Gök başında sarsılsa, zemin titreyip dursa,

Takvim işlemez olsa, emel tuzaklar kursa,

Hayal bakışlarını bir meçhûle savursa,

Issızlığın ötesi, garip tenhası vardır,

 

Rengi solar güllerin mevsimler değişince,

Hüzün öyle yaklaşır; derinden ve de ince,

Firak, tırnağı etten ayırmaya gelince,

Yüreğin meydanlarda hazin sayhâsı vardır,

 

Beklediğin sevgili bugün gelmeyebilir,

Yarın neler olacak; kim, nasıl bilebilir?

Elindeki sermaye ha bin olmuştur, ha bir

Asıl, sözün mizanda yüksek bahâsı vardır,

 

Tükenmesin zaman bir vefasız yâr peşinde

Her sabah yeniden bir taze bahar peşinde,

Öyle bir mesafe ki, bütün diyar peşinde;

Mısır’ın bir Yusuf’u, bir Züleyhâ’sı vardır.

 

14.8.2002

Zaandam