A. Özata anlattı:

Faruk Hoca Efendi (Bu tarihte Hoofddorp’ta küçük bir camiide görev yapıyordu) bir zamanlar İzmir’de din görevlisi olarak çalışmaktadır.
Bir akşam İlçenin müftüsü onu ziyarete gelmiş. O da usulen yatsı namazını kıldırması için müftü efendiye teklifte bulunmuş.

 

Müftü de teklifi kabul etmiş ve yatsı namazını kıldırmış. Tesbih duasından sonra el-fatiha deyip namazı tamamlamış. Yani duadan sonra Amenerrasûlü’yü okumamış.

Cemaatten biri gürlemiş:

-Amenerasûlü’yü niçin okumadın, okusana...

Yani yüksek perdeden emretmiş. Müftü efendi de aynı sert üslupla;

-Okumadım ve okumayacağım.

Beriki her ne kadar homurdandı ise de müftü oralı olmadı.

Bu adam daha sonra hocaya durumu anlatmış, ‘yahu ben sordum öğrendim, meğer Amenerrasûlü okumak namazın şartlarından değilmiş, misafir hocaya ayıp ettik’ demiş.

Meğer bu ‘oku’ diye müftüye emir yağdıran vatandaş bir emekli general imiş.

 

1.7.2005

Hoofddorp