-Ramazan (fıtır) Bayramı ve Kurban (adhâ) Bayramı

Enes b. Mâlik’in anlattığına göre Rasûlullah (sav) Medine'ye geldiğinde Medinelilerin iki (bayram) günleri vardı. O günlerde oynayıp eğlenirlerdi. "Bu iki gün neyin nesidir?" diye sordu. Onlar;

-"Biz câhiliye devrinde bu günlerde eğlenirdik!" dediler. Rasûlüllah şöyle buyurdu:

-"Allah, size onların yerine onlardan daha hayırlısını verdi. Kurban günü ve Fıtır günü (Ramazan bayramı).” (Ebû Dâvûd, Salât/245 no: 1134. Nesâî, Iydeyn/1 no: 1557)

Ebu Bekre (ra) Rasûlüllah’ın şöyle dediğini rivâyet etti: “İki bayram ayı eksilmezler: Ramazan ve Zu’l-hicce.” (Buhârî, Savm/12 no: 1912. Müslim, Sıyam/7(31) no: 2531. Ebû Dâvud, Savm/4 no: 2323.  Tirmizî, Savm/8 no: 692

Tirmizî Ahmed b. Hanbel’in şöyle dediğini kaydetmiş: Bu hadisin anlamı şudur: Bir yılda ikisi birden eksik (yani yirmidokuzlu) gelmezler. Birisi eksik gelirse diğeri tam gelir.”

İshak da şöyle demiş: “Bunun anlamı şudur: Bu ay yirmidokuzlu olarak gelse de yine tamdır, eksik değildir.” (Havva, S. İbadet Ansiklopedisi (çev.), 4/402)

 

-Bayram için gusül

Abdullah b. Abbas (ra) anlattı: “Rasûlullah (sav) Ramazan bayramında da Kurban bayramında da guslederdi." (İbni Mâce, İ. Salat/169 no: 1315)

Fâkih b. Sa'd (ra) anlattı: “Rasûlullah (sav) Ramazan bayramında, Kurban bayramında, Arefe gününde yıkanırdı.” Kendisi de o günlerde ev halkına yıkanmalarını aile emrederdi." (İbni Mâce, İ. Salat/169 no: 1316)

Enes b. Malik'ten gelen habere göre “Abdullah b. Ömer, Fıtır (Ramazan) bayramı günü namaz kılınan yere çıkmadan gusül alırdı.” (Mâlik b. Enes, Muvatta, Iydeyn/1)

 

-Bayram namazından önce bir şey yemek

Enes b. Mâlik şöyle nakletti. “Rasûlüllah Fıtır (Ramazan) bayramı bir kaç hurma yemeden yola çıkmazdı. Bunları tek sayıda yerdi.” (Buhârî, Iydeyn/4 no: 953. Tirmizî, Iydeyn/38 no: 543 Hasen-sahih-ğarib kaydıyla. İbni Huzeyme, S. Iydeyn/681 no: 1429)

Bureyde (ra) şöyle nakletti:  Rasûlüllah (sav) Fıtır Bayramı günü bir şey yemeden çıkmazdı. Kurban bayramında ise, namazdan dönünceye kadar bir şey yemezdi (Tirmizî, Iydeyn/38 no: 542. İbni Huzeyme, S. Iydeyn/678 no: 1426)

Ali b. Ebi Tâlib (ra) şöyle dedi: “Bayram (namazına) yürüyerek çıkman ve çıkmadan önce bir şey yemen sünnettendir.” (Tirmizî, Iydeyn/30 no: 530 hasen kaydıyla. İbnu Mâce, İkâmet/161 no: 1296)

 

-Bayram namazına farklı yollardan gidip dönmek

Ebu Hureyre şöyle nakletti: “Rasûlüllah (sav) bayram günü bir yoldan çıktığında başka bir yoldan geri dönerdi”.” (Tirmizî, Iydeyn/37 no: 541, hasen-garib kaydıyla)

Cabir b. Abdullah (ra) nakletti: “Bayram günü olduğunda Rasûlüllah yolları değiştirirdi (yani gittiği yoldan değil başka bir yoldan geri dönerdi).” (Buhârî, Iydeyn/24 no: 986)

