Kitap okuma konusunda bir sohbet:

Hüseyin K. Ece

11.1.2004 Pazar

Dortmund

 

 

A-KİTAP OKUMAK GEREKLİ Mİ?

Başka toplumlara göre az kitap okuduğumuz bir gerçek. Belki bazı problemler az kitap okuduğumuzdan, az bilgilendiğimizden, çevreyi, şartları, gelişmeleri, imkan ve tehlikleri az tanıdığımızdan ortaya çıkmaktadır.

Niçin az kitap okuyoruz?

Ya da çok kitap okumak bir meziyet mi?

Konuyu farklı başlıklar altında ele alalım:

 

1-İnsanın Eğitimi,

İnsan herhalükârda eğitilir. Ya aile tarafından, ya çevre tarafından, ya okul, ya da yetiştirme kurumları tarafından, ya da özel eğitimciler tarafından.

Herkes yeni nesilleri, yani elinin altında olanları kendine göre yetiştirmek ister.

Yine herkes kendince elinin altındakilere kendince en iyi eğitimi vermek ister.

 

2-Eğitimin ve Öğrenmenin araçları

Eğitim veya ilmin araçları sayılamayacak kadar çoktur. Bunları göze, kulağa, her ikisine birden, anlayışa, dokunmaya, koklamaya ve yüreğe hitap edenler diye bir kaç kısma ayırmak mümkündür.

Günümüzde öğrenme araçları ne kadar gelişirse gelişsin sonun obje insan olduğunua göre, onun  öğrenme melekeleri de bunlardır. Herkes bu melekelerinin kullanarak yeni şeyler öğrenir, bilgiyi elde eder, kendilerinden öncekilerin tecrübelerini içselleştirir.

Kitap da bilgiyi elde etme araçlarından sadece birisidir.

 

3-Kitap Okumalı mı?

Önce bir kaç soru soralım :

*Kitap okumak gerekli midir?

*Ya da kitap okuma nedir?

*İlim öğrenmenin yolu kitap okumaktan mı geçer?

*Kitap okumayanlar hiçbir şey öğrenmemişler midir, hiç bir şey bilmezler mi?

*Günümüzde eğitim ve öğretim araçları değiştiğine ve geliştiğine göre hâlâ kitap okuma bir işe yarar mı?

*Ya da hangi kitap? Öyle ya her ülkeden her gün belki yüzlerce kitap basılıyor. Bunlar işe yaramak için mi, para kazanmak için mi, propaganda için mi basılıyorlar?

*Kitap işi sıradan bir şey olsaydı bu kadar üzerinde durulur muydu? Ülkeler bu kadar kitaba önem verirler mi? Matbaalar bu kadar çalışır mı? Kütüphaneler ağzına kadar kitap dolar mıydı?

 

EK: Müslüman insanı ve kâinatı bir kitap olarak kabul eder. Kâinattaki bir varlığı okumakla, bir Kur’an âyetini okumak arasında fark yoktur. Varlığa böyle bakan insan, kitabı da değerli bir varlık (servet) gibi bilir. Kitabı servet bilenler bilgiyi de değerli kabul ederler.

Müslüman, insanı ve kâinatı anlamak için Kitaplar kitabını ve ondan ışık alan diğer kitapları okumanın gereğini kabul eder.

 

4-Kitabın yerini başka bir şey tutar mı?

Bir başka soru da kitabın yerini başka bir şey tutar mı?

Öyle ya günümüzde deneysel, fizikî ve animasyon olarak çeşitli altarnatifler gelişti.

Dergi ve gazeteden tutun da bilgisayara kadar... Video, disket, CD, VCD, DVD ve diğerleri.

Bugün bilgisayarla yapılan işlemler o kadar çoğaldı ki artık hayatın her alanına girdi. Disketle ve cd ile pek çok bilgiyi, resmi ya da görüntüleri başka bir alana taşımak ve saklamak mümkün. Bir cd’ye yüzlerce cilt kitabı sığdırabilirsiniz. Yani siz yıllarca uğraşıp bir kitap yazıyorsunuz. Yayıncılar masrafına katlanıp kitabı basarlar. Ama birileri bunca emekle meydana gelen yüzlerce kitabı plastikten mamul küçük, yuvarlak, basit bir alete sığdırabiliyor.

