Hadis ansiklopedisi ünvanını hak edecek derecede olağanüstü bir çaba ile meydana getirilen hadis kitabı. Yine hadis sahasında Kitabu el-İlel ve Ma’rifetü’r-Ricâl adlı kitabı yazmış. Fıkhî görüşleri de takipçileri tarafından Hanbelî mezhebi adıyla taklit edilen büyük âlim Ahmed b. Hanbel. Bu muhteremin bir de Kitabu’z-Zühd diye bir kitabı var. Bin deveye sahip olma rivâyeti bu kitabında geçiyor.

Bizdeki nüsha Daru’l-Ciyl tarafından H.1414-M.1994 tarihinde Beyrut’ta basılmış. Kitabu’z-Zühd. Âlimu’l-İmam Ebu Abdullah Ahmed b. Muhammed b.Hanbel eş-Şeybânî’ye ait.

Bu kitabın 223.sahifesinde 774 numaralı rivâyette aynen şöyle deniyor: “Bize Abdullah anlattı, Ona da Velid b. Müslim anlatmış. O da demiş ki Said b. Abdulaziz’in şöyle dediğini işittim: “Zübeyr b. el-Avvâm’ın (ra) bin tane kölesi (memluk’u) vardı. Onlar ona haraç verirlerdi. O da o haraçları her gece taksim eder sonra yanında o haraçlardan bir şey olmaksızın evine giderdi.” Yani hepsini sadaka olarak dağıtırdı, evine bir şey götürmezdi.

Ahmed b. Hanbel (ra) bunu Zübeyr b. el-Avvâm’ın zühdünü (dindarlığını, dünyaya fazla meyletmediğini) övmek amacıyla naklediyor.

Kimmiş bu devasa servete, tam bin tane köleye sahip bu korkunç zengin adam? Zübeyr b. el-Avvâm Peygamberimizin halası Safiyye’nin oğlu. Çocukluğu Peygamberin çocuklarıyla geçen ve ilk müslümanlardan. Vefatına kadar Peygambere ve davasına destek olmuş, Allah yolunda pek çok yara almış, ömrü boyunca da İslâm davasına desteğini sürdürmüş, ama Cemel Savaşında hz. Aişe ve Talha ile birlikte hz. Ali'ye karşı savaşmış ve orada ölmüş bir sahabe. Peygamber (sav) onun hakkında şöyle dedi: “Her peygamberin bir havârisi (yardımcısı) vardır, benim havârim de Zübeyr’dir.” (Müslim, F. Sahabe/48) 

“Talha ve Zübeyr cennette benim komşularımdır.” (Müslim, Menâkıb/22) (Bunu  acaba, onları Cemel'deki rollerinden dolayı temize çıkarmak isteyen birileri icat etmiş olabilirler mi?)

Hakkında Peygamberin bu denli övücü sözleri olan bir sahabenin bin tane kölesi varmış (!)

Burada ister istemez akla bir çok soru geliyor

1-Bir kimsenin bin tane kölesi olur mu? Zübeyr b. el-Avvâm nereden bulmuş bu kadar köleyi? Peygamberin savaşları belli. Bu savaşlarda acaba böyle binlerce köle alınmış da, hepsi Zübeyr’e mi verilmiş?

2-Bu köleler acaba hz. Ebubekr ve hz. Ömer zamanlarda yapılan savaşlarda mı ele geçirildi de çoğu Zübeyr’e verildi? Acaba o zaman savaşa katılan bütün askerlere böyle elli, yüz, yüzelli, ikiyüz veya daha fazla köle düşüyor muydu? Eğer öyleyse insanının aklına “o zamanki müslümanların işi gücü savaşta köle edinmek miydi? diye bir soru geliyor.

3-Köleliği kaldırmayı, en azından azaltmayı hedef edinen bir dinin mensupları nasıl olur da bin kölenin ödediği haraçla sadaka verdiği nakledilen birini övebiliyor?

