeler, Türkçedeki en ağır hakaret ifadeleri.

Güya kendilerince dini böyle tahrifçilerden koruyacaklar. Bunu yaparken ne edep, ne akıl, ne iz’an, ne ilmî bir üslûp, ne ilmî bir gerekçe, ne iyi niyet, ne de kul hakkı... Bu gibi konularda hiç biri işe yaramıyor. Bilmiyorlar ki bu küfürbaz üslûpla, bu dille, bu hasmâne yaklaşımla din korunmaz, dinî hassasiyet gösterilmez. Bilmiyorlar ki dini tahrif asıl bu berbat üslûptur.

Birileri hedefe koydukları kişilerin, yazar, alim, öğretmen, üstadların... adına iddialar uyduruyorlar. Güya onlar böyle diyor, böyle inanıyorlar diye. Sonra da sosyal medyada paylaşıyorlar. Başka birileri de sağa sola bakmadan, bu denilen doğru yanlış mı araştırmadan, elinde belge olmadan hop cumburlop (balıklama) dalıp hemen paylaşıyorlar. Çünkü ileri sürülen iddia sevmediklerinin aleyhine ya. İddia nefret ettikleri adama saldırı ya, bu da onlar için yeterli. Bir de bu uydurma paylaşımların altına yapılan yorumlar... Aman Allahım.

Belli ki bu üslûp hoşlarına gidiyor, bayılıyorlar, mest oluyorlar.

İnsan üzülüyor ve diyor ki müslümanlar bu kadar seviyesiz, bu kadar peşin fikirli, bu kadar çirkin sözlü olmamalı. Müslümana edep, güzel kelâm, ıslah edici niyet, âdil olmak yakışır.

Üstelik bu asılsız iddiaları yorumlarla birlikte paylaşanlar arasında koca koca adamlar, tahsilli kimseler, makam mevki sahibi şahıslar, gûya dini, insafı, ilmi tartışmayı, ilmi tenkidi bildiğini zannettiğiniz kimseler. Bu yalan, hezeyan, hakaret ve küfürleri prof.ların bile paylaştıklarına şahit olduk.

Üstelik birilerinin iddia ettiği görüşler gerçekten bu adamlara mı ait? Hangi kitabında, hangi dersinde, hangi proğramda yer alıyor? İddia edilen görüşün o kişiye ait olduğunu nasıl isbat edilecek? Diyelim o görüş o kişiye ait. Ama onun kasdı tam da ona hakaret edenlerin anladığı gibi mi? Söz/görüş hangi bağlamda yazılmış, söylenmiş, ileri sürülmüş? Hakaret etmeye başlamadan bunu etraflıca düşünmek gerekmez mi?

Dahası birilerinin sapıklık dediği, sahibini yerden yere vurduğu görüşler tartışmaya açık, itikat konusu olmayan, hatta eskiden beri âlimlerin farklı görüş beyan ettikleri konular. Tartışmalı konularda farklı düşünenleri İslâm dışı sayarsak yeminle söylüyorum yeryüzünde bir tek müslüman kalmaz. Yani bu keskin kılıç herkesi keser. Zira her tarafta, her konuda farklı yorumlar, anlayışlar, görüşler var.

Fe sübhanellah deyip durunuz, durum bu.

Aklıma uzun yıllar önce okuduğum “Siyon Önderlerinin Protokolları” adlı kitap geldi. Dünya hakimiyeti veya bir ülkeye hükmetme peşinde koşanlar o ülkeyi zayıflatmak veya kullanılabilir hale getirmek için çeşitli faaliyetler yaparlar. Bunlardan biri de o toplumdaki âlimlerin, rehberlerin, halkın sevip peşine gittiği halis insanların, topluma hizmet eden önderlerin hakkında iftira, yalan, rezil hikâyeler, çirkin sıfatlar uydurmak ve onları itibarsızlaştırıp, etkilerini azaltmak.

Bugün bazı müslümanlar bilmeden bu adamların değirmenine su mu taşıyorlar  acaba? Sosyal medyadaki bu öfkeleri, hasımlık ve düşmalıkları, belden aşağı vurmaları, bu seviyesiz saldırmaları gördükçe, duydukça ister istemez aklımıza bu geliyor.

Hüseyin K. Ece

13.02.2018

Zaandam