-Giriş
Kur’an muhataplarını ikna etmek üzere çeşitli metodlar (üslûb) kullanır. Haber verdiği hakikatlerin kabul edilmesi için insanın yapısına, bazen aklına bazen duygularına hitap eder.
-Giriş
Kur’an muhataplarını ikna etmek üzere çeşitli metodlar (üslûb) kullanır. Haber verdiği hakikatlerin kabul edilmesi için insanın yapısına, bazen aklına bazen duygularına hitap eder.
Gerek amel, gerek inanç olsun, çirkin bir şeyin süslü gösterilmesi (zeyyene fiili) yedi âyette şeytana nisbet ediliyor. (Bkz: Enfal 8/4, 48. En’am 6/43. Nahl 16/63. Neml 27/24. Ankebût 29/38. Hıcr 15/39-40)
Abdullah ibnu Mes'ud (r.a.) şöyle dedi: “Muhakkak ki, en güzel söz Allah'ın kitabıdır. En güzel yol da Muhammed'in yoludur. İşlerin en kötüsü de dine aykırı olarak sonradan çıkarılanlar (bid’atler)dır…”(1) APAÇIK ve ANLAŞILIR BİR KİTAP-UzunMüslümanlardan “biz Kur’an’ı anlayamayız” diyenler var. Neden? -Çünkü o Arapça’dır, biz ise Arapça bilmiyoruz. (Kur’an’ı anlamadığını idda eden bir Arap da muhtemelen Kur’an Arapçası'nın klasik olduğunu ileri sürecektir) BİZİM APAÇIK ve ANLAŞILIR BİR KİTABIMIZ VAR-KısaMüslümanlardan, onun Arapça, çok yüksek ve kutsal bir kitap olduğunu ileri sürerek “biz Kur’an’ı anlayamayız” diyenler var. Kur’an ise, kendisinin ayrım yapmadan hem herkes tarafından anlaşılabilecek apaçık bir kitap, hem de sağlam beyyine (delil, isbat, kanıt), hem de mucize olduğunu söylüyor. KUR’AN ŞİFADIR
Kur’an’da, “şe-fâ” fiil kökü, iki âyette fiil halinde, dört âyette de ‘şifa شفاء’ şeklinde olmak üzere altı ayette geçiyor. BU KUR'AN BASİRETTİR-Sözlükte basiret ‘Basîret’,‘be-sa-ra’ kökünden türemiştir. Bu da görmek demektir. Bunun masdarı olan ‘basîret’in sözlükte, idrak etme, görme, doğru ve ölçülü bakış, uzağı görebilme, kavrayış, bir şeyin iç yüzünü anlayabilme, feraset, kalb ile görme gibi manalara gelir. EN SAĞLAM TUTAMAK: HABLU’LLAH (Uzun)Hablu’llah (Allah’ın ipi) deyimi Kur’an’da bir âyette yer almaktadır. Pek çok Kur’an yorumcusuna göre Hablu’llah Kur’an-ı Kerim’in isimlerinden biridir. HALK ARASINDA KUR’AN'A YAKLAŞIMLAR-KısaKur’an kendisini hidâyet rehberi, furkan, nûr, beyyine; kısaca hayatı inşa edici özne olarak takdim etmesine rağmen öteden beri müslümanlar arasında farklı kitap algısı olagelmiştir . Bu farklı yaklaşımları/algıları şöylece özetlemek mümkün: KUR’AN’IN ANLAŞILMASINDA YAKÎN KAVRAMIA-YAKÎN KAVRAMI - Yakîn nedir? Aksine ihtimal olmayan, şüphenin zıddı bir mana taşıyan yani kesinlik derecesinde yerleşmiş sağlam ve güvenilir bilgi. Bir terim ve ıstılah olarak yakîn; vakaya uygun düşmek şartıyla sabit ve kesin inanç manası da ifade eder. KUR’AN MEȂLLERİNDE AMAÇ SORUNUKur’an’ın baştan beri Arapça dışındaki dillere tercüme edildiği, hem Arapça hem de başka dillerde tefsir edildiği bilinen bir gerçektir. (Mesela; Rivâyet edildiğine göre İranlılar Selman-ı Farisi’ye mektup yazarak, Fatiha’yı kendileri için Farsça yazmasını istemişler. S. Farisî de Peygamberin izni ile Fatiha’yı Farsçaya tercüme etmiş. KUR’AN HATIRLATICI ve ÖĞÜTTÜRVahyin kitabı Kur’an’ı en iyisi kendisi ve vahyi tebliğ, beyan ve tatbik etmekten sorumlu olan Rasûl (sav) tanıtabilir. Nitekim “Kur’an nasıl bir kitaptır?”, “Kur’an ne değildir?”, “Kur’an’ın kaynağı nedir?” gibi sorularının cevabını yine Kur’an’dan öğrenebiliriz. KUR’AN KENDİNİ NASIL TANITIYOR?Kur’an nasıl bir kitaptır sorusuna herkes kendi açısından farklı cevap verebilir. Bu cevapların isabetli olması mümkün olduğu gibi, Kur’an’ı yanlış tanıtıyor da olabilir. Onu en iyisi kendi dilinden, kendi ifadeleriyle, kendi tanımlamasıyla tanımak. |