O günün öğle namazı da kılınmamış ise yalnızca ona kaza lazım gelir.

Daha Cuma kılınmakta iken vakit çıkacak olsa yeniden öğle namazı –kaza olarak- kılmak icap eder.

İmam Mâlik’e göre Cuma namazı öğle vakti çıktıktan sonra kılınabilir. Ahmed b. Hanbel’den bir kavle göre de Cuma namazı zevâl vaktinden önce de kılınabilir. (Bilmen,. Ömer N. Büyük İslâm İlmihali, Bilmen Yay. İstanbul 1966, s: 162)

Döndüren:

“Cumanın vakti, öğle namazının vaktidir. Enes b. Mâlik’in şöyle dediği nakledildi. “Peygamber, Cuma namazını Güneş meylettiği zaman kılardı.” (Buhârî, Cumu’a/16 no: 904. Ebû Dâvud, Salat/216,217 no: 1084. Tirmizî, Cuma/9 no: 503)

Peygamber Mus’ab b. Umeyr’i hicretten önce Medineye gönderirken, kendisine Güneş meyledince Cuma namazı kıldırmasını söylemiştir. Cuma namazı vaktinde kılınmazsa, o günkü öğle namazı kaza edilir.

Hanbelîlere göre Cuma namazı, Cuma günü Güneşin mızrak boyu yükselmesinden itibaren öğle namazının vakti çıkıncaya kadar kılınabilir.” (Serahsî, 2/24. İbnu’l-Hümam, 1/412. Ebû Dâvud, Salat/216, 217) Hanbelîlerin dayandığı bu rivâyet için Ebû Dâvud mürsel dedi.” (Hamdi Döndüren. Delilleriyle İslâm İlmihali, Erkam Yay. İstanbul 2006, s: 397)

 

Diyanet Vakfı:

Cumanın Sıhhat şartları: 1. Vakit: “Cuma namazı Hanbelilerin dışındaki müctehidlere göre Cuma günü öğle namazı vaktinde kılınır. Öğle vaktinden önce veya sonra kılınması sahih değildir.

Hanbelîlere göre ise Cuma namazı, Cuma günü güneşin bir mızrak boyu yükselmesinden itibaren öğle namazının vakti çıkıncaya kadar kılınabilir.” (Komisyon, İlmihal (TDV), İstanbul 1999, 1/294

 

Diyanet:

“Cumanın Edasının Şartları: 3-Cumanın öğle vaktinde kılınması: Öğle vakti girmeden Cuma kılınamayacağı gibi, öğle çıktıktan sonra da sahih olmaz.” (Şentürk, L.-Yazıcı, S. Diyanet İlmihali, Ankara 2001 s: 174)

 

Kerimoğlu:

“Cuma Namazının Edasının şartları: Üçüncü şart: “Âyette geçen Cuma Günü (Cumua 62/9) fecirle gurubu içine alır. Peygamber “Güneş meylettiği zaman, insanlara Cuma namazını kıldırınız” dedi. (İbnu’l-Hümam, 1/413. Merğinânî, 1/83)

Ebu Hanife’ye göre öğle namazının vakti çıkmışsa Cuma olmaz.” (Kerimoğlu, Y. Emânet ve Ehliyet, Ölçü yay. İstanbul 1985, s: 317)

 

Yavuz:

“Cuma namazının vakti: Cuma namazının vakti öğle namazının vaktidir. Bu vaktin dışında kılınması caiz değildir.” (Yavuz, Ali. F. İslâm İlmihali, Çile Yay. İstanbul 1991, s: 103, 207)

 

Ateş:

“Cumanın sahih olmasının şartları: 4. Cumanın öğlenin vakti içinde kılınması.” (Ateş, S. Yeni İslâm İlmihali, Yeni Ufuklar Neş. İstanbul thr s: 188)

 

İbn Cevziyye:

“Cumanın özellikleri. 16. Özelliği. Cuma üzerine farz olanın namaz vakti girdikten sonra namazı kılmadan yolculuğa çıkmasının caiz olmaması.  (Bazıları caiz demiş, özellikle cihad için). Şafiî’ye göre haramdır.  Zevâl vaktinden önce çıkılır mı: Şafiî’nin son görüşü: caiz değildir.  İmam Mâlik’e göre:  Zevâl vaktinden sonra namaz kılınıncaya kadar yolculuğa çıkmak caiz değildir. Zevâlden önce çıkabilir.

