Bu hocalardan/yazarlardan daha neler çıkacak?

Yahu dur hele, kafamazı zaten karışık bir de sen karıştırma” diyebilirsiniz.

Belki de bu başlıktan dolayı bana kızanlar olabilir.

Biraz durun, sabredin. Hemen ilk satırda hüküm vermeyin. Bir de arkasını dinleyin.

Ben demiyorum. Selef-i sâlihîn’den bazı âlimler diyor.

Hani kimileri “eskiler ne demişse doğrudur derle ya... Bize düşen selef-i sâlihine uymaktır, ne demişlerse olduğu gibi kabul etmektir” derler ya... 

Tamam salef-i sâlihîn’e saygı duyalım ama o âlimlerden bazıları “sarımsak yemek haramdır” diye bir fetva vermişse... O zaman ne diyeceğiz?

“Ya, öyle mi? Demek ki bugüne kadar haram işliyormuşuz. Vay geldi her yemeğe sarımsak katan açşıların/hanımların başına. Vay geldi tarlasına sarımsak ekip de millete haram lokma yedirenlerin, satanların başına.”

Ya sarımsak’a ilaç diyenlerin halleri ne olacak? Koca âlimler sarımsağa haram desin, birileri de sarımsağın pek çok derde şifa olduğunu iddia etsin. Hiç haramda şifa olur mu?

Eğer yazılanlar doğrusu ise… Eğer bu bilgi, kaynağın verdiği gibi ise…

Meşhur tefsirci Kurtubî tefsirinde anlatıyor: Hoş kokmayan sebzelerin hükmü hakkında ilim adamlarının farklı görüşleri var. Âlimler çoğu bu konudaki hadislere dayanarak bunların mübah (helâl) olduğunu söylemişler. Ancak cemaatle namaz kılmanın farz olduğunu kabul eden Zahirîlerden bir grup âlim, (SIKI DURUN): bunun haram olduğunu kabul etmiş ve şöyle demişler:

“Farzı yerine getirmek için mescide gitmekten ve o farzı eda  etmekten alıkoyan her şeyin yapılması veya onunla uğraşılması haramdır.” Onlara göre bunun delili de Rasûlüllah’ın ‘sarımsağı pis’ olarak nitelendirmesidir. Allah da Peygamberine pis olan şeyleri haram kılma yetkisi vermiştir. (Bakınız: “… (O Peygamber) Onlara iyi ve temiz şeyleri helâl, kötü ve pis şeyleri haram kılar. Üzerlerindeki ağır yükleri ve zincirleri kaldırır…” A’raf 7/57)

Bu Zahirî âlimlerine göre sarımsak haramdır: Gerekçesi: Bir; farz olan namaza engel olması. Zira peygamber soğan sarmısak yeyip namaza gelmeyi hoş görmezdi. “Her kim  sarımsaktan yerse , -bir seferinde de soğan sarmısak yerse- bizim mescidimize yaklaşmasın.  Çünkü melekler de Âdemoğullarının rahatsız olduğu şeylerden rahatsız olur.” (Müslim, Mesâcid/17 (72, 74) no: 1252, 1254. Nesâî, Mesâcid/16 no: 708. İbni Mâce, Et’ıme/59 no: 3365)

İki; Peygamberin onu pis olarak nitelemesi.

Hz. Ömer’in de soğan ve sarımsağı pis olarak nitelediği, Peygamberin bunun kokusunu aldığı adamın mescidden uzaklaştırılmasını, pişirerek yenilmesini tavsiye ettiği rivâyet ediliyor. (Müslim, Mesâcid/17 (78) no: 1258)

Şu rivâyet ise sarımsağa mübah diyenlerin görüşünü destekliyor. Câbir b. Abdullah’ın anlattığına göre Peygamber’e büyükçe bir kapla çeşitli baklagillerden yapılmış bir yemek getirildi. Bunun kokusunu alınca tabakta neler olduğu kendisine açıklandı. Bunun üzerine “bunu falancaya yaklaştırın” dedi. Onun  yemekten çekindiğini görünce; “Sen yiyebilirsin, Zira ben senin konuşmadığın kimselerle konuşuyorum” dedi. (Buhârî, İ’tisam/24 no: 7359. Müslim, Mesâcid/17 (73) no: 1253. Ebu Dâvud, Et’ıme/40 no: 3822)