Ammar b. Sa’d babasından, o da babasından, ayrıca Abdullah b. Ömer rivâyet ettiler: “Rasâlullah (as) bayram namazına yürüyerek gider, yürüyerek dönerdi." (İbni Mâce, İ. Salat/161 no: 1294-1295)

Ali (ra) demiş ki: “Bayram namazına yürüyerek gitmek (Rasûlüllah’ın) sünnetindendir.” (İbni Mace, İ. Salat/161 no: 1296)

Abdullah b. Ömer (ra) anlattı: “Rasûlûllah (as) bayram namazına giderken bir yoldan gider, dönerken başka bir yoldan dönerdi.” (Ebû Dâvûd, Salât/254 no: 1156)

Ammar b. Sa’d babasından, o da babasından naklederek demiş ki:

“Rasûlullah (sav) bayram namazlarına giderken Sa'id İbnu Ebi'l-Âs'ın mahallesinden geçer, sonra çadırların bulunduğu yerden geçerdi. Namazdan dönüşünü başka bir yoldan yapar, Beni Zürayk'ten geçerdi. Sonra Ammar b. Yâsir'in evine, oradan Ebu Hureyre'nin mahallesine, oradan Balat'a geçerek (evine gelirdi).” (İbni Mâce, İ. Salat/162/1298)

Ebu Rafi' (ra) babasından, o da babasından şöyle anlatmış: “Rasûlullah (as) bayram namazına yaya olarak gelirdi.” (İbni Mâce, İ. Salat/161 no: 1296)

 

-Bayram namazı:

Câbir b. Semura şöyle demiş: “Rasûlüllah ile birlikte bir veya iki kere dışında ezansız ve kaametsiz olarak bayram namazı kıldım.” (Müslim, S. Iydeyn/. Ebû Dâvûd, Salat/249. Tirmizî, Iydeyn/32 no: 532. İbni Mâce, Iydeyn/7 no: 1563. İbni Huzeyme, S. Iydeyn/684 no: 1432)

İbni Ebi Leylâ Ömer’in (ra) şöyle dediğini nakletti: “Kurban Bayramı namazı iki rek’attir, Fıtır Bayramı namazı iki rek’attir, Cuma namazı iki rek’attir. Hepsi Rasûlüllah’ın diliyle bundan kısa olmaz.” (Nesâî, Iydeyn/11 no: 1567. İbni Huzeyme’de şu ilave var: “… Peygamberin diliyle yolculuk namazı da iki rek’attir. Bundan ötesi iftiraya bulaşmaktır. S. Iydeyn/677 no: 1425)

Nu'mân İbnu Beşir (ra) anlattı: “Rasûlullah (as); bayramlarda ve cum'ada A’lâ ve Ğâşiye sûrelerini okurdu. Bazen cuma ve bayram bir günde birleşirlerdi. Rasûlullah bu sûrelerin her ikisini de (cuma ve bayram) namazlarında birlikte okurdu.” (Müslim, Cum'a/16(62) no: 2028. Muvatta, Cum'a/19. Ebu Dâvud, Salât/242 no: 1122, 1123. Tirmizî, Iydeyn/33 no: 533. Nesâî, Iydeyn/13 no: 1569)

 

-Hutbeden önce namaz

Nafi’nin anlattığına göre Abdullah b. Ömer (ra) şöyle dedi: “Rasûlullah (as) ve ondan sonra gelen iki halife Ebu Bekr, Ömer (ra) bayram namazını hutbeden önce kılarlardı." (İbni Mâce, İ. Salat/155 no: 1276. Nesâî, Iydyn/9 no: 1565. Buhârî, Iydeyn/8 no: 963. Müslim, Iydeyn/1(8) no: 2052. Tirmizî, Iydeyn/31 no: 531. Nesâî, Iydeyn/9 no: 1565)

Abdullah b. Abbas anlattı: “Ben Rasûlullah (as), Ebu Bekr, Ömer ve Osman’ın (ra) bayramlarına şâhit oldum, hepsi de hutbeden önce namaz kılarlardı.” (Buhârî, Iydeyn/8 no: 962)

