Hicrî 1442 yılı ve Muharrem dolaysıyla da bazı rivâyetler ve iddialar paylaşılmış. Bunların bir kısmında bazı amellere (ibadetlere) yapılan vaadler cidden şaşırtıcı ve dayanaksız.

Bunlardan gözümüze ilişen bir kaç tanesini söz konu etmek istiyoruz.

 

Birisi de bir grupta şunları paylaştı:

“Hilâlü hayrin ve rüşdin Amentü billahillezi halagake vel-hamdü lillahi Rabbil âlemin” Hz. Üstazımız …. Efendi Hazretleri (k.s.); “Her Hicrî ayın 1. veya 2. gecesi Hilâl’e (aya) bakarak  ve başında “Allahu ekber” diyerek bu dua okunursa, Cenab-ı Hakk o kimsenin çoluğunu, çocuğunu, dinini, diyânetini bizzat muhafaza eder. Maddi ve manevi faideleri vardır, sünnet-i seniyyedir” buyurmuşlardır..!

Ve yine hz. Üstazımız; “Her Hicrî ayın başında ve sonunda 1 Fatiha ile Mülk suresi (Tebâreke) okunursa hz. Allah o kimseyi ve çoluk çocuğunu kaza ve belâlardan, cinlerin ve süfliyâtın şerrinden muhafaza eder”  buyurmuşlardır…”

1-Yeni bir ay, bir yıl girince bu dua veya başka dualar okunabilir. Kişi Rabbinden ne istediğini kendisi bilir ve bunu farklı cümlelerle ifade edebilir. Bunda bir sıkıntı yok.

2-Lakin bu duanın sonuçları Efendimiz diye hitap ettikleri şahsın dediği gibi mi? Şüphesiz onun bu iddiaları isbata muhtaç. Duanın sonucu Allah’tan beklenir ama O’nun (cc) hangi karşılığı vereceğini kimse garanti edemez.

3-Üstazımız dedikleri zât, bunun “sünnet-i seniyye” olduğunu ileri sürüyor. Sormak lazım, bu hangi hadis kaynağında geçiyor, hangi müctehid âlim bu hadislere dayanarak buna sünnet hükmü vermiş? Paylaşanlar isbat etseler de biz de tatmin olsak, bu duanın kazançlarına ulaşsak.

4-‘hz. Üstazımız’ diyorlar yetmiyor, ‘Efendi Hazretleri’ diyorlar bu da yetmiyor. Arkasına parantez içinde bir de (k.s.) ekliyorlar. Sormak lazım, bununla ne kasdediyorsunuz? Ya da siz ne dediğinizin farkında mısınız?

5-Her hicrî ayın başında Fatiha ve Mülk Sûrelerini okuyanların bu sonuçlara ulaşacağını kim isbat edebilir? Bunun için Kur’an’da veya hadislerde bir dayanak olması gerekmez mi? İbadetler, Kur’an okuma, sevap-günah, helâl-haram  konularında herkes hoşuna gideni söylerse, Din oyuncak olmaz mı? İndirilmiş din yerine uydurulmuş din geçmez mi?

Kaldı ki biz her gün Fatiha Sûresini defalarca, Mülk Sûresini de yatmadan önce zaten okuyoruz. Bunu her hicrî ayın başına tahsis etmek nereden icabetti? 

 

01.11.2013 tarihli bir facebook sayfasında rastladığım paylaşım özetle şöyle:

-Zilhiccenin son günü sene boyunca olan günahlara keffâret olsun diye oruç tutmak lazım. (!)

-Gecesinde de tesbih namazı kılınmalı. (!)

-O gece akşamla yatsı arası 10 veya 2 rek’at namaz kılınmalı. Paylaşım her rek’atta Fatiha’dan sonra nelerin kaç defa okunacağını, namazdan sonra şu kadar ‘lâ-ilâhe’ deyip tevbe edileceğini de eklemiş. (!) Ezberlemesi bile bayağı zekâ kuvvetini gerektirir.

-Muharremin birinden onuncu güne kadar oruç tutmalı (hadiste geçiyormuş), onuncu gün (mutlaka) aşûre çorbası/tatlısı pişirmeli. (!) (Aşûre pişirmek de galiba kuvvetli sünnet)

 

Bitmedi, şu iddialara bakar mısınız?

