“le yedhulenne bi-şefâati usmâne seb’ûne elfen kullehum kad istevcebû’n-nâre el-cennete bi-ğayri hısâb—“Cehennem müstehak olanlardan yetmişbin insan Osman’ın şefâati ile bilâ hesap Cennete dahil olurlar.” (Câmius’s-Sağîr) Bursalı. M. Necati, hz. Osman, Çile Yay. İstanbul 1980, sayfa: 5)

-Bursalı aynı rivâyeti, Abdullah b. Abbas’tan kaydı ile sayfa 47de tekrar veriyor ama kaynak bildirmiyor.

-Bursalı bir rivâyete daha yer veriyor: “Peygamber âlişan buyuruyorlar: “Bir adamın şefaatı ile Ümmetimden Rabi’a ve Mudar kabileleri sayısınca insan, Cennete girecektir.” Soruldu: “-O adam kimdir?” Ey Allah’ın Resûlü? Buyurdular ki: -“Osman b. Affan’dır.” (sayfa: 48) Kaynak: Yok.

-Şu site hesap vermeden cennete girecekler listesine hz. Osman’ın şefâat edeceği kimseleri de ekliyor: http://www.ailevekadin.com/detay2.asp?Aid=2782

(Cehennemlik 70 bin kişi Osman’ın şefâati ile hesap vermeden Cennete girecektir.) [İ.Asâkir]

-Bu sefer hadis diye alınan sözün kaynağı İ. Asâkir. Acaba İbni Asâkir olabilir mi?

-Bursalı, hz. Osman’ı methetmek üzere pek çok rivâyete yer veriyor. Bunların bir kısmını Peygamber sözü olarak, bir kısmını bazı âyetlerin nüzûl sebebi olarak, bir kısmını da sahabenin hz. Osman hakkında söyledikleri şeklinde naklediyor.

Hem de kesin ifadelerle. “Kaynakların haber verdiğine göre” gibi bir itiyat payı ile değil, kesin bilgiler olarak veriyor. Ama her nedense çoğuna kaynak göstermiyor.

Verdiği kaynak isimleri de yukarıdaki gibi kitap ismi veya yazar ismi.

-Kitap boyunca da pek çok haber, olay anlatıyor, karşılıklı konuşmaları, sanki kendisi orada imiş gibi anlatıyor ama bunları nereden aldığını söylemiyor.

Kitabın sonunda da faydanılan kaynaklarla ilgili küçük bir liste veriyor.

-Yazar sayfalar boyu hz. Osman’ın faziletlerine dair hadisleri, haberleri sıralıyor. Rahmetli bindörtyüz yıl önceki olan bu kadar haberi, sözü, rivâyeti kendisi bizzat görmediğine ve duymadığına göre nereden almış olabilir? Doğruluğuna, yanlışlığına, rivâyetin zayıflığına, sahihliğine bakmadan. (bkz. Bursalı, hz. Osman, sayfa: 33-78)

-Burada Bursalı’nın kitabının eleştirisini yapmayacağız. Konumuz bu değil. Yalnızca yukarıya aldığımız ve kitapta bir benzeriyle üç yerde hadis diye yer verilen bir iddia üzerine kendi kendimize bir kaç soru sormak istiyoruz.

1-Kitap romandan çok biyografi kitabına benziyor. Ancak ne nedense haberlerin, rivâyetlerin, hadislerin kaynaklarını vermiyor. Roman olsa kaynak aranmaz. Zira yazılanların hepsi yazarın muhalliyesinden süzülen şeylerdir. Ancak biyoğrafik bir eser, üstelik İslâm tarihinin en önemli simalarının birini tanıtma amacı güdüyorsa, onunla ilgili rivâyetlerin belgeye dayanması gerekmez mi?

2-Bu rivâyetlere göre güya Peygamber (sav) demiş ki; “Osman 70.000 (yazı ile: yetmişbin) kişiye şefâat edecek de hepsi Cennete gidecek.” Üstelik bunlar cehenneme gitmeleri kesinleşmiş kimselerdir. Hem de sorgusuz sualsiz.

