Çocuk bir su ise, anne baba kaptır. Kabın şekli neasılsa içine dökülen s o şekli alır. Kap temiz ise içine dökülen su da temiz olur veya temiz kalır. Kap kirli ise içine dökülen su zemezem suyu da olsa o kapta kirlenir. Kabın içinde hangi kir varsa suya o bulaşır. Kabın içinde hangi boya var ise suya o boyanın rengi dokunur.

 İnsan fıtratı (yaratılışı) başlangıçta temiz ve lekesizdir. Yani her çocuk tertemiz bir fıtratla dünyaya gelir. Onu bozan, şirazesinden çıkaran, kirleten ebeveyn’dir, kirli çevredir, kötü eğitimcilerdir. Müslüman anne-babalar kendilerine tertemiz teslim edilen yavrulara gereken ilgiyi gösterip, fıtratlarına uygun terbiye/eğitim vermezlerse, kirli çevre onları kirletir.

İnsanın insanla iletişimi sadece sözle olmaz. Öz’le, göz’le yüz’le ve beden’le de konuşmak mümkündür. Bunları yerinde kullanmak hem daha etkili, hem daha kolay olabilir.

Çocuğa ilgi konusunda pek çok metod olmakla birlikte, söz dili, yürek dili, beden dili, göz dili, yüz dili ve hal dili de devreye sokulabilir.

  • Söz dili:

Yani konuşmak, öğretmek, nasihat etmek, yol göstermek, uyarmak, kızmak, bağırmak vb. Çocuk eğitiminde en önemli araç ‘söz dili’ zannedilir. Ancak eğitimde sadece ‘söz dili’ni kullanmak yeterli değildir. Hatta sadece söz diline mahkum olmak eğitimde ciddi bir eksikliktir. Söz önemlidir ama, sözün bittiği yerlerde diğer alternatifleri de denemek gerekir.

  • Yürek dili:

‘Yürek dili’ aslında anne-babanın çocuğuna sevgisidir. Ebeveynin çocuğuna onu

sevdiğini, onun iyiliğini istediğini, onun yerinin ta yürekte olduğunu hissettirmesidir. Candan sevme, candan ilgilenme, onun için gerekirse candan vazgeçme tavrı budur.

Bunu kullanmak isteyen anne –babalar seven bir kalbe, sevgiyi kanalize edebilecek bir akla, aklın yerinde kullanabileceği bilgiye sahip olmaları gerekir.

Söz dilinden etkili olabilecek bu ‘öz dili’nin sınırları geniştir. Çünkü insanı terbiyede/eğitmede en soylu metod sevgidir.

  • Beden dili;

Anne-babanın çocuğun karşısında duruşu onu olumlu veya olumsuz etkiler. Kişi

bazen bedeniyle konuşur. Söz gelimi, hoşlaamadığınız bir kimseye sırtınızı dönmeniz ona çok şey anlatır. Eve bir büyük geldiği zaman ayağa kalmanız, birisini kapıya kadar uğurlamanız, birisini hoş ve sevecen bir şekilde ağırlamanız ona değer verdiğinizi gösterir. Yanınıza gelene dönüp bakmamak, bacak bacak üstüne atıp yaylanarak oturmak, karşılamamak, uğurlamamak gibi davranışlar karşınızdakini istemediğinizi gösterir. 

Bu çocuk eğitiminde de böyledir. Ebeyn çocuklarının karşısında nerede duruyorlar?

Dikkat etmeleri gerekir. Söz gelimi bir şey sormak, bir haber vermek, bir başarısını paylaşmak isteyen bir çocuğa –yaşı kaç olursa olsun- sırt dönmek, aldırmamak, başka bir şeyle oyalanmak, git şimdi işim var demek, çocuk için yıkım olur. Bedenen ve ruhen yakın olduğunu hissettirmek, bazen –küçükse – kucağına almak, -büyükse- onu kucaklamak, alnından öpmek, kolunu boynuna dolarak onları onura etmek, ‘ defalarca seni çok seviyorum’ demekten faydalıdır.   

  • Göz dili;

Çocuk eğitimde anne-babanın bakışının bir yeri, bir anlamı vardır. Çocuğunuza nasıl

bakıyorsunz? Kızgın, sinirli, haşin, hesap sorucu, ürkücü, vahşi, alay edici ve kaba bakışlar olumsuz sonuç doğurur. Sevecen, sevimli, tatlı, yumuşak, müşfik, sıcak ve merhametli bakışlar çocuklar üzerinde olumlu etki yapar.

İyi bir eğitimci olan ebeveyn gözleriyle bile mükafat ve ceza verebilir. Bazen anlamlı bir bakış yerine göre saatlerce konuşmadan etkili olabilir. Mesela; ‘Niçin ağlıyorsun? Sorusuna; ‘senin şu yaptığına veya şu yapmadığına’ şeklindeki cevap fiziki cezadan daha iyi sonuç verir.

Çocuğun olumlu davranışları gözle anoylanabilir, olumsuz davranışları bakışla kınanabilir. Yalnız bu metodun yerinde kullanılması önemlidir.

  • Yüz dili;

Yüz kalbin aynasıdır. Yürekte olan şeyler yüzde bir biçime dönüşür. Yüz kişiliğin mührü,  insan karakterini ele veren izdir.   

Ebeveyn çocuk eğitiminde yüz dilini ihmal etmemeli. Bu çok yönlü kullanılabilecek bir imkandır. Hem çocukları tanımak açısından, hem onlara karşı gösteilrmesi gereken tavır açısından. Anne-babanın çocuğa karşı tavrı yüzlerinde şekillenebilir. Çocukların yaptıklarını yüz ile onaylamak da mümkün, tesvip etmemek de.

Tebessüm eden bir yüzün çocuğa vereceği umut ve sevinç ile, somurtan bir çehrenin vereceği umutsuzluk ve ürküntü bir olur mu?  Bakıldığı zaman sevgi damıtılan bir baba yüzü ile, bakmaktan korkulan sert ve haşin bir baba yüzü aynı olur mu?

Her şeye somurtan bir anne yüzü çocukların kol ve kanatlarını kırarken, yerinde gülümseyen ve tatlı tatlı bakan bir anne yüzü çocukların gönlünde baharlar açtırır.

  • Hal dili

İnsanı tanıyan ârifler derler ki ‘hal dili kâl dilinden müessirdir”. Kişini duruşu,  kişiliği,

tavrı, başkasının üzerinde bıraktığı intiba sözden, anlatmaktan, iddia etmekten daha etkilidir. Canlı örnek canlı öğretmendir. Hal dili canlı okul veya canlı antreman gibidir. O okulu takip edenler çok şey öğrenirler.

Aynı gerçek çocuk eğitiminde de geçerlidir. Anne-babalr çocuklarına halleriyle, onların önüne koyacakları kişilikleriyle, somut gerçekleriyle çok şey öğretirler.    

Hüseyin K. Ece

17.11.2012

Zaandam