“Dağa, taşa, yıldıza,  Güneşe selâm olsun”

der, selâmlardık senin getirdiğin şerefi,

Tacımıza işlerdik parlattığın sedefi

 

Bu tarafa baksaydın, eylûlü unuturduk

Mevsimlerin başına yalnız bahar yazardık

Gözümüzde biriken yaşları kuruturduk

Kara toprağı ancak tohum için kazardık

Saadetin tohumu ve sevginin tohumu

Yakardık “hiç sönmesin” dediğimiz bir mumu

 

Bu tarafa baksaydın,  aydınlanırdı sabah

Cemre düşerdi yere, havaya ve toprağa

Bir şarkı söylenirdi; saba, sultanîyegâh

Uyanırdı çiçekler, çiğ düşerdi yaprağa

Belki bayram çekeri dağıtırdı cocuklar

Belki erken açardı bu sene tomurcuklar

 

Hüseyin K. Ece

27.03.2014

Haarlem