Hz. Peygamber'in ev hayatı ve aile reisliği hakkında bir seminer.

Hüseyin K. Ece

Kutlu Doğum Proğramı

23 Nisan 2011

Temse Belçika

Rasûlüllah (sav) insanlığa her açıdan olduğu gibi aile hayatı açısından da örneketir. Onun evlilik hayatında karı-koca ilişkileri, terbiye, irşad, siyaset ve maddi-manevi ihtiyaçların karşılanmasında en güzel ölçüler vardır. Bu güzel ölçüleri şöylece özetlemek mümkün:

 

A-İnfak

1-Aileye İnfak

Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor: “Bir gün: “Ey Allah'ın Rasûlü, hangi sadaka daha üstündür?'” diye soruldu. “Fakirin cömertliğidir. Sen bakımıyla mükellef olduklarından başla” buyurdu. (Ebu Dâvud, Zekât/40 no: 1677)

Peygamber (sav); “Kişinin ailesi için yaptığı harcama da sadakadır” buyurdu. (Buhârî, Meğâzî/12) Bu harcama az bir şey olsa da böyledir.

Ebû Mes`ûd el-Bedrî’den rivayet edildiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Bir adam Allah’ın rızasını umarak ailesinin geçimini sağlarsa, harcadıkları onun için birer sadaka olur.” (Buhârî, Îmân/41, Megâzî/12, Nefekât/1. Müslim, Zekât/49)

“Bir adam Allâh’ın rızâsını umarak ailesinin geçimini sağlarsa, harcadıkları onun için bir sadaka olur.” (Buhârî, Îmân/41)

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah yolunda (cihâd edilmesi için) sarfettiğin para, köle âzâd etmek için harcadığın para, fakire sadaka verdiğin para ve bir de aile fertlerinin ihtiyaçları için harcadığın para var ya! İşte bunların içinde sana en çok sevap kazandıracak olanı, ailen için harcadığın paradır.” (Müslim, Zekât 39)

Ebû Ümâme’den rivâyet edildiğine göre, Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Ey âdemoğlu! İhtiyacından fazla olan malını sadaka vermen senin için hayırlıdır. Eğer vermeyip elinde tutarsan, senin için kötüdür. Yeterli miktarda mala sahip olmaktan dolayı Allah katında sorumlu tutulmazsın. Harcamaya, bakmakla yükümlü olduklarından başla.”  (Tirmizî, Zekât/32)

2-Giyim ve Tezyin

O, hanimlarinin giyimleri konusuda da genis davranmis, makul olculerde suslenmelerine izin vermistir.

3-Mesken

Mesken nafakanin bir bolumudur. Peygamber (sav) hanimlarinin her birine, o gunun sartlarinda bir kadina yetecek bir odayi tahsis etmistir.

 

B-Sohbet

Peygamberin hic ihmal etmedigi, onem verdigi ailesiyle sohbet, onlara zaman ayirmak, hal ve hatir sormaktir.

Bu da ya her biri ile ozel sohbet, ya da coguyla birlikte sohbet seklinde olurdu.

Hanimlariyla nobetlese kalirdi. Bunda aksama olmazdi. Ayrica her sabah mescitten cikinca, ikindi namazini kildiktan nsonra hepsini taker taker ziyaret ederdi.

Ayrica hanimlari o kimin evinde kalcaksa oraya toplanir sohbet ederlerdi.

O, hanimlarina selm verir, hal hatir sorar, sorunlariyla ilgilenir, saka yapar, sohbet ederdi. Bazen  bu sohbetlerin uzun sure devam ettigi rivayetlerde var.

Hz. Aisenin oyuncaklarla oynamasina izin vermesi,

mescidte yapilan savas oyunlarina syretmesine izin vermesi,

kendisiyle bazen kosu yarimsai yapmasi, onlara neseli olaylari anlatmasi,

onlarla sakalasmasi,

hanimlarin aralarindaki sakalar gulmesi (Mesela, Hz. Aise pisirdigi bulamaci Sevda yemeyince, yemezsen yuzune bulayacagim, yemeyince bunu yapar. Rasulullah Sevde’ye sen de ona yap demis, o da yapinca gulmus)

kendisinin de sakalr yapmasi anilmaya deger.

