Arz yoktu, mahlukât yoktu, insan yoktu

el-Vâcid olarak yalnızca Sen vardın

Işığı yaratana ve aydınlığı varedene

Karanlığın içinden ışığı çekip çıkarana

Simsiyah ufuklara nûr giydirene

Vadilere, ovalara, dağlara ve sonra evlere

Ve gözlere, sonra yüreklere

Işık indirene aydınlık verene

Yaratılmışların sayısından çok

Daha çok, sonsuz çok hamdolsun

Sen hamde layıksın, insan bilmese de

Sen hamde layıksın, hamdeden olmasa da

Siyah iplik beyaz iplikten ayırt olunca

Yalancı fecrin yerini sâdık fecir alınca

Toprak uyanınca, sular uyanınca

Kuşlar uyanınca, bülbüller niyaza durunca

Ey fecrin Rabbi, ey felakın Rabbi

Bizi de uyananlardan eyle

Fecre dek selâm olan

Geceyi bize mübarek kıl

En kutlu doğum gecesinin sevincine

Bizi de dahil eyle

Fecir vaktinde hal diliyle, sessizce

Tesbih korosuna katılanlardan

Ayağa kalkanlardan

Diri olanlardan eyle

Hayatı diriltmek sevdasında olanlardan;

Yani ki olmayı bilenlerden

Güne, yani hayata, meşguliyetlere

Senin adınla; Bismillahirrahmanırrahim ile

Başlayanlardan eyle.

 

-B-

ve’ş-Şems

Güneşi ve Ay’ı var eden Sensin

Güneşe ‘ziya’, Ay’a ‘nûr’ diyen Sensin

Güneş’e andolsun. Çünkü Güneş olağanüstü

Çünkü Güneş’in haberleri harika

Çünkü Güneş âyetlerden bir âyet

‘Anâsır-ı erbaa’yı ve ötekilerini

Hayatı ve hayatın kaynaklarını

Sen var ettin; ölçüyü Sen koydun

Dengeyi Sen kurdun ve Sen yönetirsin

Bir dil ver Yarabbi, bir yürek ver

Nimetlerini itiraf eden bir dil

Güneşimizi eksiltme

Bizi ebedi ziya’ndan mahrum etme

Hayatın üzerine güneşini

Rahmet kıldığı gibi,

Ve nimet olarak yaydığın gibi

Yüreğimize de ikram eyle

Hidâyet güneşini

Senin ikramının sonu yoktur ey el-Kerîm!

Vahy güneşinin aydınlığı ile

Yüreğimizi, aklımızı ve hayatımızı ısıt

Hayat yolunda bizi ışıksız

Bizi kılavuzsuz, bizi güneşsiz bırakma.

 

-C-

ve’d-Duhâ

Kuşluk vaktine andolsun

Kuşluk vaktini Vareden

Unutmaz yarattıklarını

Elçisini unutmadığı gibi

Yarattıklarına darılmaz

Elçisine darılmadığı gibi

O ki yolunu şaşırana yol gösterir

O ki yetimleri barındırır

O ki verdikleriyle ğanî eder

O ki kuşluğa, yani güne başlamaya

Zamanın değerine,

Vaktin kılıç gibi olduğuna

ve’d-Duhâ der ve uyandırır

Kuşluk vaktine andolsun

Zira gün başlamıştır

Kuşlar çoktan yuvadan uçmuştur

Sular uyanmıştır, ağaçlar uyanmıştır

Mahlukât fecir tesbihini yapıp

Yola koyulmuştur görev gereği

Ey insanı var eden,

Ey kâiata bir göz bebeği ekleyen

Gündüzlerimizi hayr eyle

Ey ‘kuşluğa andolsun’ diyen kuşluğun sahibi,

Çalışmalarımızı bereketli kıl

Helâli isteyen inatçı bir bilinç ver

Takva ile donat yüreklerimizi

Bizi hırs ve tamahımızın

Bir de sahip olduklarımızın

Esaretine terketme.

 

-D-

ve’n-Nehar

Gündüzü geçinme vakti kılana andolsun

Hamdolsun gecenin ardından gündüzü

Bir mujde, bir mucize gibi çıkarana

Gün, hareket, aksiyon, meşguliyet

Gün, yolculuk, umut ve beklenti

Ekme mevsimi, ekim zamanı

Güne adını ve sıfatını veren ey Rab!