Ebu Hanife’ye ve Evzâî’ye göre (ezanı duysa bile), Cuma günü yolculuğa çıkmak caizdir. 

Musannefteki bir rivâyet (Hadis no: 5536): hz. Ömer Cuma kılındıktan sonra yolculuk elbiseleri giymiş bir adam gördü. Bu nedir diye sordu. Adam; yola çıkmak istiyorum. Namaz kılınancaya kadar çıkmayı uygun görmedim dedi. Bunun üzerine Ömer; Cuma vakti girmemişse seni yolundan engellemesin” dedi. Bu rivâyet zevâlden sonra yolculuğa çıkmayı yasaklıyor, zevâlden önce çıkmayı değil.

Musannef, Peygamberin zevâlden önce yolculuğa çıktığını naklediyor (mürsel bir rivâyet). Hadis no: 5540” (İbni Kayyım el-Cevziyye, Zadu’l-Mead, M. Tevfikıyye yersiz ths. 1/357-359.  çev. A. Keskinsoy, Pınar İstanbul 1989, 1/262-264)

Bu rivâyetlerden Cumanın zevâl vaktinde kılındığı anlaşılır.

 

Kurtubî:

“Cuma günü namaz içi çağrıldınız zaman Allahın zikrine koşun” âyeti; Cuma namazının ancak ezan okumakla vacip olacağının delilidir. Şu hadis bunu destekler. “Namaz vakti geldiği zaman ezan okuyunuz, sonra kaamet getiriniz, yaşca büyük olanınız size iman olsun.” (Buhârî, 3/1047. Müslim, 1/466. Tirmizî, 1/399. Darekutnî, 1/346. Nesâî, 2/8, 77. İbni Mâce 1/307. Ahmed b. Hanbel, 5/53)

Enes’ten gelen rivâyete göre Peygamber Cuma namazını güneş batıya doğru kaydığı sırada kılardı. (Peygamber, Cuma namazını Güneş meylettiği zaman kılardı. Buhârî, Cumu’a/16 no: 904. Ebû Dâvud, Salat/216,217 no: 1083. Tirmizî, Cuma/9 no: 503. Ahmed b. Hanbel 3/128,150, 288. Teyâlisî, Müsned 1/285)

Ebu's-sıddık ve Ahmed b. Hanbel’den, zevâlden önce de kılındığına dair rivayet de nakledildi.

Ahmed b. Hanbel bu konuda Seleme b. el-Ekva’nın naklini esas alır: “Biz Peygamberle namaz kılıp, henüz duvarların yerde gölgesi yokken dağılırdık.” (Buhârî, Meğâzi/36 no: 4168. Müslim, Cuma/9 (31) no: 1992. Beyhâkî, S. Kübrâ, 3/191)  

Bu rivâyet Cuma'nın zevâlden önce kılınabilir yorumuna sebep olmuş.

Onların bir delili de Abdullah b. Ömer’in şu rivâyeti: “Bizler Cuma namazını kıldıktan sonra kaylûle yapar ve yemek yerdik.” (Kaynağı yok) 

Bunun benzeri şöyle: Cabir b. Abdullah’a Peygamber ne zaman Cuma kılardı diye soruldu. O da; “Peygamber (sav) Cuma kılardı, sonra da develerimizin yanına gider onları istirahat ettirirdik.” (Müslim, Cuma/9(28-29) no: 1989-1990. Buhârî, 5/2306, 5/2315. Nesâî, 3/100. Darekutnî, 2/19. Ebû Davûd 1/285. İbni Mâce 1/350. Ahmed b. Hanbel 3/331)

Veki b. Ya’la’dan, o da Iyas’tan, o da babasından: “Biz güneş zevâle erdiğinde Peygamberle birlikte Cuma namazı kılar, sonra da gölgelik yerleri takip ederek geri dönerdik.” (Müslim, Cuma/9 (31) no: 1992. Beyhâkî, S. Kübrâ, 3/190)

Cumhurun görüşü: Onun öğle vaktin de olması. İbni Ömer ile Sehl’in rivâyetleri, onların mescide erken gittiklerine delâlet eder.” (Kurtubî, el-Câmiu li-Ahkâmi’l-Kur’an, 2/3069)

 

Zuhaylî:

“Cuma Namazının Sihhatinin şartları: Hanbelilerin dışında cumhura göre öğle vaktinin girmiş olması: Cuma namazı sadece öğle vaktinde sahih olur. Öğleden sonraki bir vakitte sahih olmaz. Çünkü Cuma namazı kaza edilmez.