Mesela Ummu Eymen’e seni deve yavrusuna bindirecegim demesi gibi.

 

-Istisare,

Peygamber gorevi ile kadinlarla elbette istisare etmezdi. Ancak bazi konularda onlarin goruslerini alirdi. (Mesela, Buharide: “Zeyneb’i EbulAs’verdiginde Peygamber Kabul etti.

“Rasul;ullah Hz. Haticeye nuhalefet etmezdi.” Buhari, Bedúl-Vahy 1)

Hudeybiye de Ummu Selemenin, “Sen kalk kurbanini kes, onlar seni takip edecekler” sozunu dinlemistir. (Vakidi, 2/613)

Ifk olayinda Hz/ Aisenin cariyesi Berire’den gorus sormustur. (Buhari, Sehadet 16)

 

-Değer verme

Aile fertlerine deger verir, soz ve davranislariyla onlari memnun etmeye calisirdi.

Hanimlarinin faziletini soyler, (Mubarekfuri, 5/563-5645

onlari sevdigini ifae eder, (Ibni Hacer, Fethul Bari, 8/22-23)

Binegine alir (Ibni Hacer, Metalibul Aliye, 2/417)

hanimlarinin hayvana binmelerine yardim eder, hatta dizine bastirarak bindirir (Ibni Hacer, Fet.6/427)

yemek daveti icin ‘hanim da olursa’ kaydiyla icabet eder (Nesai, 6/158)

aglayanin goz yaslarini elleriyle silerdi. (Heysemi, 4/320)

Hz. Safiyye bir gece yolculugunda onu devesinin arkasina aldigini, uyuklayinca da uyumamasi icin caba gosterdigini anlatiyor. (Ibni Hacer, Met. 2/417)

Yine Safiyye, birlikte bindikleri devenin ayagini kyadigini, ikisinin de dustugunu, yardima kosan Ebu Talha’ya ‘kadina bajkin dedigini anlatiyor. Ibni Hacer, Fet 6/533)

O butun aile fertlerini cok sever onlara deger verir, itibar ederdi. Nitekim hanimlari amcalari, Hz. Ali ve Ca’fer’e, cocuklari ve torunlari, Ummu Eymen ve Hz. Zeyd ve oglu Usame ve diegerrlei bu ilgiden nasip aldilar.

O ayni zamanda hanimlarinin yakinlarina da itibar ederdi. (Evine gelen yasli kadina fazla ilgi gosterince Hz. Aise’nin meraki uzerin: “Ayse bu kadi, Hatice’nin arkadasidir. Onun sagliginda bize ugrardi. Dostluga vefa imandadndir.” Dedi. Mubarekfuri, 6/159)

Her koyun kesiste Haticenin arkadaslarin pay gonderirdi. (Tirmizi, Birr/70 2018)

Bedir esirleri arasinda damadi EbulAs kurtulus fidyesi olarak gonderilen kolyeyi gorunce duygulanmis, iadesini istemis, Kabul edilmisti. Zira bunu Hz. Hatice Zeynebé evlenirken hediye etmisti. Ibni Saad, 8/31)

Peygamberin ‘ey buneyye dýe hitap ettigi Enes’in annesinin onun yaninda ayri bir yakinligi vardi. Peygamberin evine teklifsiz gelirdi. (Ibni Saad, 7/20, 8/428, 8/427)

Ummu Eymen’”Sen ailemizin bakiyesisin’der ona anne diye hitap ederdi. (Ibni Saad, 8/223)

Curane’de karsilastigi sut annesi, süt babası ve kardeslerine  asiri ilgi gosterdi. Elbisesini cikarip altlarina yaymistir. (Azimamadi, 14/53-54)

 

C-İyi Muamele

-Hanımlara hayırlı olmak

“Sizin en hayırlınız ehline karşı hayırlı olandır. Ehline karşı en hayırlınız benim.” (Heysemi, Mecmuu’z-Zevâid, 4/302)

Allah’in kadinlara iyi davranmamaiz emrettigi, onlarin Allah’in bir emaneti bilmemiz gerektigini, kadinlarimizin; annelerimiz, kizlarimiz veya teyzelerimiz oldugunu tekrar etmistir. (Ibni Mace 1/646.  Darimi, 2/82 2265)