Bu durum kitabın etki alanını daraltacak mı? Kitabı işlevsiz hale getirecek mi? Kitabın şimdiye kadar oynadığı olumlu rolü bunlar oynayacak mı?

Yani şimdiden sonra yazarlar kitap yazdım yerine şu kadar megabite cd mi yazdım diyecekler? İnsanlar, şu kadar megabite cd-room mu okudum  diyecekler?

Bunu şimdilik bilmiyoruz. Görünen o ki bütün bu teknolojik gelişmeler kitap basımını, kitap okumayı, kitaba ilgiyi azaltabilir ama, asla kitabın yerini tutamaz.

Bence yukarıda saydığımız iletişim araçlarının her birinin kendi çapında bir yerleri ve işlevleri var. Biri diğerinin yerini tutmaz diye düşünüyorum. Ve gelecekte de kitap önemini koruyacak gibi geliyor.

Kitaplar, bilgiyi taşımaya devam edecek, insan eğitiminde ve öğretiminde kitap hâlâ işe yarayacak…

 

5-Kitap okumak zararlı mıdır?

KİTAP OKUMANIN ZARARLARI (ŞAKA)

1-Zamanınızı değerlendirirsiniz, boş işlerle uğraşmaya vaktiniz kalmaz.

2-Kitap okumak sizi oyalar ve haftalık maçlar konusunda bol bol konuşmaktan alıkor.

3-Yazarları tanırsınız, kafanız onların fikirleriyle dolar, hangisine inanacağınıza şaşırırsınız.

4-Az konuşmayı, çok düşünmeyi öğretir. Halbuki bu devirde az konuşularak yaşanılır mı?

5-Televizyon seyretmek gibi kolay bir iş dururken kitap okumak gibi kafa işlerine zaman ayırmak olmaz.

6-Kitap okuyanlara bu devirde inekçi diyorlar. Çok kitap okuyup da filimlerdeki gibi şaban olmanın sırası mı?

7-Kitap okuyanların bilgileri artarmış, çok kültürlü olurlarmış. Canım geçinmek veya zengin olmak için kültürlü olmaya gerek yoktur.

8-Özellikle geceleri okuyacağınız kitaplar uykunuza engel olur. Ehh, gece yeterince uyumayınca gündüz iş başında uyumak tehlikesi olabilir.

9-Kitap okumak insanı merak etmeye sevkeder. Halbuki bu devirde fazla meraklı olmaya gelmez. En iyisi etliye sütlüye karışmadan ortalarda dolaşmak.

10-Kitap satın almak ilave bir masraftır. Mesela gösterişli bir elbise, altın kordonlu bir saat, parlak bir kolye, iyi bir araba ile hava atabilirsiniz. Bu zamanda kitap sahibi olmakla kime hava atılabilir ki?

11-Kitap okumaya ayırdığınız zamanlarda, yakın çevrenizde ne olup bittiğini, komşuların, tanıdıkların, ahbapların neler yaptıklarını yeterince takip edemezsiniz. Halbuki başkaları hakkında konuşmadan, onların ne yaptığını merak etmeden günler geçer mi?

12-Kitap okuyanlar, okudukları şeyler hakkında düşünürlermiş, derin düşüncelere dalarlarmış, araştırmacı bir bakışa sahip olurlarmış. Ancak fazla düşünmenin sağlıklı olmadığı söylenmektedir. Üstelik kafayı üşütme tehlikesi de bulunmaktadır.

 

 B-KİTAP OKUMAMADA KİŞİDEN KAYNAKLANAN ENGELLER

1-Okuma-yazma bilmeme,

Bu eskiden bir engeldi. Ama şimdi engel sayılır mı?

 

2-Kitaptan haberdar olmama,

Bugün herkes okula gittiğine, okulda kitapla ders yaptığına göre, hayatın her alanında kitapla karşılaştığına göre, birisinin ‘ben kitap okuma diye bir şey duymadım’ diyemez.

 

3-Kitap bulamama,

Kısmen doğru. Belki Almanya şartlarında istediğimiz kitabı istediğimiz an, ya da çıkar çıkmaz elde edemeyiz. Ama bu bahane her zaman doğru değil. Çünkü artık iletişim çağındayız. Hangi kitabın ne zaman, nerede yayınlandığını öğrenmek ve temin etmek mümkün. Türkçe kitaplar için de aynı imkanlar söz konusu.