İnsan sormadan edemiyor: Acaba? Peygamber böyle bir şey der mi?

3-Rivâyetin altında Camiu’s-Sağîr notu var. Yani Tabarânî’nin el-Câmiu’s-Sağir’i. Bu rivâyet bu kitapta geçiyor mu, bilmiyorum. Bakma imkanı bulamadım. (el-Câmiu’s-Sağîr’i Türkçe’ye çeviren Seyit Avcı Bey lutfedip bu rivâyetin kitapta olup olmadığını söyleyebilir mi?)

4-Bir site ise kaynak olarak (galiba) İbni Asâkir’in adını veriyor ama hangi kitabının neresinde olduğunu söylemiyor.

“Peygamber Efendimiz buyurdular ki: Kaynak; İ. Asâkir.” Bu kadar.

Peygamber’e ait olduğu düşünülen bir sözün nerede geçtiği belirtilmeli değil mi? Bu hadislere, sünnete, Rasûlüllah’a bir vefa borcu değil mi?

Mü’minler Peygamber’e (sav) ait söz ile ona atılan iftira arasındaki farkı görsün diye bu yapılmalı değil mi?

5-Hadi diyelim bu rivâyet Tabarânî’nin el-Câmiu’s-Sağîr’inde veya İ. Asakir’in adı söylenmeyen kitabında geçiyor; bunun Peygamber tarafından söylendiği ne malum? Nereden bileceğiz? (İbni Asâkir’in hadisci olmadığını da hatırlayalım.)

6-Üstelik yukarıdaki rivâyet bir teşvik, öğüt, hatırlatma, uyarı değil; çok bir ciddi bir iddia:

Hz. Osman tam yetmişbin kişiyi cehennemden kurataracak (!)

7-Bir sonraki kaynaksız rivâyette yetmibin rakamının yerini o zamanın kalabalık kabileleri olan Mudar ve Rabi’a alıyor. Artık onlar kaç yüz bin kişi iseler.

8-Peygamberin âhirette şefâat edip edemeyeceği, şefâatın nasıl anlaşılacağı bile  tartışmalı iken, bir sahabeye bu kadar yetkiyi, gücü, iktidarı kim veriyor?

9-Hz. Osman bu kadar kişiye şefâat edip onları cehennemden kurtardığına göre, ondan önceki ve sonraki halifelerin de şefâat yetkileri olmalı, değil mi? Onlar da en az yetmişbin kişiyi kurtarmalılar. Etti 280.000.

Cennetle müjdelenen diğer sahabeleri de ayırmamak gerekir. Onlar da mesela 50.000 kişiyi azad etsinler. 6x50.000 etti 300.000.

Bütün sahabeler cennetle müjdelendiğine veya gökteki yıldız olduklarına göre onları da ayırmamak, haklarını yememek gerekir. Bu hesaplamaya göre onlar da en az 1000 kişiyi cehennemden azat etmeliler.

Osman’a verilen bu şefâat hakkı onun ayarında olan sahabelere niçin verilmesin? 100.000 kadar sahabe olduğunu söylüyor kaynaklar. 100.000x1000 eder 100.000.000 (yüz milyon).

Sahabelere şefâat hakkı verilip de peygamberlere verilmezse büyük haksızlık olur. Zira onların makamı çok daha yücedir. Her bir Peygamber de mesela 100.000 kişiye şefâat etse ve cennete koysa eder 24x100.000 eder 2.400.000 (iki miyondörtyüzbin) kişi.

Daha Peygamberimize sıra gelmedi Onun kaç kişiye şefâat edip cehennemden azat edeceğini bilmiyoruz.

Daha şehitlere, evliyâlara, hafızlara, kutuplara, ğavslara sıra gelmedi. Tarihten beri sayısız şehit, sayısız evliyâ ve sayısız ğavslar da sayısız şakiyi cehennemden azap etseler...

