Konuşan: Gülsemin Konca

 

1- Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Hüseyin K. Ece. (Pasaportta) 1958 Gümüşhane doğumluyum.

1978 yılında İslâmî İlimler Fakültesini bitirdim. Altı yıl öğretmenlik yaptıktan sonra 1985 yılında Holllanda’ya geldim. Şimdilerde Justitie’de geestelijke verzorger olarak çalışıyorum. Okuyup yazmaya, dersler vermeye devam ediyorum.

2- Yazmaya ne zaman başladınız?

Lise yıllarında şiir ve denemelerle başladım. Bu acamice çalışmalardan parçalar o zamanki bazı dergilerde yayınlanmıştı. Fakülte yıllarında şiire devam ettim. Maverâ dergisinin teşvikiyle hikâyeler yazmaya başladım. İlk hikâyem Maverâ’da (sanırım) 1976 yılında yayınlandı. Sonradan arkası geldi.

3- Niçin yazıyorsunuz?

Yüreğin sesine kulak vermek ve yalnız kalmamak için yazıyorum. Zira içinde bulunduğumuz hayat şartları yalnızlığı körüklüyor.

Yazmak aynı zamanda öğrenmek, bilgi ve tecrübeleri artırmaktır. Bir de bulduklarınıuz/keşfettikleriniz ve yazıya döktükleriniz sizi anlayan bir yüreğe ulaşırsa, birine fayda verirse, mutlu olursunuz.

4- Kimsenin okumayacağını bilseniz yine de yazar mısınız?

Yine yazardım. Dediğim gerekçelerle. Böylece bir görevi yerine getirmenin, zamanı sâlih amelle değerlendirmenin huzurunu yaşıyorum. Yazmak bir anlamda ilimle meşgul olmaktır. Bu da insanı yalnızlıktan alıkor, mutlu eder.

5- Ne zaman kendinize "Ben artık bir yazarım" dediniz?

Bilmiyorum. Bunu galiba hiç demedim, diyemedim. Altı şiir kitabım olmasına rağmen kendime hâlâ şair diyemediğim gibi. Belki okuyucular demişlerdir, diyorlardır. Ama galiba 2002 yılında İslâmın Temel Kavramları kitabım piyasaya çıkınca “yazar” olmuşumdur. 

6- Yazarken özellikle tercih ettiğiniz bir ritiuel var mı? Örneğin müzik, mekan, materyal gibi

Çalışma odam var. Arada bir müzik dinlerim. Halk ve sanat müziğini severim. Kitaplarımı ve makalelerimi dinî konularda ve araştırma olarak yazdığım için kaynak kitaplar hep elimin altındadır. Baktığım ve faydalandığım kaynağı da mutlaka dipnot olarak veririm. Arapça ve Türkçe olarak zengin bir kütüphanem olduğunu söyeleyebilirim.

7- Son kitabınızı bize anlatır mısınız?

Son kitabım Eylûl 2016da Beyan Yayınlarından çıktı. 6. şiir kitabım. Adı “Tesbihini Arayan Kehribâr.” Tabii şiir için özel bir çalışma yapmak gerekmiyor. Farklı zamanlarda yazılan şiirler belli bir miktara ulaşınca, eh günü geldi diyorsunuz. Yayınevi de kabul ederse, yayınlıyor.

Ondan bir müddet önce Mayıs 2016da Kur’an’dan Eskimez Ölçüler adlı bir araştırma kitabım yayınlandı. Bu kitap daha önce aynı çizgideki iki kitabın devamı gibidir. Kur’an’daki hükmü, yeniliği, faydası ve bağlayıcılığı hiç bir yerde ve hiç bir zaman eskimeyen temel ölçüleri araştırmaya ve anlatmaya çalıştım.

8- Kitabınızın konusuna nasıl karar verdiniz?