 

4-Kitap okumanın önemini bilememe,

Kimileri kitabın önemini, kitap okumanın kişiye kazandırdıklarını bilmez. Duymamıştır, kimse öğretmemiştir, öğretilse de ilgilenmemiştir.

*Ama bilinmeli ki kitap okuma kişiye ilim kazandırır. İlim öğrenmek ise müslümanlıkta ibadettir.

*Hayatı ve varlığı anlamamızı sağlar.

*Cahillikten kurtarır. (Kur’an’ın cehalet dediği olay)

*Sıradan biri olmamızı önler. Böylece başkaları tarafından güdülmekten ve sömürülmekten kurtulmak mümkün olur.

*Okumak kişiye basiret kazandırır, yanlışı, doğruyu, zararlıyı ve faydalıyı öğretir.

*İnandığımız dinin inceliklerini öğrenmemizi sağlar. Böylece batıldan kurtulmak mümkün olur.

*Mal harcandıkça tükenir, ilim ise harcandıkça artar. Hiç tükenmeyecek bir hazine olan ilim elde etmenin yollarından biri de kitap okumaktır.

*İlim sahibi olmak kişiye vakar, saygı ve olgunluk kazandırır.

 

5-Kitaptan daha önemli işi olma

Kitap okumaktan kaçınanların bundan daha önemli işleri olmalı.  Bunlar da hayati meseleler, yolculuk, maişet için gerçekten zamanın kalmayışı gibi özürlerdir.

 

6-Kitaptan hoşlanmama,

İşte mesele bu ya...

İnsanımız kitaptan hoşlanmıyor. Kitapla ilişkisi az. Kitaba hayatında fazla yer vermiyor.

Kitaptan hoşlanmayan kimselere için özel bir ilaç keşfedilmedi. Ne yapmalı ki kitaptan, kitap okumaktan hoşlanmayan bir toplumu kitap sever yapalım. Hani siz bir kaç insana, çocuğunuz varsa onlara, hitap ettiğiniz çocuklara belki bunu hatırlatabilirsiniz. Oyunların ve görsel medyanın uyuşturduğu kitleye ulaşmanız zor.

Böyleleri kendilerini gözden geçirsinler demek geliyor içinizden.

 

7-İdeal sahibi olmama,

Bir kimsenin hayatında bir gayesi, hedefi, ulaşmak istediği bir başarı yoksa, onun ideali olmaz. İdeali olmayan bir kimse de rastgele yaşar. Bedava yaşar. Öylesine yaşar.

Halbuki hayatın bir amacı vardır. Kişi ağaç gibi meyve vermeli. Bu da ideal sahibi olmakla mümkündür. İdeal sahibi olanlar kendilerini yetiştirirler, belli sahalarda uzman olmaya çalışırlar, alanlarıyla ilgili kaynaklara ulaşırlar. Okurlar, araştırırlar, gözlemlerler, çaba gösterirler.

 

8-Günübirlik meşguliyetlerle oyalanma, tatmin olma,

Kimilerini gündelik işler tatmin eder. Çalışma, alış-veriş, evin işleri ve benzeri meşguliyetler yeterlidir. Zamanı doldururlar, okumaya, ilme, sosyal faaliyetlere zaman ayıramazlar.

 

9-Boş işlerle meşgul olmanın hoşa gitmesi.

Arkadaşlarla dereden tepeden konuşma (malâ’ya’ni),  maç saati, günlük olaylar, kahve hayatı, evde fazladan işler, çarşıpazarda aylak aylak dolaşmalar, siyasi olaylar hakkındaki çekişmeler daha çok hoşa gider. Kitap okumaya zaman ayrılmaz.

 

C-AİLEDEN KAYNAKLANAN ENGELLER

1-Örnek olmama,

Aileler, çeşitli sebeplerden dolayı hem çocuk eğitiminde hem de kitap okuma konusunda yeterli örnek olamıyorlar.

Meşhur bir yazar, annesi okuma yazma bilmediği halde küçük çocukların göreceği şekilde kitap okur gibi yaparmış. Bunu gören çocuklar kitap okumayı sevmişler.

Kitapla alış-verişi olmayan ailede büyüyen çocuklar kitapla kolay kolay arkadaş olamıyorlar.