Kadinlara davranişta onlarin fıtri yapisini taniyip ona gore davranmak esastir. Kadinlara hakareti ve dovmeyi yasaklamistir. (Ebu Davud, Nikah/41)

O kadin da dovmemstir, kole de. Allah yolunda olmaksizin hic bir seye eliyle vurmamistir. (Mubarekfuri, 9/269)

“Kadinlarini nasil kole -veya hayvan- dover gibi dovuyor, sonra aksam olunca utanmadan bareberce yatiyorsunuz.”  (Mubarakfuri, 9/269)

Kadinlari dovme izni isteyenlere: “Dovun (ancak bilin ki kadini) ancak serlileriniz dover.” (Ibni Saad, 8/204)

 

-Esit muamele

Hz. Peygamber birden fazla hanimla evil idi. Hanimlara elinden geldigi kadr esit muamele etmeye calismis, hepsine uygun mehir ve dunyalik vermis, hepsinde esit sekilde sirayla kalmis, birisinin hosnut olmadigi bir sey oldugu zaman ondan izin almistir. Mesela vefatinda Hz. Aisenin odasina kalma izni gibi.

Onun cocuklarina da ayni sekilde muamele ettigi goruyoruz.

O zaten insanlara karsi da en adil idi.

Onlarin aralarindaki cekismelere, karsilik vermelerine, mirildanmalarina scougu zaman sukunetle karsilik vermis, bazen tebessum ederek, bazen susarak, bazen ima yolula yapilan hatalari gostermistir.

-Ev islerinde yardim:

Hz. Aise’ye Rasulullah evde yapardi sorusuna, “Ailesinin hizmetinde bulunur, namaz baslayinca cikardi” cevabini verdi.

Bu islerden maksat: Ayakkabi tamiri, elbise yamama, dikis, elbise temizligi ve siz erkeklerin evlerde yaptigniz her cesit is demistir. (Buhari Ezan/44. Tirmizi, Kiyamet/46. Ahmed b. Hanbel, 6/106.)

Bazi rivayetlerde yemek bile yaptigi anlatiliyor. (Tirmizi, Şemail, s: 181. Hakim, 4/110)

 

D-Ailede Terbiye

Terbiye, bilgi aktarma (ta’lim), hatayı düzeltme (te’dip, ihtar) güzel alşıkanlıklar kazandırma, öğüt verme, meslek öğretme gibi faaliyetleri ihtiva eder.

Ailede terbiye denilince çocukları, hanımları ve hatta torunları bile içerisine alır. Peygamber’e gore hayat doğumdanm ölüme kadar bir terbiye faaliyeti olmalıdır.

Bu bağlamda Rasulüllah’ın bir mektep gibiydi. Bu mektebein talebeleri öncelikle mü’minleri anneleri ve çocukları ve ailenin yakınlarıydı.

Bu eve üye olan hanımlar onun ders halkasına katılıyordu.

Peygamber hoş olmayan isimleri değiştirirdi

Hanımların hoşlanmayacağı lakapları kullanmazdı.

Hz. Hafza’nın Şifa isimli birinden okuma yazma ve  nemle hastalığını tedavi etmeyi öğrenmesini istedi.

Evinde yanlış bir şey olursa onu düzeltirdi. Mesela bir gün Esma’nin tesettüre uymayan kıyafetle gördüğünde düzeltmesi gibi.

Medineli kadınlar sorularını hanımları aracılığıyla sorarlardı. O da daha kinayeli cevaplar verirdi.

Ümmü Süleym’in sordu açık soruya da açık cevap vermiştir. (Müslim, Hayz 29)

Rasulüllah hanımlarını ibadet tevik eder, kendisi de örnek olurdu.  Nafile namzları evinde kılardı. Özellikle Ramazanlarda hanımlarını gece ibadetine kaldırırdı. Hanımları sabah namazlarını onunla birlikte mescidte kıldıklarını anlatıyorlar. (Darimi, 1/121)

Kadınların mescitlere gitmelerine engel olunmamasını istemiştir.

