Silik bir iz bırakır geriye, vefalı eş

Bir damla kan süzülür toprağın damarına

Kim ne hazırlar dostum,  bilinmeyen yarına

 

Kimi inler yürekten, kimi içten haykırır

Ey sabahı doğuran; sen, zifiri karanlık

Nasıl doğar gecenin içinden bir aydınlık

Ne acayip iştir bu, taştan sular fışkırır

Yüreklere işleyen en doğal feryattır bu

Tabiatın bağrında en tabi hayattır bu

 

Gölge; vakti, saati gelince uzar uzar

Kendisi kadar olur, rengi geceye döner

Gökyüzünde gezinen karanlık yere iner

Zaman kum saatinde tükenir azar azar

İnsan artık bilir ki, gölgeler hakikattir

İnsana düşen görev en derin sadâkattir

 

İkindi, gün ortası, ya da gölge zamanı

Eşyanın üzerine yayılır hasır gibi

Her bir eşya gölgede çözülmeyen sır gibi

Kimine göre herşey yabancı, gulyabâni

Gölgeler ve ikindi, bir sonun başlangıcı

Gölgeler eşya için bir şeref, bir baştacı

 

29.01.2015

Haarlem