Abdullah b. Abbas (ra) anlattı: “Rasûlüllah ile bayrama (namazına) şâhit oldum. Hutbeden önce namaza başladı, sonra hitap etti”. (Nesâî, Iydeyn/14 no: 1570. Bir benzeri: İbni Huzeyme, S. Iydeyne/688 no: 1437)

Ata’ Cabir’in şöyle dediğini anlattı: “Rasûlüllah (sav) bize hutbeden önce ezansız ve ikametsiz (bayram) namazı kıldırdı.” (Nesâî, Iydeyn/7 no: 1563)

Abdullah b. Ömer anlattı: “Rasûlüllah Kurban ve Ramazan (Fıtır) bayramında  namaz kıldırdı, namazdan sonra hutbe okudu.” (Buhârî, Iydeyn/7 no: 957. İbni Huzeyme, S. Iydeyn/685 no: 1433-1434)

Cabir b. Abdullah nakletti: “Rasûlüllah Ramazan bayramı günü çıktı ve hutbeden önce namaza başladı.” (Buhârî, Iydeyn/7 no: 958)

Şa’bi, Bera’ b. Azib’in şöyle dediğini nakletti: “Allah’ın Elçisi Kurban bayramında namazdan sonra hutbe okudu.” (Nesâî, Iydeyn/14 no: 1571)

Ata’ Abdullah b. Sâib’ten şöyle nakletti: “Rasûlüllah bize bayram namazı kıldırdı ve dedi ki: “Gitmek isteyen gidebilir, hutbeyi dinlemek isteyen de kalabilir.” (Nesâî, Iydeyn/15 no: 1572)

Abdullah ibnu Abbâs (ra) anlatıyor: “Rasûlullah (as) bayram günü - çıkıp iki rek'at namaz kıldırdı. Ne bunlardan önce ne de bunlardan sonra başka namaz kıldırdı.” (Buhârî, Iydeyn/8,16 no: 964,975, Zekât /21 no: 1431, Libâs/56-57,59 no: 5880-5881,5883, İ'tisam/16 no: 7325. Ebû Dâvûd, Salât/256 no: 1159. Tirmizi, Salat/387 no: 537. Nesâî, Iydeyn/29 no: 1588)

Müslim’in ilâvesi: “Sonra yanında Bilâl olduğu halde kadınlar tarafına geçti ve onlara sadaka vermelerini emretti. Bir kadın gerdanlığını ve küpesini verdi.” (Müslim, Iydeyn/1, 2(13) no: 2044, 2057. İbni Huzeyme, S. Iydeyne/687 no: 1436)

Ebû Said el-Hudrî anlattı: “Rasûlüllah Ramazan Ramazan ve Kurban bayramı günlerinde namaz kılınan yere çıkardı. İlk yaptığı şey namaz kılmaktı. Sonra oradan ayrılır, insanlara dönmüş olarak dururdu. İnsanlar da saf hâlinde oturmuş olurlardı. Bu hâlde Rasûlüllah onlara vaaz verir, nasihat eder, bazı şeyleri emrederdi...” (Buhârî, Iydeyn/6 no: 956. Bir benzeri özetle İbni Huzeyme, S. Iydeyn/682 no: 1430)

Nesâî’nin ilâvesi; “Sadaka vermeyi emrederdi. “Tasadduk edin” dedi. Bunu üç kere tekrar etti. (O zaman) kadınlar daha fazla tasadduk ettiler.” (Nesâî, Iydeyn/20, 23 no: 1577, 1580)

 

-Bayram hutbesi

Câbir b. Semura anlattı: “Rasûlüllah ile namaz kıldık. Onun namazı da, hutbesi de mu’tedil idi.” (Nesâî, Iydeyn/24 no: 1583) 

Câbir b. Semura anlattı: “Rasûlüllah ayakta iken hutbe okudu  sonra biraz oturdu sonra. Oturunca bir şey konuşmadı. Sonra tekrar kalktı ve ikinci defa hitap etti...” (Nesâî, Iydeyn/25-26 no: 1584-1585)

 

-Bayram namazı tekbirleri

Aişe (r.anhâ) anlattı: “Rasûlullah (as), fıtr (ramazan) ve kurban bayramlarının namazlarında, birinci rek'atte yedi (ziyâde) tekbir getirirdi, ikinci rek'atte ise, iki rüku tekbirinden başka beş (ziyâde) tekbir getirirdi.” (Ebû Dâvûd, Salât/245 no: 1149, 1150)

