Belki mutludur çocuklar oyuncaklarıyla

Belki babalar güler annelere

Bir tiyatro sahnesi olmuş yeryüzü

İnsanlık komedi seyrediyordur

 

Ekin tarlaları diz boyu yeşillik

Ürkek tavşanlar gezer ormanlarda

Bülbüller bahar marşı besteler

Toprak uyanır rüyasından

 

Sen elini göğsümün üzerine koy

Yıldırımların düştüğünü duyacaksın

Bahar sevincinin coşkusu değil

Kahrımın dinmeyen sancısıdır

 

Kardeşlerim, şerefin bekçileri

Filistin’de nazlı bir fidan

Bosna’da bir demet gül

Keşmir’de ağlayan bir karanfil gibi

 

Ya en adi tecavüze peşkeş çekilen

Bir şebnem temizliğinde bacılarım

Ya elleri kesilenler, ta yüreklerinden

Ya toprağı zindana çevrilenler

 

Sen evinde gülüyorsun eşyalarınla

Sen sıcak döşekler üzerinde uyuyorsun

Güneş doğuyor, saatin zili çalıyor

Ve bir nöbet yeniden başlıyor

 

Fakat yüreğim üzerindeki eller bilir ki

En yoğun şelâleler çağlamakta

Acının yükselen feryadından

Bir de kederimin yangınından

 

Yoksa duymadınız nı olanları

Yoksa yürek yok mu göğüs kafesinizde

Yoksa öldünüz mü bir hiç uğruna

Ey kendini dipdiri sananlar

 

Bosna’da yanan ateş kopan feryat

Sana ulaşmadıysa Filistin’in acısı

Güney Doğu’nun yasını işitmediysen

Git değiştir yüreğini behey kardeşim

 

Senin ülkene doğan güneşin

Lekesiz olduğunu sanma

Bir bak Somalide karardı güneşler

Zulüm ufukları sardıktan sonra

 

Avuçlarımda haritalar var

Kanla sulanmış coğrafyalar

Acılar ağıt olmuş kardeşlerime evlerinde

Gözyaşı ekmek olmuş yırtık çadırlarda

 

Ey kalpsiz çağın şaşkın bağlıları

Ey gününü gün eden zavallılar

Ey acımayı unutan geçinme robotları

Ey çıkarının delisi olan ahmaklar

 

Bunca acının kederin ve hüznün

Sağnak yağmur olduğu günde

Bir şey yapmayacak mısınız kardeşler

Yapılması gerekeni yapmayacak mısınız?

 

8/4/1993

Zaandam

Hüseyin K. Ece