Zaman elde fırsat, saat koşturur
Her anın hesabı düşmez yürekten
Gün sabırla doğar, yürür ırmaklar
Hergün çiçek açar sakin ellerde
Toprak devinince, şafak olunca
Muştular dökülür dudaklarından
Bir dostun yüzüdür çevrede doğa
Durur el üstünde bir inci gibi
Her gönülde sevgi çınar ağacı
Her yüzde şafağın renkli dünyası
Söz bir kişiliktir adlarla bağlı
Bakış bir muştudur toprağa dönen
Fecrin gül yaprağı rengi tutuşur
Secdeyi kuşanan ak alınlardan
Hergün yeni bir ay veda tepesi
Gün büyür, su dinler, konuklar gelir.
9/8/1990 – Zaandam