Bazen dergilere ve kendi siteme kısa ve uzun makaleler yazarım. Bazen bunları bir kitap olacak şekilde tasarlarım ve konu bütünlüğü içinde hazırlarım. Belli bir aşamaya gelince de kitaplaşmasına karar veririm. Son kitap da bu şekilde yazıldı.

9- Kitabınızı ne kadar sürede yazdınız?

Sanırım iki yıl kadar sürdü.

10- Kitabınızın hazırlık aşamasında ne tür zorluklarla karşılaştınız?

Zaman problemi var. İş, dersler, evle ilgilenme derken ilmi çalışmalara az zaman kalıyor. Bunun yanında asıl zor olan dinî konularda yazmak. Yazılanların tutarlı, Kur’anî ölçülere ve kaynaklara dayalı olması gerekir. Bu alanda konuşur veya yazarken yazar bir kaç defa düşünmeli, ince eleyip sık dokumalı ki din adına yanlış bir şey söylemesin. Bir konu hakkında kaynaklara bakmak, görüşleri bulmak, onlar arasında tercih yapmak ve  harmanlamak, konu bütünlüğü sağlamak... Bunların hepsi emek isteyen işlerdir.

11- Yayınevini nasıl seçtiniz? Nelere dikkat ettiniz?

Yayınevi ile gençliğimden beri tanışıyoruz. Beyan Yayınları işini ciddi yapıyor ve dürüst. Yayın piyasasında adı ve yeri olan köklü bir yayınevi. Bu da yeter.

12- Kitabınızı yazarken duygusal açıdan nelerden beslendiniz?

Kur’an’ı anlama isteği ve ilim sevgisi, bir de ulaşabildiğim güzellikleri insanlarla paylaşma arzusu. Dedim ya, insan yazarken de öğreniyor. Yazı yazmak da tıpkı derse hazırlanmak gibidir. Bir çok kaynağa bakıyorsunuz, bu da size yeni bilgiler, açılımlar kazandırıyor.

13- Kitabınızın yazım, tanıtım aşamalarında unutamadığınız bir anınız var mı?

Kitaplarımı genelde Beyan yayınları basıyor. Dolaysıyla basım ve tanıtım işleriyle de onlar ilgileniyor. Her kitap bir doğum gibidir. Sahibine heyecan verir. Kitaplarım piyasaya çıkınca verilen doğum müjdesi beni elbette sevindiriyor.

14- Bir yazar olarak beğendiğiniz yazarlar kimler?

Bu genel bir soru. Farklı alanlarda beğendiğim yazarlar çok. Hangi birini sayayım ki.

15- En son hangi kitabı okudunuz?

En son M. Akif Ersoy’un Safahât’ını tekrar okudum.

16- Kitap yazacak olanlara tavsiyeleriniz nelerdir?

Öncelikle çok okusunlar. Alt yapı olmadan bu iş olmaz. Hangi dilde yazacaklarsa o dili iyi bilmeleri ve iyi kullanmaları gerekir. Piyasada bol miktarda bulunan kitapların konularını tekrar etmenin anlamı yok. Kes yapıştır, yani biraz ordan biraz burdan alarak peşpeşe bir şeyler sıralamak kitap yazmak değildir. Belli bir konuda yazmak isteyenler araştırmaya dayalı yazmalılar. Bir şey iddia ediyorlarsa onun kaynağını ve isbatını göstermeleri gerekir.

Bir de akildânelik etmeye, fetva vermeye kalkışmamalı. Bu zamanda kimsenin akla, nasihata, ağbi/üstad/akıl hocası görmeye ihtiyacı yok. Şimdilerde isteyen istediği bilgiye internet aracılığı ile ulaşabiliyor. İşe yarar, tutarlı, orijinal fikri ve yorumları olanlar onları uygun bir dille okuyucuya sunsunlar, yorum ve kararı onlara bıraksınlar.  

-Teşekkür ederim

 

Hüseyin K. Ece

12.10.2017

Zaandam