İşaret edilmezse okuyanlar bunların doğru olduğunu zannederler. Bundan dolayı bazı dini konularda yanlış kanaate sahip olabilirler.

Paylaşan kardeşler, bu değerlendirmemize rast gelirlerse kızmasınlar... Sakin sakin biraz daha geniş düşünsünler... Din adına ileri sürülen iddiaları Kur’an, hadisler, hikmet ve akıl açısından gözden geçirsinler...

Değerlendirmemden katılmadıklarına, kendilerince yanlış olana işaret etsinler, düzeltelim, ya da teşekkür edelim...

Umarım yazacaklarım buna bir katkı sağlar.

Yine iyi niyetli birileri facebook’ta şunu paylaşmışlar. 11.03.2022 (Geçenlerde yine bir kardeşimiz aralıklarla iki defa paylaştı. 15.05.2022. Ben de bu değerlendirmemin linkini tekrar facebook'a koymayı gerekli gördüm) 

 

“Hızır Aleyhisselam bir gün gökyüzüne derin derin bakar öyle derin bakar ki; ARŞ-I ALA’da yazılı olan FATİHA suresini görür .Fatiha suresine aşık olur.

ALLAH ‘a yalvarır “Ne olur YARABBİ bu sureyi bana indir.” Fakat ALLAH şöyle der —.

“Ben bu sureyi Alemlere rahmet olarak göndereceğim Hz. Muhammed (s.a.v) indireceğim.” Tabi Hızır Aleyhisselam bunu duyunca ALLAH ‘a

Tekrar yalvarır. —

“YABBİ ne olur beni Hz. Muhammed’e (s.a.v) ümmet olarak ulaştır.” der ve duası kabul olur.

Bilindiği gibi Hızır Aleyhisselam Peygamberimizden (s.a.v) binlerce yıl önce doğmuştur. ..

Fakat Peygamberimizi (s.a.v) görmek ve O na ümmet olmak için ALLAH ‘a yalvarır duası kabul olur ve ölümsüzlük (Ab-ı Hayat) suyundan içer.

Peygamberimiz (s.a.v) Hızır Aleyhisselamla sohbet ettiği kaynaklarda vardır.

Halen aramızda ALLAH için kıyamete kadar hizmet edecektir.

Düşünün Hızır Aleyhisselam Peygamberimizden (s.a.v) binlerce yıl önce Peygamberimize (s.a.v) ümmet olabilmek için ALLAH ‘a yalvarmış.

Peygamberimize (s.a.v) ümmet olmak işte bu kadar önemli biz ise Peygamberimizin (s.a.v) Ümmeti olarak dünyaya gelmişiz bu nimetin kıymetini biliyomuyuz.

Bunun için Şükür ediyomuyuz?. ALLAH ‘IM BİZİ MÜSLÜMAN OLARAK YARATTIĞIN VE PEYGAMBERİMİZİN (S.A.V) ÜMMETİ OLARAK YARATTIĞIN İÇİN ve VARİSİ NEBİYE EVLAT KILDIĞIN İÇİN SANA SONSUZ ŞÜKÜRLER OLSUN.”

Değerlendirme:

1-İmla hataları bana ait değil.

2-Hızır gökyüzüne derin derin bakarken, bu menkıbeyi uyduran da ya yanında idi, ya da hızır daha sonradan bunun yanına gelip olayı ve aklından geçenleri anlatmış (!)

3-Hızır Arş-ı a’lâ’da yazılı Fatiha’yı madem gördü, Fatiha olduğunu anladı, âşık oldu, oradan okusaydı ya… Yoksa okuma bimiyor muydu (!)

4-Net bir soru: Hızır denilen şahış insan mıydı, değil miydi? Eğer bizim gibi bir insan (beşer) idiyse; Rabbimiz Kur’an’da pek çok âyette bütün nefislerin (insanların) öleceğini söylüyor. O zaman bu âyetleri nasıl anlayacağız?

Allah (st) “herkes, her canlı ölümlü” diyor, birileri “hızır ölmedi, hâlen aramızda ve hizmete devam ediyor” diyor (!)