Abdullah b. Amr’dan da aynısı rivâyet edildi. (Ebû Dâvûd, Salat/245 no: 1151. İbni Huzeyme, S. Iydeyne/689 no: 1438)

Câbir İbnu Semüra (ra) nakletti: “Rasûlullah (as) ile birlikte, bir çok kereler bayram namazını ezansız ve ikâmetsiz kıldım.” (Müslim, Iydeyn/7 no: 2051. Ebû Dâvûd, Salât/244 no: 1148. Tirmizî, Iydeyn/32 no: 532)

Kesir ibnu Abdullah babasından, o da dedesinden nakletti: "Rasûlullah (as) bayramlarda birinci rek'atte kıraatten önce yedi kere tekbir getiriyordu. İkinci rek'atte de kıraatten önce beş kere tekbir getiriyordu.'' (Tirmizi, Iydeyn/34 no: 536. İbni Huzeyme, S. Iydeyne/690 no: 1439)

Aişe (r.anha) anlattı: “Rasûlüllah Ramazan ve Kurban bayramı namazlarında birinci rek’atta 7, ikinci rek’atta 5 tekbir getirirdi.”  (Ebû Dâvûd, Salat/245 no: 1149)

Nafi’ Abdullah b. Ömer’den: “Ebu Hureyre ile birlikte Ramazan ve Kurban bayramı namazlarıında bulundum. Birinci rek’atta kıraatten önce yedi tekbir getirdi. İkinci rek’atta da kıraatten sonra beş tekbir getirdi.” (Mâlik b. Enes, Muvatta, Iydeyn/4)

Ubeydullah b. Abdullah anlattı: “Ömer (ra) bayram günü çıktı ve Ebû Vâkid el-Leysî'ye sordu: "Rasûlullah kurban ve ramazan bayramlarında ne ne okurdu?” O da;

“Rasûlullah bu namazlarda Kâf ve Kamer sûrelerini okurdu” diye cevap verdi." (Müslim, Iydeyn/4(14) no: 2059. Muvatta, Iydeyn/8. Ebû Dâvûd, Salât/246 no: 1154. Tirmizî, Salât/385 no: 534. Nesâî, Iydeyn/12 no: 1568. İbni HUzeyme, S. Iydeyne/691 no: 1440)

 

-Bayramda nafile namaz kılmak

Abdullah b. Abbas nakletti: “Nebi (sav) bayram günü çıktı, iki rek’at namaz kıldı. Ondan önce veya sonra başka namaz kılmadı.” (Nesâî, Iydeyn/29 no: 1588. Tirmizî, Iydeyn/35 no: 537-538. Bir benzeri: İbni Mâce, İ. Salat/160 no: 1291)

Sa’lebe b. Zehdem anlattı: Ali (ra) Abdullah b. Mes’ud’u görevli olarak tayin etti. O bayram günü insanlara; “Ey insanlar, imamdan (namazdan) önce namaz kılmak sünnet değildir” dedi. (Nesâî, Iydeyn/6 no: 1562)

Amr İbnu Şu'ayb baba ve dede kanalıyla anlatmış: “Rasûlullah (as) hiç bir bayramda bayram namazından önce ve sonra (nafile) namaz kılmamıştır.” (İbni Mâce, İ. Salat/160 no: 1292)

Ebû Saidi'l-Hudrî (ra) anlattı: "Rasûlullah (as) bayram namazından önce hiçbir namaz kılmazdı. Evine dönünce iki rek'at namaz kılardı." (İbni Mâce, İ. Salat/160 no: 1293)

 

-Bayramda taklis (def çalıp şarkı söylemek)

Aişe’den “Bayram günü sudanlılar kalkan ve süngüleriyle oynuyorlardı. Ya ben Rasûlüllah’tan izin istedim, yahut kendisi: “Onlara bakmak istiyor musun? diye sordu. Ben “evet” dedim.

Beni arkasında yanağım onun yanağına değecek şekilde durdurdu. (Adamlara da): “Olduğunuz yerde durun (oyununuza devam edin) ey Erfideoğulları” dedi.

