Belki herkes der ki “anadilimizi korumamız lazım. Dili korumanaın şu kadar faydası var. Anadil kimliktir, kişiliktir, zenginliktir. Kaybetmemek gerekir.” Güzel de Türkiye’den uzakta anadilimizi nasıl koruyacağız?

Bize göre anadilimizi korumanın imkanlarından biri Avrupa’da Türk Edebiyatını yaşatmak ve geliştirmektir.

-Dilimizi yazılı, görsel ve dijital ortamlarda, evlerde, kendi aramızda inatla kullanarak.

-Türkçe ile yazılmış, basılmış ürünleri takip ederek.

-Türkiye ile ilişkiyi he r açıdan sıkı bir şekilde sürdürerek.

-Burada doğup büyüyenleri Türkçenin güzellikleriyle tanıştırarak.

-Türkçeyi düzgün konuşup yazmalarını sağlayarak.

- İmkan nisbetinde dilimizi öğreten kurslar, eğitim proğramları uygulayarak.

-Türkçe okuma ve yazmalarını, hele de şiir okuma ve yazmalarını teşvik ederek.

Dili taşıyan, geliştiren, zenginleşitiren en güçlü araç; kültür ve medeniyetin de bir parçası olan edebiyattır. Şiir de edebiyatın en güçlü parçasıdır. Genelde edebiyat, özelde şiir bir toplumun zenginliği, gelişmişliği ve kendine ait rengidir, dilidir, duygularıdır, dünya görüşüdür, sanatıdır, mesajıdır ve sesidir.

Avrupa’da Türk edebiyatı olur mu, var mı? gibi sorular gereksizdir. Evet, Avrupa’da Türkçe konuşanlar varsa; Türk edebiyatı da var ve olmalı. Değil mi bir kaç yüz kişiden deği, milyonlardan bahsediyoruz. Bu kadar insanın ekonomisi olduğu gibi, yaşattığı kültürü ve ürettiği edebiyat da olmalı.

Bu amaca hizmet etmek üzere 90lı yıllarda Almanya’da bir grup arkadaşın çabaları ile bir süre Kafdağı ve Wird dergileri yayınlandı. Buna bağlı olarak 1995 yılında önce Kafdağı Şiir Akşamları adıyla, sonra Wird Şiir Akşamları adıyla 14 yıl boyunca Almanya ve Hollanda’da şiir proğramları yapılmaya başlandı.

Avrupada yaşayan şairler bir araya geldi. Şiirseverler onları yalnız bırakmadı. Her seferinde ayrı bir şehirde fedakâr arkadaşların evsahipliğinde şiir ve edebiyat yâdedildi. Şiir üzerine, Avrupa’da Türk edebiyatı üzerine sohbetler yapıldı. Bu konuda neler yapılabilir diye soruldu? Yapılan teklifler paylaşıldı.

Ama ne yazık ki bu güzel faaliyet çeşitli sebeplerden dolayı sekiz yıl kesintiye uğradı.

Sevindirici olan şu ki; “şiirden şuura yolculuk” diyebileceğimiz bu farklı etkinlik geçen sene tekrar kaldığı yerden başlatıldı.

Bu Şiir proğramlarının 16ncısı 1 Nisan 2018 Pazar günü Neuss İrşad Kitabevi’nin konferans salonunda yapıldı. Buna bağlı olarak bir gün önce (31 Mart akşamı) aynı salonda Avrupa’da Türkçe Edebiyat ve Ötesi başlıklı bir panel yapıldı. Panelde Özay Arslan, “insan niçin şiir yazar (dert adamı söyletir)”, Mahmut Gül, “Avrupa’da Türkçe edebiyatın gelişim seyri”, bendeniz de “Kur’an’da sanata ve estetiğe işaret eden kavramlar” başlıklı sunumları Fahreddiin Sönmez kardeşin yönetiminde yaptık. Katılımcıların katkısı ile Avrupa’da sanat ve edebiyat çalışmalarına, dil ve şiir çabalarına dikkat çekildi. Bu konulardaki çalışmalar yapılması ve desteklenmesi gereğine vurgu yapıldı.

Öncelikle ev sahibi İrşad Kitabevi yetkililerine, her ne kadar az da olsa katılımcılara ve şairlere teşekkür ediyoruz. Zira onlar mevcudiyetleri ile bu etkinliğe destek verdiler. Ayrıca şiirimizin, dolaysıyla dil ve edebiyatımızın yaşatılmasına mütevazi bir katkı sunan bu gibi etkinliklerin devam etmesini istediler.  Mazeretleri sebebiyle katılamayan bazı şair arkadaşlar bu gibi proğramları önemsediklerini, bunların Avrupadaki varlığımız açısından önemli olduğunu belittiler.

 

Hüseyin K. Ece

03.04.2018

Zaandam