 

E-Bir Baba Olarak Peygamber (sav)

-Onun aile anlayışı

Peygamberin aile anlayışına hanımlar, daı Ümmü Eymen, çocuklar, torunlar, azatlı köleler, onların çocukları, Enes gibiler de dahildir.

-Çocuklarla ilgisi

Peygamber (sav) çocuklarla daha doğmadan ilgilenmiş, kızı Fatıma’ya, Ümmü Süleyme çocuk doğar doğmaz bana getirin demişti. Hz. Hasan doğunca onu beyaz bir beze sardı ve tükrüğünden ağzına koydu.

O yeni doğan çocuklara tahnik yapardı. Sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okurdu, isim koyardı, yedi günlükken saçını traş edilip sadaka verilmesini,  akika kurbanı kesilmesini tavsiye ederdi. 

Çocukların doğumuna sevinmek gerektiğini bizzat göstermiştir. İbrahimin doğumu müjdelene hadiye vermiş.

Çocukların yeterinde gıda almalarını tavsiye etmiş, Mariyey sütü az olduğu için sağmal koyun hediye etmiş, Hasan ve Hüseyin  geceleyin su istediklerinde kalkıp onlara su vermiştir.

Onların temiz ve beyaz kundağa sarılmalarını, temizliğe ve sağlıklarına dikkat edilmesini tavsiye ederdi. Nitekim kendisi bazı şeylere karşı onlara rukiye yapardı.

-Sevgi

Onun çocuklara karşı terbiyevi davranışlarından en önemlisi sevgidir.

Çocuklara „cennet kokusu, gözümün nuru“ tarif eder, onlara verilecek her öpücüğün cennette uzun dereceler verileceğiniş  söylerdi.

O ailesine karşı en öüşfik bilinirdi. Çünkü hem onları sever, hem anlayışla davranır, asla cezalandırmazdı.

Hasan Hüseyini öpreken birisinin „sen çocukları mı öpüyorsun“ benim on çocuğum hiç birini öpmüş değilim diyene „Allah senin kalbinden merhameti almışsa ben ne yapayım? Demiştir.

Kocası demirci olan bir anneye verilen İbrahim‘ i sık sık ziyaret etmiş sevip okşamıştır.

Kız torunu Ümameyi namaz kılarken omuzunda taşımıştır. Secdede sırtına binen torunlarını ininceye kadar secdeden kalmamıştır.

Namazda bacaklarının arasından geçem k isteyen torunlarına izin vermiştir.

Üstüne idrarını yapan torunu azarlamamış, engel olanlara „bırakın oğlum tamamlasın“ demiştir.

-Çocuklarının vefatlarında aşırı üzülüp ağlamıştır.

İbrahim öldiğini ağladı, sen de mi ağlıyorsun diyenlere: „Göz ağlar, kalp üzülür, fakat biz Allah’ın rızasına uymayan söz sarfetmeyiz Vallahi ey İbrahim, ölümün sebebiyle hepimiz üzgünüz“ demiştir.

-Şakalaşması

Çocuklara sevgisinin bir göstergesi de onlarla şakalaşmasıdır. Hz. Enes yaptığı şakalar gibi. Onıun perçeminden tutması, Hz. Hasan, luka yaramaz demesi, dilini çıkarıp güldürmesi, ağzına su doldurup onlara fışkırtması gibi.

-Çocuk ağlaması

Çocukların ağlaması karşısında aşırı hassastı. Bir namazda 1. Rekatta uzun okumuşken, çocuk ağlaması duyunca 2. Rekatta kısa bir sure ile namazı tamamlamıştı.

-Oyun

Çocukların oyun oynamalarını önemser, buna fırsat verilmesini tavsiye ederdi. Toprak çocuğu baharıdır diyerek, onların toprakla oynamalarına izin verilmesini istemiştir.

„Çocuğu olan onun çocuklaşsın“ diyerek onlarla oynmanın önemini vurgulamıştır.

Hasan ve Hüseyin için at olduğu, omuzuna aldığı, ayağı üzerinde salldığı, dilini çıardığı, bazen göğsü üzerinde taşıyıp eğlendirdiği, güldürdüğü anlatılıyor.

