Kısa makaleler

Zulüm Nedir?

Kur’an’ın çok kullandığı kelimelerden biri de ‘zulüm’ kelimesidir. Aynı kökten gelen türevleriyle birlikte üçyüzelli kadar yerde geçmektedir.

 

‘Zulüm’ sözcüğünün masdarı olan ‘zulmet’, nûr’un (ışığın) olmama durumudur, yani karanlıktır. Nitekim cehâlete, şirk koşmaya veya dinin çizdiği sınırları aşmaya (fısk’a) zulüm denilmiştir.

Lees meer...

                           Express 7/24 TV'nin haberine göre, Kuzey Veziristan'ın Garyom bölgesinde bulunan ve El Kaide örgütüyle bağlantılı olduğu sanılan bir medreseye ABD insansız uçakları tarafından iki ayrı saldırı düzenlendi, saldırılarda 10 kişi öldü. Haberde medresenin tamamen yerle bir olduğu belirtildi.

Lees meer...

                            Hak, Hak bir temele dayanırsa anlam kazanır.”

Günümüzde üzerinde çok durulan ‘temel insan hakları’nın kaynağı nedir? Hangi felsefi, kültürel ve aklî temele dayanırlar? Özellikle avrupa ülkelerinde çok çok propagandası yapılan bu iddiaların gerçekliği nedir?

İnsan aklına ve tecrübeye dayanan hak anlayışları ne kadar sağlam olur?

Lees meer...

İslâm âlemi iki türlü taklitçilerden de çok zarar gördü: Ataları ve Avrupa ülkelerini körü körüne taklit edenlerden.

Bunlardan birinciler, atalarını âdeta kutsarlar ve onlardan miras aldıkları her şeyi gözleri gibi korurlar. Geleneklerine şartsız olarak bağlıdırlar. Atalarının yolundan ayrılmazlar. Yeni fikirlere açık olmadıkları gibi atalarını yanlış yapmış olabileceklerini bile düşünmezler. Kur’an atalarına uyup ta sapıklıkta direnenler hakkında şöyle diyor:

Lees meer...

Her toplumda farklı sebeplerden dolayı, bazı çocuklar yetim, velisiz veya kimsesiz, ya da bakıma muhtaç kalabilir. Özellikle savaşların olduğu yerlerde çocuklar savaşların masum kurbanları oluyorlar. Pek çok çocuk savaş ateşinin yakılmasında ve sürdürülmesinde hiç bir suçu olmamasına rağmen mağdur olmakta, yetim kalmaktadır. Modern toplumlardaki aile çözülmelerinin kurbanları de yine maalesef zayıf, masum ve bakıma muhtaç çocuklar oluyor.

Lees meer...

-      Sözlükte beyt

‘Beyt’ kelimesinin aslı ‘Bâte’ fiilidir. Bu da insanın gece sığındığı yer demektir. Buna

göre beyt, gecelenen, kişinin geceyi geçirdiği yer demektir. Bu bir çadır da olabilir.

Buradan hareketle meskene (konuta) gecelemek hesaba katılmaksızın ‘beyt-ev’ denmiştir. Çoğulu ‘ebyât veya büyût’tur. Ancak meskenler için büyût, şiirdeki iki mısralık kısımlara beyitten-ebyât denilmesi daha yaygındır. (R. el-Isfehanî, el-Müfredat, s: 83. İbni Manzur, Lisanu’l Arab, 2/186)

Lees meer...