Enes b. Mâlik demiş ki: “Rasûlüllah Cuma namazını Güneş meyledince kılardı. (Ahmed b. Hanbel 3/219. Buhârî, Cumu’a/16 no: 904. Ebû Dâvud, Salat/216,217 no: 1083. Tirmizî, no: 503. rivâyet ediyorlar) 

Hulefâ-i Raşidîn ve onlardan sonra gelenler de böyle yaptılar. Zira Cuma ve öğle bir vaktin namazıdır.

Hanbelilere göre cumayı zevâlden önce eda etmek caizdir. Peygamberin Güneş zevâlde iken Cuma kıldırmaya devam etmiş. Onlara göre Cuma namazının ilk vakti bayram namazının ilk vaktidir.

Çünkü Abdullah b. Seydan es-Sülemî şöyle demiş: “Ben, Ebu Bekrin Cuma namazında bulundum. Onun hutbesi ve namazı günün yarısı girmeden önce idi. Sonra Cuma namazında Ömer ile beraber bulundum. Onun hutbesi ve namazı gündüzün tam ortası diyebileceğim bir zamanda idi. Sonra Cuma namazında Osman ile beraber bulundum. Onun da namazı ve hutbesi günün zevâl vaktidir diyeceğim bir vakitte idi. Hiç kimsenin bunu kınadığını ve kabul etmediğini görmedim.” (Darekutnî 2/17. Ahmed b. Hanbel)

Ahmed b. Hanbel’in oğlu Abdullah babasının bu hadisi delil getirdiğini ve şöyle dediğini anlattı: “Bunun gibi İbni Mes’ud, Câbir, Muaviye’nin Cuma namazını zevâlden önce kıldırdıkları rivâyet edilmiştir.” (Fakat bu râvi tenkit edilen biri.  Buhârî onunla ilgili şöyle dedi: “Onun hadisine tabi olunmaz.” Zehebî de Mîzan adlı eserinde bazı âlimlerin onun hakkında şöyle dediklerini yazdı: “O meçhul (bilinmeyen) biri, onunla hüccet olunmaz (delil getirilmez). Bakınız: Şevkânî, Neylü’l-Evtar, s: 663)

Cuma namazının zevâlden önce kılınması caiz ve bir ruhsattır. Zevâl vaktinin girmesi ile farz olur. Zevâl vaktinden sonra kılınması daha faziletlidir.

Seleme b. Ekva’nın şöyle dediği rivâyet edildi. “Rasûlüllah ile beraber zevâl vaktinde Cuma namazı kılardık. Sonra dönerdik, bir duvar gölgesi olmazdı.” (Buhârî, Meğazi/36 no: 4168. Müslim, Cuma/9 (31-32) no: 1992-1993. Ebû Dâvûd, Salat/216 no: 1085. Şevkânî, Neylü’l-Evtar, s: 663) yani gölge henüz yeni uzamaya başlamış olurdu.

Cuma vaktinin sonu ihtilafsız öğle vaktinin sonudur. (Zühaylî, Vehbe. İslâm Fıkıh Ansiklopedisi, 2/376-377)

 

Seyyid Sâbık:

“Cumanın vakti: Cumhur, sahabelere ve tabiîlere göre Cumanın vakti, öğle namazının vaktidir.  (Buhârî, Cumu’a/16 no: 904. Ebû Dâvud, Salat/216,217 no: 1083. İbni Mâce, İkâme/84. Ahmed b. Hanbel, Tirmizî, Beyhakî’nin Enes’ten rivâyet ettiğine göre; Peygamber Güneş meyletmeye başladığı zaman Cuma kılardı.