 

2-Teşvik etmeme,

Hadi bazı anne-babalar kendileri okuyamadılar. Bari çocuklarına bu işin önemini anlatsınlar, öğretsinler, teşvik etsinler. Ebeveynler, eğitimciler, hocalar,  çaşitli araçları kullanarak kitap okumayı tavsiye etmeliler.

Bunu yeterince yapıldığı söylenemez.

 

3-Okuma proğramları uygulamama,

Aileler, çocuklar daha küçükken kitap okuma proğramları düzenlemeli. Belli akşamlar veya hafta sonları belli saatlerde birlikte kitap okunmalı ve üzerinde sohbet etmeli. Bu yapılmadığı zaman bu anlamdaki teşvik yeterli olmuyor.

 

4-Kitaba ulaşmasını temin etmeme,

Çocukların kitaba ulaşması temin edilemzse onlarda kitap okuma zevki nasıl kazanırlar? Mesela Almanca kitaplar için kütüphanelere götürmek, abone yapmak, ödünç kitap almasını sağlamak, zamanında geri vermesine dikkat etmek.

Türkçe kitapları Türkiyeden temin etmek, onları kitabevlerine ve fuarlara götürmek, kitap almaları için para vermek vs.

 

5-Hediyeleri kitaptan seçmeme,

Hediyelerin kitaptan seçilmemesi de kitaba ilginin artmasında bir engeldir. Çocuklarımızın bir başarısı olduğu zaman onlara mükâfat verelim. Bu ödülleri de genellikle kitaptan seçelim. Üzerine bir tabrik yazısı yazalım ve tarih atalım. Zamanla bu gibi güzel hatıralar kalıcı etkiler oluşturacaktır.

 

6-Evde kitap okuma ortamının olmayışı,

Küçük bir ev, kalabalık ve disiplin olmayan ve tv’nin basbas bağırdığı bir ortam kitap okumaya elverişli değildir. Anne-babaların çocuklarının rahat ders yapmaları ve kitap okumaları için sükûneti sağlamaları gerekir. 

 

7-Oyun ve tv.nin daha cazip olması

Maalesef çocuklar ve gençler için tv., bilgisayar ve atari türü oyunlar daha cazip. Çocukları zorla onların başından ayırmak istenilen sonucu vermiyor. Kaldı ki kitap zorla okunmaz. Ama aile yukarıdan beri saydığımız tedbirleri alırsa, çocuklar daha az tv. seyrederler, oyuna daha az zaman ayırırlar.

Tv.ye çağımızın hastalığı diyebilir miyiz? Hatta uyuşturucu mu desek? Herkese hitap ediyor, herkesi etkiliyor, herkesi kendine aşık ediyor.  Sigara tiryakiliği gibi bir şey. Mübtelâ ediyor kendine bağlılarını...

Ya da diğer görsel araçlar... Hani iyi amaçlar için kullanılsa ne âlâ...

Aklı başında herkes görsel medyanın zararlı amaç için de kullanıldığını bilir.

Tabii bunlara harcanan zaman kitap için harcanmıyor. Çünkü bunlar insana çok boyutlu hitap ediyorlar. Gözüne, kulağına, hislerine, hayallerine, şehvetine, kahramanlık duygularına, gençlik heyecanlarına vs.

Hollanda’da bir papaz, tv. seyretmemek oruç tutmak gibidir diye demeç vermiş.

Günümüz insanını nasıl tarif edilebiliriz? Çalışan, tüketen ve tv. seyreden bir mahluk diye mi?

Hele bizim insanımız... Çanaklarla yatıp kalkanlar... Gündemi tv.lere ayarlı olanlar... Evinde 24 saat tv. açık olanlar... Hatta dinlerini bile bu yalancı kutudan öğrenmeye kalkanlar...

Bunların çocukları kitaplara yakın olma imkanı nasıl bulabilirler?

 

8-Tv ve oyunlardaki kontrolsüzlük

Çocuklar başıboş bırakılıyorsa, onların kendiliğinden kitap okumaya alışmaları beklenmemeli. Onlarla meşgul olmak, beraber oynamak, kitap okumak, onların sorularına cevap vermek çok rahat bir iş değil.