Hz. Hasan ve Hüzseyin köpek yavrusuyla oynağını, Ebu Umeyrin kuşu ölünce onu teselli ettiği analtılıyor.

-Eğitim

Peygamber çocukların terbisyesinin çok erken yaşlarda başlaması gerektiğini öğütlemştir.

Kulağa ezan okunması bunun başlangıcıdr.

Çocuklara helal rızık yedirme ve güzel örnek oma önemli bir etken.

Çocuğun dili dönmeye başlayınca. Tevhid kelimesi, besleme öğretilmesi gerekir.

Ya da el-hamdülillahillezi lem yettahız veleden ve lem yekün şerik lehu şerikun fil mülki..“ ayetini öğretirdi.

Yedi yaşında namazın emredilmesi, dokuz yaşından sonra tedrici olarak oruca ve kız çocuklarının tesettüre alıştırılması sayılanbilir.

Yine çocuklara uygun sporların öğretilmesi de onun önem verdiği konulardandır.

Peygamber çocukların hataları sebebiyle onları cezalandırmadı, öfkeyle bağırmadı. Nitekim ne torunlarından ne de onunla birlikte olan çocuklardan böyle bir rivayet gelmedi. Hz. Enes, ona on yıl hizmet ettim, ne bana kızdı, ne de şunu niye yapmadın diye sert hesaba çekmedi.Hanımşlardan biri keşke şöyle yapsaydın dediği zzman, „Bırakın çocuğu o Allah’ın murat ettiği şeyi yapmıştır.“  Demişti.

Enes Rasâlüllah bir gün beni bir yere gönderdi. Gitmem dedim, ama içimden de gitmek geliyordu. sonra yola çıktım oynayan çocuklar gördüm onlara karıştım. Neden sonra P. geldi ensemden yakaladı. „Ey Üneys gönderdim yere gitmelisin“ dedi, ben de gittim.“

-Murakabe

Ancak R. görev verdiği zaman yerine getirip ,getirilmediği, geç gelmelerde neredeydin diye soduğunu görüyoruz.

Bir seferinde Enesle annesine üzüm yollmaış, o da yolda üzüm yemişti. Bir kaç gün sonra üzümü ne yaptın deyince yedim demiş. Bunun üzerine guder vefasız demiş.

-Müsavat

Peygamber çocuklar arasında hem ilgi de hem sevgide eşit davranırdı. Mesela su isteyen torunlarına su verirken önce Hasan’a verince Fatıma onu daha çok mu sevdiğini söyleyince, „hayır önce o istedi“  demiştir.

Hele hele kız çocuklarına ayırmaz, eğer üstün tutsaydım kızları üstün tutardım demiştir.

-Bitmeyen ilgi

Peygamber çocukların evlenmeriyle de yakinen ilgilenmiş, gerek eş seçimiyle, gerek ev eşyalarınını teminiyle, gerek düğünleriyle, gerek evdeki düzenin sağlanmasıyla bizzat ilgilenmiştir. Dul kalan kızlarını teselli etmiş, onların yeniden evlenmelerine yardımcı omuştur. Evine geldiklerine alınlarından öpmüş, ağlafdıklarında gözyaşlarını bizzat elleriyle silmiştir.

Hz. Ali ikinci bir evliliğine karşı çıkmıştır.

Hartta Zeydin ve oğlşu Üsma’nin bile evlilikleriyle ilgilnemiştir. Onu Zeyneple evlendirmiş, boşanınca da „Cennetlik bir kadınla evlenmek isteyen Ümmü Eymen’le evlensin demiştir.

-Sonuç

Peygamber (sav) vahyi once evinde uyguladı. O’nun evini adı “Hane-i saadet” idi. Bu evde ümmet için müstesna örnekler var.

Müslüman gençler bu örnekleri iyi incelemeli, öğrenmeli.

Modernizmin öldürmeye çalıştığı aileyi, işte bu hane-i saadetin örnek alınması kurtaracaktır.

 

(Kaynak: İbrahim Canan, Hz. Peygamber ve Aile Hayatı Sempozyumu, Aile Reisi Olarak Hz. Peygamber s. 285-342’den özetle)