Adın bir bitimsiz azık sandığı

Yüzün aynaların en koyu rengi

 

Bir kelimen binbir selâmdır vakte

Bir sözün diriltir binlerce gülü

 

Bakışın bitmeyen umuttur bana

Ve her gün yeniden yeşeren sabah

 

Defterimde senin adın yazılı,

Odamda yalnızca senin nefesin

 

Ak renkli bir bahar gördüm izinde

Korkular peşpeşe çekildi gitti

                &&&

 

2-Davet

Açıldı kapılar bayram yerine

Söyleyin gül gelsin, karanfil gelsin

 

Yine dost selâmı yüklensin sular

Ufukta sallanan bin mendil gelsin

 

Hüzün sussun, sözler ağıt olmasın

Muştular seninle hep sebil gelsin

 

Seninle uyansın bahçem yeniden

Tadlarla beraber zencefil gelsin 

 

Varsın yağmur yağsın, sel olsun dünya

Varılacak o en son menzil gelsin

 

Engeller tükensin, yollar açılsın,

Koyu karanlıklar hep zelil gelsin,

 

Gün yeniden yusun nefsin kirini

Adını özgürce diyen dil gelsin

 

Senin olmadığın yer sükût gibi

Yalnızlığı delen nur kandil gelsin

 

Tutku denizinden âzâde gönül,

Sevda bu iklime müstakil gelsin,

 

Bilirim yol uzun, azık yetersiz,

Bana yol öğreten bir delil gelsin,

 

Bekliyorum ey dost, vakit sırdaşım,

Umudu saklayan o zembil gelsin,

 

İntizar; çekilir gibi değil hiç,

Sûra üfleyecek israfil gelsin,

 

Bu tutku bağbân’dan şahit istemez,

Gerekse; yürekten bin kefil gelsin,

 

Bu sevdanın nerde hasmı varmış ki?

Söyleyin, yeniden ebâbil gelsin,

 

Senden gelen hoştur, razıyım ey dost,

İster beyan, ister çetrefil gelsin,

 

Dalgalar kırılsın, köpükler sussun

Seni beklediğim o sahil gelsin

 

Yıldızlar dökülsün bir bir yollara

Sevdalı yürekler selsebil gelsin,

                &&&

 

3-Haber

Koyu karanlıklar dağılır gider,

Muştu kıvılcımı yalar yüzümü,

 

Seninle birlikte sofra kurarız,

Seninle beraber firar ederiz.

 

İşte gökyüzü hep sana açıktır,

İşte takvimlerde yazılı ismin,

 

Ne zaman aynalar sana bakarlar?

Sular ne zaman bir parıltı sunar?

 

Heybelerde güneş varsa; adındır,

Çocuk gülüşünde sen görünürsün,

 

Sabah rüzgârına sorular sordum,

Ev senin kokunla doludur dedi,

 

Senin hayalinde saklıdır servet,

Neyleyim mücevher; inci ve mercan,

 

Ben senin sevdanla bahar gibiyim,

Başka mevsimleri özlemez oldum,

 

İşte burada bir ahittir sözüm,

Seninle sürecek bu yürüyüşüm.

               &&&

 

4-Bekleyiş

Başaklarda bahar simgesi varsa;

Söyleyin yüreğe hep sünbül gelsin.

 

Yabanda kalmasın sevdalı yürek,

Senin nefesinle kor gönül gelsin,

 

Çiçek donanması, lâle, menekşe,

Yüzünde bin renkli taze gül gelsin,

 

Haddimi bilirim hem, sen gelince;

Bu gönül önünde tenezzül gelsin,

 

Kapım sana açık, çoktan beridir,

Kaldırdım perdeyi, varsın tül gelsin,

 

Yokluğunu içtim, karardı ufkum,

Müjdeni yüklenen ak ampül gelsin,

 

İzin verirsen,  ben çıkarım yola,

Yeterki öteden bir düldül gelsin,

 

Bilirim ki bu bir çetin sınavdır,

Çilenin alnında mor püskül gelsin,

 

Bir alaz yoklarken gönül bağını,

Vuslat durağında soğuk kül gelsin,

 

Bu hüznü taşımaz bu aciz yürek,

Söyleyin, feryada bin bülbül gelsin,

 

İsterse tükensin yolda azığım,

Söyleyin oradan tevekkül gelsin,

 

Hatıran bu yerde diriltir canı,

Sen yoksan; derim ki: tahammül gelsin

             &&&

 

 

5. Sevinç

Seni andım yine dostla beraber

Seni ısmarladım güvercinlere

 

Topladım renkleri bir gül resminde

Aydınlık devşirdim haberlerinden

 

Bir yazı, bir mektup, bir uzun kelâm

Kuşatır alnımı senin adına

 

Beraber gidelim vardığın yere

Seni ezberlesin gözlerim yine

 

Bir koku duyayım derin izinden

Hasretim yalnızca sana yönelsin

 

Ey bir anlam gibi yüreği saran

Bitmeyen sevdanın en son adresi

 

Bak, sana uçurdum gönül kuşumu

Gökyüzü seninle masmavi kalsın

                             2/Mayıs/1998  Zaandam