(Bir önceki sayıda Bulgaristan sınırına kadar gelmiştik. Şimdi kaldığımız yerden devam ediyoruz.)

Buraya yaklaşırken benzincilerde ne kadar kazık yediğinizi hesap edemiyorsunuz. Cebinizde euro var ya, geçtiğiniz ülkelerin paralarını almayı gerek görmüyorsunuz. Nasıl olsa euro her yerde geçerli diyorsunuz. Ama benzinci nasıl hesap edip alıyor, bilmiyorsunuz. Söyleneni veriyorsunuz ve yolunuza devam ediyorsunuz.

Lees meer...

(Bir önceki sayıda Türkiye’ye giriş yaptığımızı anlatmıştık. Şimdi kaldığımız yerden devam ediyoruz.)

Kendi ülkemize hoş geldik. Öyle dersiniz içinizden. Gümrükte karşılaştığınız zorlukları, beklemeleri, uzun işlemleri artık hesaba katmazsınız. Arabanızı İstanbul’a doğru sürerken bunları hatırlamak istemezsınız. Çünkü artık Türkiyedesiniz. Kendi evinizde, kendi vatanınızda. Her şeyini tanıyorsunuz, dilini ve neyin nasıl olduğunu az çok biliyorsunuz.

Lees meer...

(Bir önceki sayıda Türkiye’ye giriş yaptıktan sonra bazı yaşadıklarınızdan bahsetmiştik. Kaldığımız yerden devam ediyoruz.)

Kaç hafta izininiz var? Dört hafta, bilemedin beş hafta. Onun en az dört veya beş günü yollarda geçer. Hele bir de gümrükler ana baba günü ise. Hele bir de arabanız yolda arızalanırsa... O zaman izninizin bir haftası belki daha çoğu yollarda geçer.

Lees meer...

(Bir önceki sayıda Türkiye’den çıkış yaptıktan sonra Bulgaristan üzeri devam eden geriye dönüş macerasını anlatmaya başlamıştık. Kaldığımız yerden devam ediyoruz.)

Türkiye’den ayrılırken ister istemez içinizi bir hüzün kaplar.

Her ne kadar yorulsanız da, her ne kadar canınızı sıkan çok şey olmuşsa da, her ne kadar sizi çileden çıkaran olumsuzluklar yaşasanız da , sonunda kendinizin ait olduğunu hissettiğiniz bir vatandan ayrılıyorsunuz. Eşten, dosttan, akrabadan ayrılıyorsunuz.

Lees meer...

(Bir önceki sayıda Bulgaristan’ın Tuna kıyısındaki Vidin şehrinden arabalı vapurla Romanya’nın Galafat kentine doğru yola çıkmıştık. Kaldığımız yerden devam ediyoruz.)

Tuna üzerinde, hafif batıya doğru yol alıyorsunuz. Arabalı vapur küçük bir bot. Yirmi, bilemedin yirmibeş arabalık. Belki onun iki/üç misli kadar yolcu. Kimi bulgar, kimi romen, kimi de sizin gibi transit geçen bir kaç farklı ülke insanı.

Lees meer...

(Bir önceki sayıda Bulgaristan’ın Tuna kıyısındaki Vidin şehrinden arabalı vapurla Romanya’nın Galafat kentine geçmiştik. Tuna’yı geçerken onun rumuzda bıraktığı izleri, kenarındaki Osmanlı şehirlerini, tarihi kısaca hatırlamaya çalışmıştık. Kaldığımız yerden devam ediyoruz.)

“Vatan Yahut Silistre”... Bu ismi bir erlerden hatırlamaya çalışıyorsun. Ne idi bu? Bir roman mı, bir yer ismi, bir slogan mı, bir atasözü mü, bir hikâye mi, bir hatıra mı? Belki hepsi. “Vatan Yahut Silistre”...

Lees meer...

Baştarafı bir önceki sayılarda...

“Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: ilerle

Bir yaz günü geçtik Tuna’dan kafilelerle” Y. Kemal Beyatlı

2009 Yılı yaz aylarında Türkiye’ye izine gidenler çoktan döndüler. Herkes evine, işine, meşguliyetine veya okuluna döndü.

Lees meer...

Pagina 2 van 4