Onun için çoğu veliler onları tv, oyun ve bilgisayarla oyalamayı yeğlerler. Veliler kendi tvlerini syrederken, ya misafirlerle çene çalarken çocuklar da kendi oyunlarıyla meşgul olurlar. Takdir edilir ki bu yöntem kaliteli bir eğitim değildir.

 

D-KİTAPTAN KAYNAKLANAN ENGELLER

1-Kitapların pahalı olması,

Öyle mi? Kitaplar cidden pahalı mı? Yani Almanya’da normal maaş alan bir kimse Türkiye’de basılan bir kitaba pahalı mı diyor? Yok yok bu ciddi bir hüküm değil. Belki Almanya’da bazı kitaplar pahalı olabilir. Ama onları da almak gerekmez, kütüphaneler ağzına kadar dolu.

 

2-Kitapların iri, çok ciltli, baskının kötü olması,

Kitabın görüntüsü bazen ürkütücü olabilir. Ancak kitap seçimine dikkat edersek hiç bir kitabın iriliği bizi ürkütmez. İri kitaplar hangileri? Ansiklopediler mi? Tarih kitapları mı? Bir ansiklopedi baştan sona okunmaz. İlgili maddeler okunur. Öyleyse hemen okumamız gereken küçük kitaplardan başlanır. Ya onları tavsiye ederiz. Zamanla bütün kitaplar sevimli olur.

Diğer taraftan, elbette kitapların hem muhteva bakımından, hem baskı açısından kaliteli olması gerekir. Özellikle çocuklara ve gençlere hitap eden kitapların çekici, albenili olması çocukların o kitapları okumalarına bir teşviktir.

 

3-Kitapların çoğunun birbirinin tekrarı olması,

Doğrudur. Pek çok kitap yazılmış olmak için yazılmışlardır. Ya da bir sürü şey yazılmıştır, ama içinde faydanılacak şeyler azdır. O zaman kendi  sahamızdaki en kaliteli yazarın, en kaliteli kitabını okumalıyız.

 

4-Pek çok kitabın yoldan çıkarıcı olması,

Bu da biraz doğru. Elbette herkes doğruyu, hakkı, güzeli söylemiyor yazmıyor. Pek çok kitap yalan dolanla dolu. Onun için seçmeci davranacağız ya.

Ancak Tek Kitaba hakkıyla iman edenleri başka hiç bir kitap yoldan çıkaramaz.

 

5-Yazarların ideolojik yazmaları, herkesin kendi düşüncesini ön plana çıkarması,

Fikirden korkmamalı. Bizim fikir yapımız sağlam olduktan sonra, gayri müslimlerin de fikirlerini öğrenmekten çekinmemeliyiz. Bazen onlar da hikmetli şeyler yazabilirler. Ancak, katı bir şekilde belli bir ideolojiyi, belli bir grubun görüşlerini savunan kitaplar bize bir şey kazandırmaz.

 

 

E-TAVSİYELER

a-Diyaloğ Çağrısı:

1-Anne- babanın rolünü tekrar gözden geçirmek,

2-Anne baba olmayı denemek,

3-Ebeveynler kadar gençlerin de onlara anlayış göstermesi gerekir. Gençlere ters gelen tavırları üzerinde yeniden düşünmek lazım. Acaba  ebeveynin kasdı ne?

4-Karşılıklı konuşma, dertleşme, sabır-tahammül,

5-Karşılıklı hesap verme, izin alma, danışma, ne yaptığı konusunda bilgilendirme,

6-Nihayet anne-baba hakkını hiç bir zaman unutmamak

 

b-Kitap okuma:

1-Kitap okumayı ihtiyaç haline getirme,

2-Örnekleme,

3-Meraklandırma,

4-Ödüllendirme,

5-Yarıştırma,

6-Ödev verme, (çocuklara, öğrencilere veya kendine)

7-Kolaydan başlama,

8-Grup çalışması yapmak,

9-Okuyacağımız kitabı iyi seçmek,

10-Yazarlarla tanışma, onların okuma hikâyelerini duyma,

11-Tv. Seyretmeyi sınırlandırma,

12-Oyun ve sporları sınırlandırma,

13-Küçük de olsa evde bir kütüphaneye sahip olmak. Çocukların kitap satın almalarını sağlamak.

 

c-Ne Okumalı?