Ben bıkınca: “Yeter mi” diye sordu. “Evet” dedim. O da “öyleyse git” dedi. (Buhârî, Iydeyn/2 no: 950, Cihad/81 no: 2907, Menâkıb/15 no: 3530. Bir benzeri: İbni Mâce, Iydeyn/35 no: 1596)

Nesâî’nin rivâyeti şöyle: Aişe anlattı: “Sudanlılar gelip bayram günü Rasûlüllah’ın yanında gösteri yaptılar (oynadılar). Rasûlüllah beni çağırdı. Ben de onun omuzlarına dayanarak oradan ayrılıncaya kadar onlara baktım.” (Nesâî, Iydeyn/34 no: 1595, bir benzeri: Iydeyn/34-35 no: 1596-1597)

Aişe (r.anhâ) anlattı: “Bir defasında Rasûlullah (sav) yanıma girdi. Karşımda Buas ezgilerini def çalarak şarkı söyleyen iki cariye vardı. Yatağına uzanıp yüzünü çevirdi. Derken Ebu Bekir geldi:

“Rasûlullah'ın yanında şeytan çalgıları mı?” diyerek beni azarladı. Allah’ın Elçisi ona dönüp; “Onlara ilişme” dedi.

Babamın zihni başka bir şeyle meşgul olunca kızlara işaret ettim, onlar da çıktılar.” (Buhârî, İydeyn/2-3, 25 no: 949, 952, 987. M. Ensâr/46 no: 3931. Müslim, İydeyn/4(16-22) no: 2065)

Bunun bir benzeri şöyle: Aişe (r.anhâ) anlattı: “Bir defasında Ebu Bekr yanıma geldi. Yanımda Ensârdan komşu iki cariye vardı. (O iki cariye) Ensârın Buas günlerinde düzmüş oldukları şeyleri bir ritimle söylüyorlardı. Ancak şarkıcı değillerdi. Ebu Bekr;

“Peygamberin evinde şeytan mızmarları mı (çalgıları mı)” dedi. O gün bayramdı. Rasûlüllah (sav) ona;

Her kavmin bayramı vardır, bu da bizim bayramımızdır” dedi.” (Buhârî, Iydeyn/3 no: 952. Müslim, İydeyn/4(16-22) no: 2061-2069)

Nesâî’nin rivâyeti şöyle: Aişe (r.anhâ) anlattı: “Rasûlüllah yanıma geldi. O esnada yanımda defleriyle  şarkı söyleyen iki cariye vardı. Ebu Bekr onlara engel oldu. Rasûlüllah; ”Onları bırak, zira her kavmin bir bayramı vardır” dedi. (Nesâî, Iydeyn/33 no: 1594, bir benzeri: Iydeyn/36 no: 1598)

Âmir anlattı: "İyaz el-Eş'ârî, Enbar'da bir bayram namazında hazır bulunmuştu. Şöyle dedi: "Rasûlullah'ın yanında taklis (def çalınıp şarkı söylenmesi) yapıldığı gibi sizi niye taklis yapar görmüyorum?" (İbni Mâce, İ. Salat/163 no: 1302)

Kays b. Sa'd anlatıyor: "(Resulullah’ın vefatından sonra) O 'nun sağlığında mevcut olan her şeyi gördüm, ancak biri hariç. Görmediğim bu şey de, Ramazan bayramında onun için yapılan taklisdir (def çalınıp şarkı söylenmesi).” (İbni Mâce, İ. Salat/163 no: 1303)

 

-Kadınlar da bayram namazına giderlerdi

Abdullah b. Abbas (ra) dedi ki: “Rasûlullah (as) her iki bayramda da kızlarını ve hanımlarını (musalla’ya-namazgâh’a) çıkarırdı.” (İbni Mâce, İ. Salat/165 no: 1309)

