İrade verdin, dileme gücü verdin... Şükürler olsun... Doğru ve maslahat olanları seçme konusunda irademizi inayetsiz bırakma

Akıl ve yürek verdin, düşünelim anlayalım diye... Aklımızı rehbersiz, yüreğimizi vahiyle medetsiz bırakma...

Âlimsin, her şeyi bilensin. Bize de vahiyle mutlak İlim gönderdin. Bize bilginin yollarını Sen öğrettin.. Bilgimizi hikmetsiz bırakma...

Yaşıyoruz, hareket ediyoruz, eylemlerimizi sâlih amel eyle... Amellerimizi de iyi niyetsiz bırakma...

Ömür bir sermaye, bize sunulan müstesna bir firsat... Hayatımızı cihadsız, semeresiz, hareketsiz bırakma...

Ölümden sonra bir hayat var, hesap var... Yürekten inanıyoruz, Âhiretimizi cennetsiz bırakma...

Sen Rahmân ve Rahîmsin. Rahmetinin bir cüz’ünü mahlukata paylaştırdın. Bize de bir nebze ver, merhametsiz bırakma...

Senin rahmetin olmazsa bizim neyimizi olur ki? Sen rahmet etmezsen ölüm öncesi ve sonrası perişan oluruz. Bizi rahmetsiz bırakma...

İman edenlerin sağlam karakteri vakur duruşu, bir heybeti olur. Bizi heybetsiz bırakma...

Sen dilediğini aziz dilediğini zelil edersin. İman edenlere de izzet yakışır. Bizi izzetsiz bırakma...

Sen Kerîmsin, ikram edenlerin en güzelisin... Çok çok ikram edersin... Bizi nimetsiz bırakma

Beşeriz, zayıfız, aciziz... Sen el-Kadir’sin, kaviyyü’l-Metin’sin... Sana kulluk etmeye ve hayatımızı sürdürmeye güç ver, kuvvetsiz bırakma...

Her türlü zorluğa, zorbalığa, musibete ve imtihana karşı inayet sendendir. Bizi bu yolda savletsiz bırakma...

Kulluk görevini yerine getirmek, günahların hayatlaştığı günümüzde Senin yolunda olmak sevgisiz olmaz. Bizi muhabbetsiz bırakma...

Ey her şeyin en güzelini, en uygununu bilen Rabbim, bizi dünyada ve Âhirette afiyetsiz bırakma...

Nefsimize ve cebbar hasımlara karşı ihtiyacımız var. Bizi desteksiz, bizi, yardımısız, bizi ehliyetsiz bırakma...

Ey el-Ğaniyy olan Rabbim, Sen mülkü dilediğine verir, dilediğinden alırsın. Bizi sükrünü eda edebileceğimiz mülkiyetsiz bırakma...

Her seyin sahibi sensin. Bize sermaye olacak kadar manevî, hayatı sürdürecek kadar maddî servetsiz bırakma...

İman kişilik kazandırır, ya da biz onu kazanalım diye vahiy gönderdin, yol gösterdin. Bizi, bize onur kazandıracak asaletsiz bırakma...

Peygamberin (sav), Allah için buğzetmeyi imanî olgunluk olarak niteledi. Bizi zalimler karşı nefretsiz bırakma...

Senin davetine kulak tıkayıp bildiğini okuyup bedbaht olanlardan eyleme. İki dünyada da saadetsiz bırakma...

Manevî zenginliğe de, sihhat ve afiyete de devlet demişler. Bu anlamda bizi  devletsiz bırakma...

İman güzel ahlâkı gerektirir. Ya da güzel ahlâk kazandırır. İmanı kalbimizde süsle, bizi faziletsiz bırakma...

el-Kerîm olan Allahım! Sen insanları keremli yarattın... Keremlerini korusunlar diye de Kerîm elçi ve Kerîm bir kitap gönderdin. Bizi kerâmetsiz bırakma...

Senden gelen başüstüne, çağrına teslim oluyoruz. Bizi teslimiyetsiz bırakma...

Kitabınla bizi “dâru’s-selâma” davet ediyorsun... Sana şükürler olsun, hamdolsun... Biz Senden gelen her davete uyarız. Bizi davetsiz bırakma...

Bir gece ki bin aya bedel bir gece... Kerîm Kitabın için... Kitabını bize lütfetmeye başladığın için... Yarabbi! Bizi Kitabına ve her hükmüne yürekten evetsiz bırakma...

Hüseyin K. Ece

04.05.2021

Rotterdam