Samimi bir soru: Günümüzde insanlar ötekilerine gerçekten değer veriyor mu?

Değer vermeyi bırakın, onun varlığını tanıyor mu? ´Ona da bu dünyada bir yer vardır´ diyor mu?

Sen ne diyorsun, tabii oyledir, tabii ki herkesin kendi çapında bir değeri var. Bazıları da söyle diyebilir ki; `İnsanın değerini elbette biliyoruz. Baksanıza çocuğumuzu, anne-babamızı, sevgilimizi, hatta başkalarını da seviyoruz´, diyebilirler.

İnsanlık ilerledi, insan hakları alanında büyük mesafeler alındı, hürriyet ve şahsiyet, şahsiyete ait değerler daha bir ön planda. Anayasalar, kanunlar, yönetmelikler bunları korumayı, yerinde kullanmayı amaçlıyorlar denilebilir.

Ama acaba bu, insanı yeterince bilmek, değerini anlamak, takdir etmek midir? Acaba pratiktede böyle midir? Bu iddialarla, uygulamda olanlar birbiriyle ne kadar uyuşuyor?

Kağıtlara yazılanların piyasada ne kadar değer ifade ettiğini, ne işe yaradığını, söküp sökmediğini ben bilmiyorum. Bildiğini söyleyen varsa beri gelsin.

O zaman şu soruları sormak hakkımız:

*İnsanın değeri biliniyor da, neden çocuklar, kadınlar, zayıflar haklı veya haksız yere, habire, sopa yiyorlar? Hem de dünyanın her yerinde…

*Bir ülkede, bir ülkenin kurumlarında, şöyle veya böyle, manevî veya fizikî işkence varsa, şiddet varsa, ayrımcılık varsa, orada nasıl insanlara değer verildiğinden söz edilebilir?

*Bir ülkede insanlar hâlâ renklerinden, geldikleri kültürden, inançlarından dolayı aşağılanıyorlar, dışlanıyorlar, ayrımcılığa uğruyorlarsa, orada hangi insan değerinden söz edilebilir ki?

*İnsan, hemcinsinin kıymetini biliyor da, neden bazı ülkelerde akıl almaz işkenceler var? Nasıl oluyor? Üstelik bu işkenceler ustalıkla, kurnazca, haince saklanabiliyor, başka bir kılıfa sokulabiliyor?

*İnsan değerli de, nasıl oluyor da sokakta, işret yerlerinde, başka alanlarda, birisi kızdı mı, bıçakla, tapanca ile veya başka bir şeyle hemen karşıdakinin canına kıyabiliyor?

*İnsanın değerini biliyoruz da neden savaşlar var? Niçin bu savaşlarla birlikte insana ait değerler tarumâr ediliyor, insanlar aşağılanıyor, varlıkları tahrip ediliyor, zenginlikleri yağmalanıyor?

*Neden savaşlarda masum insanlar, yani savaşa karışmayan siviller kolaylıkla öldürülüyor? Neden askeri olmayan hedefler insafsızca tahrip ediliyor?

Çocukları ağlatan, sahipsiz, geleceksiz, umutsuz bırakan kavgalara, savaşlara, anlaşmazlıklara lânet olsun… Çocukları katleden savaşlara, katillere, canavarlara, eşkıyalara yuh olsun…

İnsana deger verdiğini iddia edenler, hiç insan adayı masum cocuklara kıyabilir mi, hiç onların hayatlarını karartabilir mi, hiç onları ömür boyu ağlatırlar mı?

*Neden bazı ülkeler başka ülkelere sudan sebeplerle saldırıyor, oranın altını üstüne getiriyor, hayat kaynaklarını kurutuyorlar? Üstelik bundan da utanmıyorlar, pişman olmuyorlar, yüzleri kızarmıyor.

*Neden bazı ülkeler insanları toptan öldürmek için en tahrip edici silahları icat ettiler? Neden hâlâ daha tahrip edicileri yapmak üzere habire bilimsel araştırmalar yapıyorlar? Bunun insana değer vermekle ne alakası var?

*İnsanın değeri biliniyor da, neden insanlar çok ucuza satılıyor? Neden emeği kadar değer veriliyor? Neden kâr etmek insanlardan çok daha önemli oluyor?  

Neden bazıları diğerlerini küçük bir çıkar karşılığı aldatabiliyor, terkedebiliyor, hatta satabiliyor?

*İnsan değerli ise, neden bazıları haksız yere mahkûm ediliyor, içeri tıkılıyor, sorgulanıyor, değerleri yerle bir ediliyor?

*Neden bazıları diğerleri hakkında peşin fikirli oluyor, suçu sabit olmadan hakkında olumsuz karar veriliyor, hatta cezalandırılıyor?

*Neden insanlar hâlâ kaçırılıyor, satılıyor, kiralanıyor?

*Neden birileri insan/kadın/çocuk ticareti yapıyor da, birileri de bunu seyrediyor, alet ve yardımcı oluyor? Bunu yapanların insana mı, çıkara mı öncelik verdikleri açık değil mi?

*Niçin bazıları diğerlerinin malına, canına, kasdediyor? Soyuyor, çalıyor, istismar ediyor, komuya ait menfeatleri hortumluyor?

*Neden birileri hep hakim makamında, diğerleri mahkûm makamında? Neden birileri hep sömürülüyor, birileri sömürüyor?

*Neden bazıları dünyanın yüzde doksanını tıkınıyor, kullanıyor, zıkkımlanıyor da; diğer çoğunluk geçim kaynaklarının yüzde onunu bile kullanamıyor? Üstelik bu yüzde doksanlık kitle, bu yüzde onluk payı kullanmasın diye tehdit ediliyor, en canavar silahlarla, ordularla başlarında bekleniyor?

Bu nasıl bir iş? Bu nasıl bir anlayış? Bu nasıl bir mantık?

Değer bilmek bu mudur? İnsanın değerini takdir etmek böyle mi olur?

Hani bir insanı haksız yere öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibi oluyordu?

Hani insana ait her şey değerliydi, kutsaldı, dokunulmazdı? Hani insan varlığın efendisi idi?

İnsanın aslı biraz toprak, biraz su, biraz da topraktan gelen elementler…

Kimileri ona bu yönüyle bakıyor. Kendini aynada gördüğü gibi görüyor başkalarını da. Böyleleri insanın sadece biyolojik yapısına bakıyorlar. Hayatı da bir kurt savaşı sayıyorlar. ´Birileri seni yemeye hazır, öyleyse yenilmemek için sen yemeye hazır olacaksın´, diye düşünüyorlar.

İnsan insanın kurdudur diyen zihniyet insanı tanıyamaz ve ona gereken değeri veremez.

Halbuki insan varlığın efendisidir. Keremli, yani şereflidir ve değerlidir. 

Ama kime göre? Evet kime göre insan değerli?

İnsan sevgisini iddia edenler, bunu isbat etmeliler.

`İnsan eşref-i mahlûkâttır´ diyenler, zulüm ve haksızlığa, insan onuruna yönelen her türlü tecavüze karşı harekete geçmeliler. Kendi yandaşları, dindaşları karındaşları da olsa. 

Hüseyin K. Ece

11.9.2006

Rotterdam