Müsned, Müslim; Seleme b. el-Ekva’dan, demiş ki: “Biz Peygamberle güneş zevâle meylettiği zaman Cuma namazı kıldık. Sonra gölgelik (yerleri) takip ederek geriye dönerdik.”

Buhârî’ye göre cumanın vakti. Güneş zevâle meyletiği andır. Bu görüş, Ömer, Ali, Numan b. Beşir, Ömer b. Haris’in görüşüdür. Şafiî demiş ki: Peygamber, Ebu Bekr, Ömer, Osman ve ondan sonraki imamların hepsi cumayı zevâlden sonra kıldılar. Hanbelîlere ve İshak’a göre Cuma namazının vakti, bayram namazı vaktinin bitimi ve zuhur vaktidir.

Onlar Müsned, Müslim ve Nesâî'deki şu rivâyetle istidlâl ederler. Câbir demiş ki: “Peygamber cumayı kıldı, sonra zevâl vaktinde istirahate geri döndük.” Bu da onların zevâlden önce Cuma kıldıklarını gösterir.

Yine Abdullah b. Seydan dedi ki: “Ben, Ebu Bekr'in Cuma namazında bulundum. Onun hutbesi ve namazı günün yarısından önce idi. Sonra Ömerle Cuma kıldım. Onun hutbesi ve namazı gündüzün tam ortası sayılabilecek bir vakitte idi. Sonra Osman ile Cuma namazı kıldım. Onun hutbesi  ve namazı günün zevâl diyeceğim bir vakitte idi. Bunu birinin kınadığını ve kerih gördüğünü görmedimm.” (Seyyid Sâbık, Fıkhu’s-Sünne, Daru'l-Feth, Kahira 1421-2000, 1/218-219)

 

Hatime:

İbn Rüşd:

“B. İkinci fasıl (Cumanın Namazının Şartları): Cumanın vakti: “Cumhur “öğlenin vakti olan zevâl, cumanın vakti olup zevâlden önce Cuma kılınmaz” demiştir. İmam Ahmed b. Hanbel ise zevâlden önce Cuma kılınabilir demiş.

Bu ihtilafın sebebi: Buhârî’nin Sehl b. Sa’d’dan gelen rivâyeti: “Biz Peygamber zamanında Cuma namazından önce ne öğle yemeğini yerdik, ne de uyurduk.” (Müslim, Cumua/9 (30) no: 1991. Ebû Dâvud, Salat 2/215 no 1067. İbni Mâce, İkâme 84 no: 1099. İbni Mâce bunu ayrıca Enes b. Mâlik’ten de naklediyor: İkâme/84 no: 1102)

(Enes b. Mâlik “Cuma günleri erken davranır, kaylûleyi (öğle uykusunu) Cuma namazından sonra yapardık.” (Buhârî, Cuma/16 no: 905)

Ya da şu rivâyet: “Halk namazı kılar ve dönerlerdi de daha duvarların gölgesi olmazdı.” (Buhârî, Meğâzi/64-35 no: 4168)

Bu hadislerin manasında ihtilaf edildi.

Bazıları bunlardan hareketle cumanın zevâlden önce kılınabileceğini caiz görmüşler.

“Bu hadislerden, namazlar içinde yalnız Cumaya erken gidilmiş olduğu anlaşılır” diyerek birbiriyle çelişen delilleri te’lif etmeye çalışanlar; zevâlden önce Cumayı caiz görmemişler.

Zira Enes’in hadisiyle sabittir ki Peygamber Güneşin semanın ortasında meylettikten sonra Cuma namazı kıldı.

Ayrıca Cuma öğle namazına bedel olduğu için Peygamberin zevâlden önce namaz kıldırdı şeklinde ki rivâyetlerden, Cumaya erken gidildiği manasına hamletmek gerekir.

Zira bu hadisler Cumanın zevâlden önce kılınmış olduğu konusunda nass (delil) değildir.” (İbni Rüşd, Bidâyetü’l-Müctehid Daru’l-Kütübi’l-Ilmiyye, Beyrut 1425-2004 s: 149.  (çev.) Beyan Yay. İstanbul thr. 1/322)

 

11.04.2020

Zaandam