“Peygamber (sav), (Hicretten sonra) Ebu Eyyûb’un evinde misafir olarak kalmıştı. Bir gün Peygamber’e içinde sarımsak olan bir yemek ikram ettiler. Peygamber yemeği yemedi ve geri gönderdi. Ebu Eyyûb yemekte onun parmak izlerini görmeyince telaşlandı. Ebû Eyyûb ona gidip; “Ya Rasulüllah yemekte parmak izini görmedim.” “Onda sarımsak var” dedi. (Şu’be rivâyetinde) Ebû Eyyûb, “O haram mı” diye sormuş. Buyurdu ki: “ Hayır, fakat ben ondan hoşlanmıyorum dedi. Bunun üzerine Ebû Eyyûb; “Senin hoşlanmadığın şeyden ben de hoşlanmam” dedi. Hammâd rivâyetinde ; “Ey Allahın Rasûlü neden yemedin de bana gönderdi?” diye sorduğunda “Sen (yiyebilirsin), benim gibi değilsin. Bana melek (vahiy için) geliyor” dedi. “ (Müslim, Eşribe/31(171) no:5358. Tirmizî, Et’ıme/13 no: 1807. Hâkim, Müstedrek 3/461)

Said el-Hudrî’nin anlattığına göre Hayberin fethi günü Peygamber’e sarımsak soruldu o da; “Ey insanlar, Allah’ın helâl kıldığını benim haram kılma yetkim yoktur. Fakat bu, kokusundan hoşlanmadığım bir bitkidir” demiş. (Müslim, Mesâcid/17(76) no: 1257. Ahmed b. Hanbel 3/12, 60. bkz: Kurtubî, el-Câmiu li-Ahkâmu’l-Kur’an, 1/207)

Buna göre; 1-Peygamber’in sarımsağa “pis” dediği kesin değil. Rivâyetlerden anlaşıldığına göre onun kokusundan hoşlanmıyordu. Zira o başkalarıyla (veya) Cebraille karşılaşıyordu. Yer ise ağzının kokmasından endişe ediyordu. Bu da anlaşılır bir şeydir.

2-Rivâyetlere göre Peygamber (sav) onu yasaklamadı, sahabelerin onu yemelerine izin verdi.

3-Sahabeden bazılarının (Ebû Eyyûb gibi) Peygamberin hoşlanmadığı şeyden kendilerinin hoşlanmadıklarını, ama sarımsağı haram, hatta mekruh saymadıklarını görüyoruz.

4-Peygamber (sav), kendisinin Allah’ın haram kılmadığı helâl kılma yetkisi olmadığını beyan ediyor ama bazı âlimler Peygamberin haram kılmadığı bir yiyeğe/sebzeye, haram diyebiliyor. Gerekçe: Koktuğu için.

Dahası Peygamber’in sarımsak kokusuyla mescide gelmeyi hoş görmediği için.

(Soğan, sarmısak gibi kokulu şeyleri yiyen kimselerin cemaat arasına sokulmaları da uygun değildir. Bkz: Bilmen, Ö. N. Büyük İslâm İlmihali, İstanbul 1966, sayfa: 243)

5-Birisi çıkar da “ben Zahirî âlimlerinin fetvasıyla (ictihadıyla) amel ederim ve sarımsak yemeyi haram ya da mekruh sayarım. Onlar da selef-i sâlihîn, onlar da hak mezheptir ve gerçek âlimdir” derse ne yapacağız?

6-Ben olsam şöyle derim: “Sen bilirsin paşam”, “ama bana karışma, görüşünü de din adına bana dayatma.”

 

Hüseyin K. Ece

26.03.2020

Zaandam