Hasadı hak eden ekin ekicilerden eyle

Dünya mezrasına bereketli tohumlar

Bırakanlardan eyle

Eylemlerimizi sâlih amel

İşlerimizi hayr eyle

Hayır senin elindedir ve Sen

Hayrı ve mülkü dilediğine verirsin

Dilediğini aziz, dilediğini zelil edersin

Bizi el-Azîz isminle izzetli kıl

Mülke sahip olma takıntısından kurtar

Mülke şahit olanlardan eyle.

 

-E-

bi’ş-Şafak

“Yemin ederim akşamın alacakaranlığına”

Şafak vaktine andolsun

Güneşin batışı, akşam

ve alacakaranlık tanık olsun ki

Zaman ve zemin ve vakit

Âyetlerden bir âyet ve belge

İnsanı Hakka ulaştıran iz

O onsuz büyüklüğün alâmeti

Şükürler olsun akıl verene

Şükürler olsun idrak verene

Gündüzü yaşatıp akşama;

Ulaştırana sonsuz şükürler olsun

Hamdimiz, şükrümüz olsun

Hamdimiz, şükrümüz makbul olsun

Akşam Eylûle benzer, Eylûl akşama

Şenlikli bir vakitten sessizliğe

Meşguliyetten dinlenmeye

Ömrün sonbaharına doğru

Ömrümüze bereket ver ey ömrün sahibi

Akşamları hayr eyle bizim için

Ömrün akşamına, yani Eylûl’e

Hazır olmayı nasip eyle

Gündüzü ve akşamı

Yani vakti, yani ömrü

Anlamayanlardan

ve unutanlardan eyleme

 

-F-

ve’l-Leyl

Çevre karardığı zaman geceye

Yükselip ışığa durduğu zamana Ay’a

Yükseltildiği zaman semaya

Hayat için döşenen arza

‘Takva’ ve ‘fücûr’ sahibi nefse andolsun ki

Onu temizleyen kurtuluşa erer

Onu kirleten çok zarar eder

Gece; sakin, esrarengiz ve münzevi

Gece; ısssız, bilinmez ve câzibeli

Gece, tam zamanı divâna durmanın

‘Enâe’l-leyl’ demenin de vakti

Gecenin bir tarafında bir başına

Hem yönümüz hem özümüz Sana yönelik

Divanındayız, elpençe: Aciz ve suçlu

“Affa layık olmasak da affina geldik”

Yüzümüz olmasa da bağışına geldik

Gece kirlerini örter dünyanın

Affinla merhametinle, bağışınla

Örtmeni istiyoruz ayıplarımızı.

 

-G-

ve’n-Necm

Yıldıza kasem olsun ki

Yıldız, gecelerden korkmayın der

Der ki her bir yıldız yoldur

Her bir yıldız bir işarettir

Gecenin bağrından sabaha doğru

Daha nice yıldızlar var daha niceleri

Yıldızlar içinde bir yıldız var

Kutub yıldızı, hidâyet yıldızı

Tarihin yıldızları, edebiyatın yıldızları

İlmin, irfanın, coğrafyanın yıldızları

Ya Rabbi

Yıldızları görenlerden eyle

Yıldızları bilenlerden eyle

Kutub yıldızını bulanlardan eyle

İnsanlık göğüne doğan

Tarihi, mekanı ve yürekleri

Işıklandıran O müstesna Yıldız’a

Yakın eyle yoldaş eyle

Sabahlara yıldızlarla çıkanlardan eyle

Yıldız falına bakanlardan eyleme

 

-H-

ve’s-Subh

Geceyi yaratana, sabahı varedene

Gündüzden geceyi geceden gündüzü

Ölüden diri diriden ölü çıkarana

Andolsun ki, gece var olduğu gibi

Her gece bir sabaha gebedir

Biz rahmetten hiç umut kesmedik

Bizi rahmetin sabahı ile muştula

Kalplerimizi kendi nûrunla aydınlat

Gaflet uykusundan uyandır ve

İndirdiğinin aydınlığına çıkar

Çok uyuyanlardan çok uyutulanlardan

Ve unutulanlardan eyleme

Her sabah bereketli ve berrak eyle

Yüzümüzü yükümüzü ak eyle

Kıyâmet sabahına giderken

Ey yıldızın Kutup Yıldızının Rabbi

Gündüzün, gecenin ve sabahın Rabbi

*

Seninle bahar güzel, canlı, hayat kaynağı

Güzü yaşamamıza izin verme Yarabbi!

 

29.10.2013

Zaandam-Hollanda