5-Hızır melek idiyse; onun arş’a baktığını kim gördü? Allah ile konuştuğu nerede yazılı? Hangi âyette, hangi hadiste?

Melekler insan için ğayb değil mi? Melekler âleminde neler olduğunu, ğaybı Allah’tan başka kim bilebilir, eğer O vahiyle bildirmemişse?

Yukarıdaki iddialar vahiy yoluyla ve kime geldi?

6-Fatiha Arş-ı a’lâ’da imiş (!) Kim demiş, nereden biliniyor? Peki şu âyeti nasıl anlayacağız?

Doğrusu sana vahyedilen bu Kitap, Levh-ı Mahfuz'da bulunan şanlı bir Kuran'dır.” (Burûc 85/21-22)

7-Peygamberimizin (sav) mevhum (var olduğunu sanılan) hızırla sohbet ettiği hangi sağlam kaynaklarda var?

8-Allah (cc) kimin duasını kabul ettiğini kime bildirmiş? Hızırın duasının kabul edildiği nereden biliniyor? Hadi kabul edildi diyelim… Rabbimiz bunu bu hikâyeyi uydurana mı haber verdi?

9-Güya hızırın “Muhammed ümmetinden olma” duası kabul edilmiş ve ölümsüzlük suyundan (âb-ı hayattan) içmiş, yani bundan dolayı ölmemiş, hâlâ yaşıyor. Âb-ı hayat iddiası masalların, hikâyelerin konusu mu, dinin, hakikatin konusu mu?

Ölümsüz suyu konusu “her nefsin öleceğini” haber veren âyetler açısından gözden geçirilmeli değil mi?

10-Paylaşım diyor ki: “Hızır Peygamberimizden binlerce yıl önce doğdu, ama yaşıyor” Bakalım Rabbimiz ne diyor?

“Biz, (Ey Rasûl) senden önce de hiç bir beşere ölümsüzlük vermedik. Şimdi sen ölürsen, onlar ebedî mi kalacaklar?” (Enbiyâ 21/34)

Şimdi, Rabbimizin sözü bu âyet mi yanılıyor, yoksa birilerine ölümsüzlük suyu içirenler mi?

11-Hayâli bir kişiyi vahiy olmadan, naklen yayın yapar gibi Allah ile konuşturmak, ya da Allah'ı konuşturmak O’na iftira değil midir?

Sorumluluk sahibi bir kimse bir şey iddia ederken veya iddiaları paylaşırken biraz daha dikkat etmeli değil mi?

12-Dileyen dilediği kadar hikâye, menkıbe, masal, kıssa, fıkra uydurup anlatılabilir, edebiyat yapabilir.

13.Lakin öğrendiğime göre Allah (st), peygamberler (as) ve Peygamberimiz (sav), ya da özel kişilerin adını kullanarak bir iddiayı kesin olmuş bir olay gibi anlatmak vebâldir. Yalan söylemek de İslâmda büyük günahtır. 

14-Bu yalanı uyduranı Allah bildiği gibi yapsın. Paylaşanlara, paylaşanları tebrik edenlere de Allah (st) ferâset nasip eylesin.

15.Neyleyelim ki hikâyeler, uydurmalar, hurâfeler maalesef Hakikat bilgisinden daha çok taraftar buluyor...

16.Bir kimseyi Allah'ın âyetleri, Kur'an ikna edemiyorsa; o kişi -Allah'ın dediklerine uymasa da- dilediği şeye, hurâfeye, uydurmalara inanabilir. Herkes seçiminde serbesttir. Ama aziz dinimizi ve onun değerlerini alet etmeden...

17.Temennimiz; Allah (cc) ve Peygamber adına bir şey uydurmamaktır. (Bkz: En’am 6/93) Hakikati alıp kabul etmektir.

Bize ulaşan bilgiler ve paylaşımlar konusunda biraz daha dikkatli olmaktır.

*Efendimiz Muhammed’in (sav) ümmeti olmanın kıymetini bilmektir.

*Vesselâm…

 

Hüseyin K. Ece

12.03.2022

Zaandam