www.dunyabizim.com sordu: Onsekiz yaşında olsanız ne yapardınız?

 Onsekiz yaşımda olsam neler yapardım? Cidden zor bir soru.

Ömer Hayyam’a ait olduğunu okuduğum bir şiirde şöyle deniyordu:

“Elimde olsaydı buralara gelmezdim. Elimde olsaydı buralardan gitmezdim. En iyisi şu olurdu ki, ne buralara geleydim, ne de buralardan gideydim.”

İnsan geriye dönüp baktığı zaman bazı yapamadığı işler için ‘keşke yapsaydım’, bazı yaptıkları için de ‘keşke yapamasaydım’ der. Pek çok eksiği telafi etmek zor olsa da, -özellikle inançlılar için- hatalara pişman olup tevbe etme imkanı var. Zaman geri gelmiyor. Yapılan işler ile ağızdan çıkan sözler namludan çıkan kurşun gibi çıktığı yere bir daha dönmesi mümkün değil. Onun için ağızdan çıkan sözlere, yapılan bütün hareketlere dikkat etmeli derler.

Her yaşın, her çağın kendine özgü özelliği var. Genç yaşımızda yapılmamız gereken bazı işler sonradan yapılamıyor. Ya zaman yetmiyor, ya fırsat olmuyor, ya da şartlar el vermiyor. En iyisi her şeyi zamanında yerinde, yeterince yapamaya dikkat etmek.

Tecrübeler insan hayatında önemli bir öğreticidir. Kişi hem kendi tecrübesinden ders alır, hem başkalarının tecrübesinden faydalanır. Tecrübe ayna gibidir, orada kişi pek çok şeyi net bir şekilde görebilir.

Yirmi yaşınızda olsaydınız sorusu, tecrübeleri paylaşım olabilir. Yani şu yaşta şu şu işler yapılmalı diyecek olanlar, kendi tecrübelerini paylaşıyorlar demektir.

Yirmi yaşlarında olan bir gencin önünde bir hayat var. Kısa veya uzun. Onu Yaratan bilir. İnsan uzun bir hayatı yaşayacak şekilde hazırlık yapar. Yirmi yaş kişinin artık ‘rüşd’ yaşına ulaştığı bir yaştır. ‘Rüşd yaşına ulaşmanın veya reşid olmanın aklı başına olmak olduğunu hatırlayalım. Aklı başındadır, ne yapacağını bilir, kendi faydalı ve zararlı olabilecek şeylerin farkındadır. İstikbalini görüp ona göre hazırlık yapacak kadar fikir ve beceri sahibidir. ‘Rüşdünü isbat etmek’ deyimi bu anlamdadır. Yani akıllıca hareket ediyor, kârını ve zararını biliyor, fevri ve deli-dolu davranışalardan uzak, hesaplı ve planlı hareket ediyor demektir.

-Yirmi yaşımda olsam, hayatın daha iyi farkına varırdım. Ömür/zaman/hayat çok ciddi bir emanet ve fırsat olduğu üzerinde düşünürdüm.

-Bütün imkanları zorlar, er veya geç mutlaka yüksek tahsil yapardım.

-Okumaya daha çok zaman ayırırdım. Öncelikle okunması gereken dinî kaynakları, edebiyat, tarih, kültür-sanat, sosyal bilim kaynaklarını, benden daha ileride olan ağbilere, hocalara veya yazarlara danışarak tesbit ederdim. Sonra onları düzenli bir şekilde okurdum. Az ama öz bilgi veren kaynakları okumaya dikkat ederdim. Çünkü zaman az okuncak çok şey var.

-Hoşuma giden bir sporu düzenli bir şekilde yapardım.

-Üstadları, önde olanları ve yazarları sık sık ziyaret eder, tanışır, onları dinlerdim.

-Kendime bir alan/meslek seçer, o alanda yetişmeye, o alanın uzmanı olmaya çalışırdım.

-Günün birinde bu ülkenin en önde gelen ilim adamı, düşünürü, belki de başbakanı ben olacağımı hayal ederdim. Daha doğrusu böyle bir ütopyaya sahip olmak isterdim. Bu çıtayı yükseltmek için gereklidir. Küçük hedeflere talip olanlar büyük hedeflere ulaşamazlar ki. –Elimden geldiği kadar seyehat ederdim. Tarihe damgasını vurmuş şehirleri, onlardaki saklı hazineleri ziyaret eder, tarihle ve coğrafyayla tanışırdım.

-Geçimimi kendim sağlamaya çalışır, elimdekini daha çok bölüşürdüm.

-Usta şairlerin şiirlerini daha çok okur, şiir zevkimi daha erken yaşlarda kazanırdım. Hatta güzel şiirler yazmayı denerdim.

-Tabii ki yazı denemeleri yapmaya başlar, günün birinde kaliteli bir yazar olmayı hedeflerdim.

-Bir de sevgi’yi ve merhamet’i daha erken yaşlarda keşfetmek isterdim. Zira sonraki yıllarda bu ikisinin her konuda ne kadar önemli olduğunu anlıyor insan.

-İnsanlık/kulluk görevlerime yapmaya çalışırdım. Benim için çizilen sınırlara daha fazla dikkat ederdim. Zira bir kimsenin Yaratıcısı ile arası iyi olursa, yaratılanlarla da arası iyi olur. Bu büyük imkanı erken yaşlarda niçin kazanmayalim ki.

-Olgun, oturaklı, vakur, ciddi, aklı başında, davranışları ve sözü ölçülü kimseleri örnek alırdım.

-Az uyur, zamanımı daha planlı değerlendirmek isterdim.

 

Hüseyin K. Ece

30/5/2009

Zaandam/Hollanda