İsrail Gazze'yi yine yakıp yıkıyor, haydi bir daha İsrail mallarına boykot çağrıları. Yine benzer listeler. Listelere bakıyorsunuz, neredeyse Avrupa menşeli bütün firmalar ve ürettikleri ürünler orada. Değişen bir şey yok. İsrail geri adım atmıyor. Zulme, işgale ve katliamlara devam ediyor.

 ABD büyükelçiliği Kudüs'e taşıdı. Haydi İsrail mallarına boykot edelim... Yine benzer listeler, benzer çağrılar.

ABD Türkiye'ye ekonomik yaptırım uygulamaya başladı. Yine boykot çağrıları... Ancak şu ürünleri almayalım, kullanmayalım diye verilen listelere bakıyorsunuz, yaklaşık aynı listeler.

Çağrılar belki bazı duyarlı kişiler üzerinde oluyor. Belki bazıları biraz bu ürünlerden uzak kalıyor.

Üstelik bir de tehlike var. “Bu yahudi malı” o yüzden almıyorum deseniz, bu da tesbit edilse, bir çok ülke kanunlarına göre bu ant-i semitizm’e sokulur ve suçtur.

Ama sonuçta değişen bir şey olmuyor. Bir müddet sonra olay kaldığı yerden devam ediyor. Bugüne kadar müslümanların boykotu yüzünden adı verilen bu firmalardan iflasını ilan eden oldu mu? Ben bilmiyorum

Bir de şu var: İnsanlar ihtiyacını karşılamak isterler, hem de en kalitelisiyle. Adamların ürettikleri göreceli olsa da kaliteli. Marka olmuşlar kendi alanlarında, hem de bütün dünyada. Birinden kaçsan ihtiyaç seni diğeri ile karşılaştırıyor. Boykot çağrıları yapan toplumun dünya çapında kaç markası var? Az ise veya hiç yoksa bunlarla nasıl rekabet edilecek?

Tamam duyarlı olmaya çağrılar güzel de, burada bir şey eksik, yerine oturmayan bir şeyler var. Sanki işin edebiyatındayız. Sanki sosyal medyada stres atıyoruz. Sanki böylece sorumluluğumuzu yerine getirdiğimizi sanıyoruz.

Farklı bir şey olması lazım. Etkileyici, sonuç alıcı, karşı tarafın hissedeceği şekilde. Nasıl olur, bilemiyorum. Yani ciddi olmalı bu iş. Gerçekten yapılmalı. Ve sürekli olmalı. İbrahimin’in ateşine su taşıyan karınca misali olmalı. Saflar çok net olmalı. Bu gün heyecana kapılıp boykot boykot deyip, iki hafta sonra aynı ürünlerle yaşamaya devam etmek iş değil.

Kaldı ki insanlarda bu hırs, tamah,doymayan iştah, lüks ve farklı görünme takıntısı, avrupai olanı tercih, tüketim hastalığı, marka tutkusu varken; bu ne kadar gerçekleşir. Kocaman bir soru işareti.

Hüseyin K. Ece

15.08.218

Zaandam/Hollanda