Ne sesin duyulur ne mektubun yola düşer

Herkes çekilip gider buradan, üçer beşer

 

 

Ne yana baksan senden uzakta her şey; hatta

seni emziren annen bile el sallayamaz

Birer birer kaybolur neyin varsa hayatta

Kimse yorgun alnına bir busecik koyamaz

Abıhayat olsa da kimse bunda doyamaz

 

Gördün, karanlık gider, gölge gider, gün gider

Burada bir şey kalmaz; az gider, bütün gider

 

 

Zaman kalmaz eşyayı toplamaya, selâma

Bir kampana çalar ki duymamak mümkün değil

Gizli el dürter seni durmadan; hadi ama

Zihin perişan, akıl şaşkın, umut sersefil

Elde ne lale, ne gul kalır, ne de karanfil

 

Dönüşü olmayan bir seferdir bu; bilesin

İmkanın yoktur ki bir daha geri gelesin

 

 

Camda söner ışıklar, aynada solar renkler

Ufku bir siyah örtü kaplar ki mesafesiz

Alış veriş tükenir, kapatılır kepenkler

Pazarlar ıssız kalır, teraziler kefesiz

Minderler pehlivansız, meydanlar da efesiz

 

Ummadığın bir anda başlar bir garip sefer

Bilemezsin rüzgârlar hangi cihetten eser

 

 

Evine hasret kalan bir yetim tanır mısın

Duyar mısın bir yavru ceylanın feryadını

Bugün aynaya baksan yine utanır mısın

Anlayabilir misin gidişin maksadını

Okuyabilir misin firakın kitabını

 

Donuk gözlerle ufka bakarken bîçareler

Tersine akmayacak bildiğiniz dereler

 

 

Gece bir gulyabâni gibidir yapılarda

Her şey yabancılaşır, her şey uzağa gider

Selâm verecek bir dost ararken kapılarda

Yola koyulur eşya, kendine elveda der

Ne ızdırap kalır, ne acı kalır, ne keder

 

İşte bu, hiç vefası olmayan bir zemindir

İşte bu, kaderin söz ettiği bir yemindir

 

 

Kimin varsa içerde; oğlun, kızın, torunun

Ya göz yaşı olurlar, ya sırılsıklam hüzün

Ayrılık burda başlar, biter aldatan oyun

Üzerine bir perde kapatılır gündüzün

Asla dönüp bakamaz, mecalsiz kalır gözün

 

Bir feryat, bir vâveyla, bir ağıt başlar yekten

Hayatın bir damla kan olur, damlar yürekten

 

 

Gerçek bu; ister anla, ister bir yere fırlat

Bütün kapılar birgün yüzüne kapanacak

Bunu hem kendine, hem de dostlarına anlat

Söyler misin kim neyle, nerede avunacak?

Sahi; bu hangi idam fermanı? okunacak

 

Sular deryaya akar, böyle gider kervanlar

Bilemem bu gerçekten kimler, ne kadar anlar