-Muharremin ilk günü her birinde besmele ile 1000 İhlâs okuyanları Allah (cc) huzuruna bu âlemden ‘kul borcu’ ile götürmeyecektir. Bin İhlas okuyanların kul borcu kalmıyormuş. (!) Oh ne güzel, Allah’ın kullarına dilediğini yap, sonra bin ihlas oku ve kurtul.

-Allah (cc) Âşûra gününü oruçlu geçirene; 1000 Hac, 1000 Umre ve 1000 şehid sevabı yazar ve kendisine doğu ile batı arasındakilerin ecri (kadar ecir) verir. Bu kişi Hz. İsmail’in (as) çocuklarından 1000 köle azad etmiş gibi olur. Kendisi adına Cennet’te 70.000 köşk kaydedilir. Cehennemi ona haram kılar. (!) 

Peh peh peh, bin hac sevabı, bin umre sevabı, az değil tam bin şehid sevabı, bin köle azat etme sevabı... Cennette de yetmiş bin köşk...(!)

Demişler ki; "söylediğin yalan bari arş-ı endâzeye uysun". Bu ne Allah aşkına? 

 

Dahası var:

-Rivâyete göre (Hangi rivayet? Kaynak: Yok) “Âşûra gününü oruçlu geçirene 10.000 melek sevabı verilir. (!) (melek sevabı ne demekse)

-O gün İhlâs Sûresini 1000 kere okuyana Allah rahmet nazarı ile bakar, onu sıddîklerden yazar. (!)

-Güya Enes’den gelen bir hadise göre Perşembe, Cuma ve Cumartesi oruç tutmak günahlara kefâret olur ve 900 sene ibadet sevabı kazandırır. (!) (Kaynak: İbn-i Şahin, İbn-i Asâkir, İmam-ı Gazâlî’nin İhya’sı, A. Geylânî’nin Gunye’si. Cilt ve sayfa numarası: Yok) 

Birisi iki günlük Muharrem orucuna 50 yıllık günahın affını, bu da üç günlük oruca 900 (yazıyla: dokuzyüz) yıllık ibadet sevabı va'dediyor.

Pes doğrusu. Az at da… demişler. 

 

Bitmedi; dahası var

-güya hadise göre kim Muharrem’den bir gün oruç tutarsa ona hergüne karşılık otuz gün (oruç sevabı) vardır. (!) (Kaynak; Taberânî. Cilt ve sayfa, hadis numarası: Yok)

 

Bitmedi; dahası var

-Muharrem ayının biri ile onu arasında bir defa olmak üzere 2 rek’atta bir selâm vererek 6 rek’at namaz kılınır. Burada da okunacaklar listesi var. (!)

-Birisi de hızını alamamış ve döktürmüş:

“Kur'an-ı Kerim'de "Ramazandan sonra en faziletli oruç, Muharrem ayında tutulan oruçtur." buyurulmuştur. Bu yüzden Muharrem ayında oruç tutmak çok faziletlidir.” Hangi âyet?  Yok.

Bu iddiaların hangisini alsan dökülüyor. Hiç birine Kur’an’dan ve sahih sünnetten kaynağı gösterilmemiş.

Hepsi akla ziyan.

Bunları ileri sürenler, bu bol keseden sevap dağıtanlar ya sayı saymasını bilmiyorlar, ya da İslâmın ibadet anlayışından haberleri yok. İslâmı hakkıyla bilenler, Örnek Elçiyi (sav) hakkıyla tanıyanlar bu saçmalıkları din adına uydururlar mı, uydurulanları paylaşırlar mı?

İslâmın saf ibadet (kulluk) anlayışı ancak bu kadar gülünç hâle getirilebilir.

Peygamberimizin (sav) yapmadığı, ya da yapılmasını tavsiye etmediği bir şeyi kim, hangi yetki ve cür’etle insanlara ibadet diye dayatabilir? Bunu ancak haddini bilmezler yapabilir. Onların uydurmaları da bid’atten başka bir şey değildir.

Bu yalanlara din diye, ibadet diye, sevap kazanırım diye inanan din câhillerine de söyleyecek sözümüz yok.

 

Hüseyin K. Ece

21.08.2020

Zaandam