Kaçta kaçını alabilirsin bir dostun

Yüreğine çöreklenmiş kederleri 

Hangi termometre ölçebilir

Sıcaklığını göz yaşlarının

Hangi terazi tartar hüznünü

Gözünde hilâllenen melâlini

 Ve bir başına kalmış yetimin

İstesen de dökemezsin ne yazıya

Ne de rakama yüreğindeki depremi

İçindeki enkazı ölçemez hiç bir ölçek,

Ve hiç bir hasar tesbit heyeti.

En keskin göz dahi göremez

Yüreğinde coşup duran çağlayanı

Derûnunda oluşan med ve cezirleri

Hiç bir kulak duyamaz

Sebep ey! diye haykıran vicdanı

Bilmem hangi muhasebe defteri

Kaydedebilir insanın kâr ve zararını

Gözlerine bakan okuyabilir mi

Sırf ağıta dönüşen bakışları

Yüzüne bakan ne görecek orada

Bir kaç çizgiden başka

Bir de okuma bilmiyorsa muhatabın

Nasıl okuyacak çehrene akseden

Binbir sayfalı yürek kitabını

Bilmem, hangi yüz anlatır

Hangi ifade döker meydana

Göğüste yalımlanan feryadı

Bir girdap gibi dönüp duran

Hüzün dalgalarını, rüzgârları

Ne dersin, sayabilir misin ızdırabı

Bir, iki, üç, yüz, bin, yüzbin diye

Kim tutuklayabilir hasret duygularını

İnsani gölge gibi takip eden

Tartabilir misin öfkeyi ellerinle

Tutabilir misin gazabı kelepçeyle

Hangi satır anlatır karasevdayı

Hangi atlas kuşatır aşkı

Hangi zindan hapseder sevgiyi

Parmaklıklar kuşatsa da insanı

Emeller sarsa da her yanını

Yürek özgürlük bayrağını dalgalandırır

Yürek kendi türküsünü söyler

                        ***

Demek ki ne yüreğe zincir vurulabilir

Ne de niçin özgürsün diye sorulabilir

Hüseyin K. Ece

18.11.2014

Haarlem