10-Kardeşler endişe etmeyin bu hesaba göre cehennem boşalıyor. Cehennemden azat edilenin arasında her halde siz de bulunursunuz (!)

11-Bilmiyorum hz Osman’ın veya başka bir sahabenin; güzel bir mü’min, ileri gelen, güzide bir sahabe olduğunu anlatmak için bu uçuk kaçık iddialara ne ihtiyaç var? Bir insanı methetmek için onun illa da onun olağunüstü güçlerle donatıldığını mı iddia etmek mi gerekiyor?

12-Kur’an açıkça, defalarca “Kıyâmette, Hesap Gününde hiç kimse kimseye yardım edemez, bir fayda sağlayamaz” dediği halde, Peygamber’e nasıl Kur’an’a aykırı söz söyletiliyor? Mesela;

“Hesap Günü nedir bilir misin?

Ve bir kez daha: Hesap Günü nedir bilir misin?

Hiç bir insanın başka birine zerre fayda sağlayamayacağı bir Gün(dür o): Çünkü o Gün (açık seçik görülecektir ki) emir (söz, hâkimiyet) yalnız Allah'a aittir.” (İnfitâr 82/17-19)

13-Yani bazılarının Cehenneme gitmeleri kesin olacak da araya Hz. Osman adlı bir kul girecek ve onlardan tam yetmişbin tanesini alıp cennete gitmelerine vesile olacak (!). Hâşâ, Allah da kenardan bakacak bu duruma, hâşâ billah.

Bu nasıl bir Allah tasavvuru,

bu nasıl bir âhiret inancı,

bu nasıl bir şefâat inancı?

İnsan böyle bir iddiadan ürperir...

14-Peygamber (sav) sahabeleri hakkında; “onlara mutlaka cennete gidecekler” mi dedi, yoksa “onların cennete gidecekleri umulur, zira çok cennetlik amel işliyorlar” mı dedi?

Onlar mutlaka cennete gidecekler dediği iddia ediliyorsa o zaman şu âyeti nasıl anlayacağız:

De ki: “Ben türedi bir peygamber değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben sadece bana vahyedilene uyarım. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.” (Ahkaf 46/9)

Allah (cc) Hz. Muhammed’i kendisi hakkında garanti vermemesi için uyarıyorken, bu insanlara ne oluyor?

Bu rivâyeti hadis diye nakledenler âhiretteki hesabı, torpil ve rüşvetin de iş gördüğü, kendi ülkelerindeki mahkeme mi zannediyorlar?

15-“Elbette kendilerine peygamber gönderilen kimseleri de, gönderilen peygamberleri de mutlaka sorguya çekeceğiz!” (A’raf 7/6)

Kur’an Kıyâmette herkesin sorguya çekileceğini söylüyor. Birileri Peygambere –hem Kur’an’a aykırı olarak- yetmişbin kişinin cennete sorgusuz gideceğini” söyletiyorlar. Fesübhânellah.

16-Kur’an hakkında cehennem hükmü verileceklerle ilgili; “... (Rasulüm!) Hakkında azap hükmü gerçekleşmiş kimseyi ve ateşte olanı sen mi kurtaracaksın (tünkızu)” (Zümer 39/19) diyor.

Evet, cehenneme gitmeleri kesinleşmiş bir kimseyi Peygamber bile kurtaramazken, yukarıdaki rivâyet; hz Osman’a bunlardan tam yetmişbin tanesini, Rabia ve Mu'dar kabileleri sayısı kadarını kurtarma yetkisi veriyor (!)

-İnsan böyle bir anlayış ve iddia karşısında söylenecek söz bulamıyor.

17-Ümid ediyoruz ki müslümanlar sahabeleri sağlam kaynaklardan, dinlerini de Kur’an’dan ve sahih Sünnetten öğrenirler.

 

Hüseyin K. Ece

11.02.2019

Zaandam