Zor soru. Bir çocuğa, bir gence hemen şu kitabı oku demek kolay değil. Zira, aynı konuda pek çok okunacak kitap olduğu gibi karşımızdaki o kitabı sizin kadar faydalı görmeyebilir.

Bunun yerine alan belirlemesi yapmak daha faydalıdır. Mesela hangi alanlarda derinleşmek istiyoruz, o sahaya ağırlık vermeli, o alandaki en başarılı ve kaliteli, temel eserleri okumalıyız. Ayrıca kitabın hangi konuda ve kimin tarafından yazıldığına dikkat etmeli.

Derim ki biz üç alanda geniş bilgi sahibi olmalıyız ;

 

1-İslami alanda.

Sağlam bir akide için. Farz-ı ayn ilimler. Asgari siyer, Kur’an ve hadis kültürü için. Tabii önce Kur’an’dan başlamalı.

 

2-Mesleğimizle ilgili.

Mesleğimizde en başarılı olmayı sağlayacak en temel eserlei okumak, incelemek, üzerinde çalışma yapmak gerekir.

 

3-Genel kültür alanında.

Hikaye, roman, şiirden başlayarak, dünya coğrafyası, siyasi olaylar, tarih, sosyal bilimler ve bazı sanatlar alanında eserler okunmalı.

 

*İyi yazar ve iyi kitap seçmeli.

*Her şeyi değil, gerekli olanı okumalı.

*Saptırıcı olanı değil, doğru yolu gösterici olanı okumalı.

*Oyalayıcı olanı değil, az sayfa ile çok şey vereni tercih etmeli.

*Uyutanı değil, uyandıranı, uyuşukluğa sevkedeni değil rahatsız edeni, hayallerle oyalayanı değil, bizi gerçeklerle yüzleştireni tercih etmeli.

 

d-Nasıl Okumalı?

1-Okumak boş zaman işi olmamalı. Kitap okumak işi, ciddidir; çekirdek çitlemeğe benzemez.

2-Okuma dürtüsü ilim ve hikmet aşkından kaynaklanmalı. Okumak zahmet değil, lezzet halini almalı. O zaman, kitap okunan zamanlar en dolu zamanlar olur.

3-Azim, sabır, istikrarla okumalı. Okumada tedrici bir metod izlemeli. Tıpkı amelin azı ve devamlı olanının hayırlı olması gibi.

2-Okumaya yer ve zaman ayırmalı. Okumak isyeteyenler her yerde ve uygun vakit bulabilirler ama her kitap her yerde okunmaz. Özel kitaplar dingin bir kafa ile okunmalı.

3-Okuma işini ciddiye almalı. Daha doğrusu içimiz okumaya hazır olmalı. Kitaba kendini verenlere dış şartlar kolay kolay etki etmez. Ama zoraki okuyanlar en hafif gürültüyü bahane ederler.

4-Abur-cubur değil, dikkatli okumalı.

5-Kitabı not alarak, çizerek okumayı denemeli. Grup olarak okuma denenmeli.

6-Kitaba samimiyetle yaklaşmalı, tenkitçi gözle okumalı ama peşin fikirli olmamalı.

7-Okumaya genç yaşta başlamalı ve okul zamanını iyi değerlendirmeli.

8-Neyi nasıl okuyacağımız gereçek okurlara sormalı, istişare yapmalı.

9-Genç yaşta ve sıkışık zanmanlarda kitap almayı denemeli. Böyle zamanlarda alacağımız kitaplar çok değerli olacaktır.

 

*Olmak istiyorsak okumamız gerekir.

*Dünya ile yarış etmek istiyorsak düzenli bir şekilde okumalıyız.

*İnsanı, kâinatı, kâinatın sahibini tanımak istiyorsak okumalıyız.

*Şeytanın tuzaklarını, tehlikeleri, düşmanları ve tuzaklarını tanımak için dikkatli olmanın yanında okumak da gereklidir.

*İbret almak, meyve vermek için, hikmeti yakalamak için okumak iyi bir yoldur.

*İlim rütbesi rütbelerin en üstünüdür. Eh ilme de okumadan ulaşılmaz ki…

*Kendinizle, ailenizle, çevrenizle, tabiat ve tabiatın sahibi ile aranızın daha iyi olmasını sağlamak üzere…

İyi okumalar.