4-Bir an için bu haberin doğru olduğunu düşünelim: Acaba diğer zenginlerin kaç tane kölesi vardı? Acaba o zaman İsâm beldelerinde en işlek çarşılar köle çarşıları mıydı? Öyle ya bir zenginin bin kölesi varsa, bir başka zenginin neden yüz kölesi olmasın? Binlerce (belki daha fazla) zengin, milyonlarca köle... Doğru olabilir mi?

Böyle saçmalık olmaz diyorsak akla şu ihtimaller geliyor:

1-Baskı hatası, bir, on, yirmi yerine bin yazılmış olabilir mi? Olabilir. Ama elimizdeki nüshada “elf-bin” yazıyor.

2-Eğer yazma nüshada da bu rakam “bin” ise acaba hattatın hatası olabilir mi? Kitapların el ile yazıldığı, yazılan bazı şeylerin meşhur yazarlara nisbet edildiği, bazı görüşlerin, kelime ve cümlelerin birileri tarafında kitaplardan çıkarıldığı bir ortamda böyle bir hata olabilir mi? Kitabu’z-Zühd’de yer alan haberlerin hepsinin Ahmed b. Hanbel’e ait olmadığını, oğlu tarafından da eklemeler yapıldığını işin uzmanları söylüyor. (Bkz: http://www.kitaphaber.com.tr/kitabuz-zuhd-ahmed-bin-hanbel-k455.html, http://www.vesiletunnecat.com/vesiletun/arsiv-kitap-oku/hadis/muhtelif/kitabuzzuhd/001.htm) Üzerinde durduğumuz haber acaba kime ait olabilir? Bilmiyoruz.

3-Bu ifade Ahmed b. Hanbel’e ait ise o yanılmış olamaz mı? Ya da hikâyeyi kendisinden dinlediği zat yanılamaz mı? O zat köleleri tek tek mi saymıştır, yoksa düz rakam olsun diye mi bin demiştir.

4-Bu haber Ahmed b. Hanbel gibi hadiste ve fıkıhta üstad olan birinin kitabında yer alıyor diye kabul mü edeceğiz? Birileri “yahu sen diyorsun, bunu nakleden senin benim gibi bir adam değil; Hanbelî mezhebinin imamı ve hadiste, yani haberleri nakletmede üstad olmuş birisi, nasıl itiraz edersin?, O mübareklerin kitaplarına aldığı hadisler veya haberler tıpkı Kur’an gibidir” derler mi?

Burada aklın ve dinin ölçüleri mi geçerli olur, yoksa rivâyetin otoritesi, ya da selefin masum zannedilmesi mi?

4-Bütün bunlar doğru olsa da şunu sormak hakkımızdır: Bunun nesi örnek? Bunun neresi zühd anlayışı? Bunun neresi cömertlik? Yani “anaların hür doğurduğu” bin tane insanın hürriyetini gasbedeceksiniz, onlara köle damgası vuracaksınız, onlardan haraç alacaksınız, aldığınız haracı da sevpa amacıyla sadaka olarak vereceksiniz… bu da dindarlık, zühd olacak???

Sanırım Zübeyr b. el-Avvâm gibi Peygamberin terbiyesinden geçmiş, ona havâri olacak kadar İslâmı özümsemiş ve hayat haline getirmiş bir örnek müslüman bunu yapmaz.

5-Bu asla tasvip edilmesi müküm olmayan haberi Zübeyr b. el-Avvâm’a nisbet etme yerine ravilerde, rivâyet zincirinde, kitabı hazırlayanda, ya da kitabın hattında (yazılmasında) hata aramayı tercih ederiz.

6-Bu zühd anlayışını, bu bin köleye sahip olmakla övünmeyi İslâm adına kime sunabiliriz? Bir taraftan “İslâm köleliğe geçit vermez” diyeceğiz, bir taraftan da Peygamberin en yakın arkadaşını, yardımcısını, cennetle müjdelenecek kadar takvalısını bin kölenin sahibi yapacağız? Nasıl olacak bu iş?

Birisi bu haberi Ahmed b. Hanbel’in bu kaynak sayılabilecek kitabından çıkarıp önümüze koyarsa cevabımız ne olur?

 

Hüseyin K. Ece

23.06.2018