Ümmü Atiyye (r.anhâ) anlatıyor: “Rasûlullah bize, bayram namazlarına genç kızları, çadırda kalan genç bâkireleri ve hayızlı kadınları da çıkarmamızı emretti. Hayızlıların da katılmaları müslümanların cemaatlerini görmeleri, dualarında hazır bulunmaları içindi, bunlar namazgâhların dışında kalacaklardı.” (Buhârî, lydeyn/15 no: 974, Salât/2 no: 351. Müslim, Iydeyn/1(10-12) no:2054-2056. Ebû Dâvûd, Salat/247 no: 1136-1139. Tirmizî, Salât/388 no: 539-540. Nesâi, Iydeyn/3-4 no: 1559-1560. Bir benzeri: Buhârî, Iydeyn/20 no: 980, Hayz/23 no: 323)

Abdullah ibni Abbas (ra) anlattı: Rasûlullah, Ebu Bekir, Ömer ve Osman ile birlikte Ramazan Bayramı namazında hazır bulundum. Bunların hepsi de namazı hutbeden önce kıldırır, sonra da hutbeyi okurlardı.

Bir defasında Rasûlullah’ın hutbeden sonra minberden aşağıya indiğini, cemaatin dağılmaması için eliyle “oturun” işareti yaptığını görür gibiydim.

Sonra yanında Bilâl olduğu hâlde erkeklerin saflarını yara yara kadınların bulunduğu yere geldi ve;

“Ey Peygamber! Mü’min kadınlar, Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek, iyi işi işlemekte sana karşı gelmemek hususunda sana biat etmeye geldikleri zaman, biatlerini kabul et ve onlar için Allah'tan mağfiret dile. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir” (Mümtehıne 60/12) âyetini okuduktan sonra kadınlara: 

-“Sizler bu biat üzere sabit misiniz?” diye sordu. İçlerinden kim olduğu bilinmeyen bir kadın: 

“Evet, ey Allah'ın Rasûlü” dedi. Diğerleri cevap vermedi. Bunun üzerine Rasûlüllah; “öyle ise sadaka verin” buyurdu.

Bilâl elbisesini yayarak, “Babam, annem size feda olsun! Haydi gelin atın” dedi.

Onlar da halkalarını, yüzüklerini Bilâl'in elbisesi içine atmaya başladılar.” (Müslim, Iydeyn/1 no: 2044-2047. Bir benzeri: Nesâî, Iydeyn/28 no: 1587)

Bu, Ebû Dâvûd’ta daha kısa. Abdullah b. Abbas şâhit oldu ki; Rasûlüllah’ın Fıtır (Ramazan) bayramına çıktı, namaz kıldırdı, sonra hutbe okudu. Sonra yanında Bilâl olduğu halde kadınlar bölümüne geçti ve onlara sadak vermelerini söyledi.” (Ebû Dâvûd, Salat/242 no: 1142)

Câbir (ra) anlattı: “Rasûlullah (as) ile birlikte bayrama katıldım. O hutbeden önce, ezansız ve ikametsiz namaz kıldırdı. Sonra Bilâl'e dayanarak kalktı. Allah'tan korkmayı emretti ve O'na itaate teşvik etti. İnsanlara vaaz edip hatırlattı. Sonra kadınlar bölümüne geçti. Onlara da aynı şekilde vaaz etti, hatırlatmalarda bulundu ve “Allah için tasadduk edin…” buyurdu.

Bunun üzerine kadınlar takılarından tasadduk etmeye başladılar. Bilâl'in eteğine atıyorlardı.” (Müslim, Iydeyn/1(4) no: 2048. Ebû Dâvûd, Salât/242 no: 1141. Nesâî, Iydeyn/19 no: 1576. Bir benzeri: Buhârî, Iydeyn/7 no: 961. İbni Huzeyme, S. Iydeyn/694 no: 1444)

 

-Bayram ve Cuma aynı güne denk gelirse

Abdullah ibnu Ömer (ra) anlattı: “Rasûlullah (as) zamanında iki bayram (cuma ve bir bayram) aynı günde birleşti. O da bayramı kıldırdı, sonra da: “Dileyen cumaya da gelsin, dileyen de gelmesin” buyurdu.” (İbni Mâce, İ. Salat/166 no: 1312)

Abdullah b. Abbas Rasulüllah’tan (sav) anlattı: “Şu günde iki bayramınız birleşti. Dileyen cumayı da eda etsin. Biz inşaallah ikisi birleştireceği (kılacağız).” (İbni Mâce, İ. Salat/166 no: 1311)