Tirmizî’nin rivâyeti: Ebu Hureyre dedi ki; “Kim Tîn Sûresini sonuna kadar okursa; “belâ ve ene alâ zâlike mine'ş-şâhidîn-Eve (öyledir)t, ben de buna şâhit olanlardanım” desin. (Câmiu’t-Tirmizî, Tefsir/95 no: 3347)

Taberî şöyle yazdı: Bize ulaştığına göre Allah’ın Rasûlü “Allah hakimler hakimi değil mi?” âyetini okuduğu zaman; “belâ-evet” derdi.

Katade’nin şöyle dediği nakledildi. Rasûlüllah bu âyeti okuduğu zaman; “belâ ve ene alâ zâlike mine'ş-şâhidîn-Evet (öyledir), ben de buna şâhit olanlardanım” derdi.

Abdullah b. Abbas bu âyeti okuduğu zaman “sübhânekallahümme fe-belâ-(Rabbim) Sen noksan sıfatlardan münezzehsin ve evet” derdi.

Katâde’den gelen başka rivâyete göre bu âyeti okuduğu zaman Rasulüllah gibi “belâ ve ene alâ zâlike mine'ş-şâhidîn-Evet (öyledir), ben de buna şâhit olanlardanım” derdi. Katâde, “Şimdi, bunları yapan Allah’ın ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi?” (Kıyâme 75/40) âyetini okuduğu zaman da “belâ-evet”,

“Onlar artık ondan (Kur’an’dan) sonra hangi söze inanacaklar?” (Mürselât 77/50) âyetini okuduğu zaman da “âmentü billahi ve bimâ enzele-Allah’a ve bununla beraber O’nun indirdiğine iman ettim” derdi. (Taberî, İbni Cerir. Câmiu’l-Beyân, 12/643)

Mukâtil’in rivâyeti: Rasûlüllah (sav); “belâ ve ene alâ zâlike mine'ş-şâhidîn, yâ ahkâmu’l-hâkimîn-Evet (öyledir), ben de buna şâhit olanlardanım, ey hakimler hakimi!” Ey (iki şey) arasını en iyi ayıran (hükmünü veren), yani Muhammed ile onu yalanlayanların arasını... (Mukâtil b. Süleyman, Tefsir, 3/499)

Kurtubî’nin notu: Ali b. Ebi Talip ve Abdullah b. Abbas’ın (ra) bu âyeti okudukları zaman; “belâ ve ene alâ zâlike mine'ş-şâhidîn-Evet (öyledir), ben de buna şâhit olanlardanım” dedikleri rivâyet edildi. (Allah (st) daha iyi bilir. (Kurtubî, el-Câmiu li-Ahkâmi’l Kur’an, 2/3345)

Şevkânî, Ebu Hureyre’den gelen rivâyeti naklettikten sonra şöyle diyor: “Câbir’den rivâyet edildiğine göre o; bu âyeti okuduğu zaman “belâ-evet” derdi.

Şevkânî; İbni Abbas’ın bu âyetten sonra ““sübhânekallahümme fe-belâ-(Rabbim) Sen noksan sıfatlardan münezzehsin ve evet” dediğini de ekliyor. (Şevkânî, Fethu’l-Kadîr, s: 1921)

Sa’lebî, Katâde’nin şöyle dediğini aktarıyor: “Bana ulaştığına göre Nebi (sav) bu âyeti kıraat ettiği zaman; “belâ ve ene alâ zâlike mine'ş-şâhidîn-Evet (öyledir), ben de buna şâhit olanlardanım” derdi.” (Sa’lebî, el-Keşfu ve’l-Beyân, 6/495.  Ayrıca bkz: Zemahşerî, el-Keşşâf, 4/765. İbni Atıyye, el-Muharriru’l-Vecîz, s: 1991. Komisyon, Kur’an Yolu (DİB), 5/592)

Görüldüğü gibi bu ayetten sonra Peygamberimizin “belâ ve ene alâ zâlike mine'ş-şâhidîn-Eve (öyledir)t, ben de buna şâhit olanlardanım” dediği bir hadis kaynağında geçiyor. Muhtemel ki tefsirler oradan aldılar. Ya da sahabelerden farklı rivâyetler gelmiş.

Rasûlüllah’ın bunu ne zaman dediğine dair bir kayıt yok. Yine muhtemel ki namazın dışında okuduğunda söylerdi.

Buhârî’de şöyle bir rivâyet var: Berâ (ra) şöyle dedi: “Rasûlüllah bir yolculukta yatsı namazı kılarken ilk rek’atte Tîn Sûresini okudu.” (Buhârî; Ezan/100 no: 767,769, Tefsir/95 no: 4952)

Berâ (ra); “Rasûlüllah’ın bir yatsı namazında Tîn Sûresini okuduğunu işittim. Ondan daha güzel bir ses (yahut kıraat) işitmedim” dedi. (Buhârî, Tevhid/52 no: 7546)  

Rasûlüllah (sav) namazda Tîn Sûresini okuyup bitirdiğinde yukarıdaki sözü söyleseydi Berâ b. Azib onu da haber vermez miydi?

Hüseyin K. Ece

27.05.2022

Zaandam