‘Şirk’; bir şeyin birden fazla kişiye ait olduğunu ifade etmek üzere kullanılır. ‘şerik’, ‘şirk’ koşulan şeydir.

‘Şerik’ sözlükte ayrıca, ortak, benzer, hissedar, yardımcı, bir mülkte, işde, bunların sonucundan faydalanan her bir hisse sahibi demektir.

İslâm’a göre ‘şirk’; Allah’a, zatında (sayı olarak) veya fiillerinde (yapıp etmelerinde) ortak tanımaktır. (Bakınız: Şirk)

 

b-Din Dilinde Şerik

Din dilinde ‘şerik’, Allah’a ortak koşulan şeydir. Bunun çoğulu ‘şürekâ veya aşrâk’ olarak gelir.

Şirk, Allah’a ait ilâhlığın bir takım özelliklerini başkalarına da tanımaktır. O özelliklerin başkalarında da olduğuna inanmaktır. Bazı kimseleri veya şeyleri ilah saymak, onları Rabb bilmektir.

İşte şirk koşulan şeylere ‘şerik’ denmektedir. Öyleki, şirk koşan kimse (müşrik) Allah’a inanmakla beraber, O’na gerek sayı olarak, gerek fiillerinde ortaklar, arkadaşlar bulmaktadır. Tıpkı bir mülk üzerine bir kaç ortağın söz ve hakk sahibi olması gibi, kâinatın ve insanın tasarrufu üzerinde Allah ile başka yardımcılar, başka arkadaş veya ortaklar düşünmektir.

Âlemlerin Rabbi Allah (cc) bir tektir, ortağı, benzeri, yardımcısı yoktur. Doğmamış ve doğurulmamıştır ve hiç bir şey O’na denk değildir. İslâmın Tevhid inancı böyledir. Allah’ın zatında ve yapıp-etmelerinde ortağı veya yardımcısı olamaz. “O’nun bir yardımcısı vardır, O’nun gibi başka ilâhlar da olabilir, bir kaç ilâh vardır, falanca varlık tıpkı tanrı gibidir” ve benzeri düşünceler Tevhid’e aykırıdır. Zaten İslâm ile şirk dini dediğimiz diğer dinler arasındaki son derece önemli fark budur.

Kur’an-ı Kerim şöyle buyuruyor:

“Ve de ki: ‘Hamd, çocuk edinmeyen, mülkte şerik’i (ortağı) bulunmayan ve düşkünlükten dolayı yardımcıya da (ihtiyacı) bulunmayan Allah’a aittir.’ Ve O’nu tekbir edebildikçe tekbir et.” (17/İsra, 111. Ayrıca bak.: 25/Furkan, 2)

“De ki: ‘şüphesiz benim namazın, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi Allah’ındır. O’nun hiç bir şerik’i (ortaği) yoktur. Ben böyle emrolundum ve ben müslüman olanların ilkiyim.’” (6/En’am, 162-163)

Rabbimiz, Kur’an ile bütün insanlara, tarih boyunca uydurulan şirk dinlerini reddettiğini ve kendisinden başka hiç bir ilâh olamayacağını bildiriyor. Allah (cc) müşriklerin yakıştırdığı bütün sapık ilâh düşüncelerinden uzaktır. (23/Mü’minûn, 91) Eğer Allah ile beraber başka ilâhlar da olsaydı, şüphesiz yerin ve göklerin düzeni bozulurdu. (21/Enbiya, 22)

O’nun fiillerinde, sıfatlarında, Rabliğinde kesinlikle ortağı, yardımcısı, arkadaşı olamaz. Böyle şeyler ancak zayıflık, noksanlık, güçsüzlük gibi arızaları olanlar için geçerlidir. Allah hakkında böyle şeyleri düşünmek yine Tevhid’e aykırıdır.

Bazı insanlar, Allah’ın şerikleri (ortakları) var diye inanmaktadırlar. Bazı şeyleri tıpkı Allah gibi düşünmektedirler. İlâh halinde getirdikleri şeylerin Allah gibi yüce, Allah gibi güçlü olduklarını, kendilerine iyilik edebildiklerini zannetmişlerdir.

“…Yoksa Allah’a, O’nun yaratması gibi yaratan şerikler (ortaklar) buldular da, bu yaratma, kendilerince birbirine mi benzeşti? De ki, Allah her şeyin yaratıcısıdır ve O tektir, kahredici olandır.” (13/Ra’d, 16)

Müşrikler, bazı şeyleri ilâh haline getirdikten sonra, bazıları doğrudan o ilâhlara tanrı diye, bazıları da ‘bizi Allah’a götürecekler’ diye tapınmaya başladılar. Halbuki Allah (cc) bütün insanlara, sizi ben yarattım ve rızkınızı da ben veriyorum. Öyleyse ibadeti yalnızca bana yapınız.’ diye buyurmaktadır. (4/Nisa, 36)

Şirk dini üzerinde olanlar hem Allah’ın dışında bir takım ilâhlara ibadet ederler, hem de o ilâhlar adına kurallar (şeriatlar) uydurup onu din haline getirirler. Allah ise onların bu tutumunu reddediyor. (42/Şûra, 21)

Allah’a başka şeyleri ‘şerik-ortak’ koşanlar, aslında gerçek anlamda bir ilâh bulmuşlar ve gerçekten ona ibadet ediyor değillerdir. Onların bu yaptığı bir ‘zan’ (sanı)dır, bir avunmadır. (10/Yunus, 66) Yarın hesap günü şefaatçı olacakları zannedilen bütün ‘şerikler-ortaklar’ müşriklerin yanında olmayacaklar, onlara yardım edemeyecekler. (6/En’am, 94) Yine o gün müşrikler, yaptıkları hatayı anlayıp “Yarabbi, işte bizim sana koştuğumuz ‘şeriklerimiz-ortaklarımız’ bunlardır” diyecekler, ancak o ‘şerikler’, müşriklerin sözünü geri çevirip onlara ‘siz yalancısınız’ şeklinde cevap verecekler. O yalancı ilâhlar Allah’a teslim olup, müşrikleri terkedeceklerdir. (16/Nahl, 86-87)

Allah (cc), “hani bana ortak koştuklarınız” diyerek, insanların kendisi hakkında şerik-ortak bulmalarını kesin bir dille reddediyor. Böyle yapanlar şüphesiz ki Allah’a iftira etmiş ve azabı hak etmiş kimselerdir. (18/Kehf, 52. 28/Kasas, 62,74)

Şeytan Bkz. İblis

Hüseyin K. Ece

İslamın Temel Kavramları kitabından. Sayfa: 647-648