1-“On günlerin hayrından mahrum olanların vay haline. On günlerde oruca devam edin. Duayı, istiğfar ve sadakayı çok yapın. Özellikle dokuzuncu günü olan Arefe gününü orucunu bırakmayın, şüphesiz onda sayma bilenlerin sayıp göremeyeceği kadar hayırlar vardır.”

2-“Her kim Arefe günü oruç tutarsa (kabrinden kalkarken) mahşere kadar, mahşerde konulduğu yerden Sırat’a kadar, Sırattan Cennete kadar yetmişbin (70.000) melek ona eşlik eder ve onlar bineğinin attığı her adımda onu yeni bir müjde ile müjdelerler.”

3-“Arefe günü tutulan oruç ikibin köle azat etmeye, ikibin deve kurban kesmeye ve Allah yolunda cihad için verilen ikibin ata bedeldir.” (Abdulkadir Ceylânî, el-Ğunye, 2/39)

4-“Arefe tutulan oruç bin (1.000) gün (nafile) oruca bedeldir.”

5-“Her kim Arefe günü oruç tutarsa Allah Teala ona otuz tane hayır kapısı açar, otuz tane şer kapısını ona kilitler. Bu kişi oruç açarken su içtiği zaman cisminde bulunan her damar onun (bağışlanması) için istiğfar eder.”

6-“Arefe günü tutulan oruç, geçmiş ve gelecek yılın günahlarına kefaret olur.”

7-Arefe gününün fazileti onbin güne eşittir.”

8-Her kim Arefe günü oruç tutarsa Allah Teala ona müslümanlardan o gün oruç tutanların adedince ve tutmayanların sayısınca sevap yazar.”

--Sayısız site bu sıralanları ve benzerlerini Arefe gününün fazileti başlığında paylaşmışlar. İlk defa kim hazırlamış, belli değil. Belli olan şu ki herkes orada kopyala yapıştır yapmış, ama hiç kimse bunlar gerçekten hadis mi, Rasûlüllah böyle şeyler söylemiş olabilir mi, acaba hangi sahih kaynakta geçiyor diye ilgilenmemiş. Paylaşan paylaşana…

Hadis diye nakledilen sözlerin bir kısımına öyle kitap ve kişi adı kaynak gösterilmiş ki; insan şaşırmadan veya acı acı gülümsemekten kendini alamıyor.

Bilmiyorum, bunları paylaşanlar, sitelerine, makalelerine hadis diye alanlar, ya bunlar hadis değilse, ya Peygamber (sav) böyle şeyleri dememişse, ona iftira olacağını, ona iftiranın müfteriyi Cehenneme götüreceğini düşündüler mi, akıllarına geliyor mu?

Bizim değerlerdimemiz de şöyle. Sırasıyla:

1-Ebu’d-Derdâ (ra) şöyle demiştir: “On günlerde oruca devam edin. Duayı, istiğfar ve sadakayı çok yapın, zira ben Peygamberinizi: ‘On günlerin hayrından mahrum olanların vay haline. Özellikledokuzuncu gün(ü olan Arefe günün)ün orucunu bırakmayın, zira şüphesiz onda sayma bilenlerin sayıp bitiremeyceği kadar hayırlar vardır’ buyururken işittim.” (Ebu’l-Leys es-Semerkandî, Tenbîhü’l-ğâfilîn, no: 470, sh: 327)

Hadis için neredeyse 7. 10. Derecedeki kitaplar kaynak olur mu? Asıl kaynak verilmediğine göre bu rivayete hadis diye nasıl güvenelim?

2-"Her kim Arefe günü oruç tutarsa Allâh-u Teâlâ ona Müslümanlardan o gün oruç tutanların adedince ve tutmayanların sayısınca sevap yazar. (Kabrinden kalkarken) mahşere kadar, mahşerde mîzanların konulduğu yerden Sırat'a kadar, Sırat'tan da cennete kadar yetmiş bin melek ona eşlik eder ve onlar bineğinin attığı her adımda onu yeni bir müjde ile tebşîr ederler." (es-Safûrî, Nüzhetü'l-mecâlis, 1/236. Bizdeki baskı. Mektebü't-Tevfikıyye, Sayda-Lübnan-tarihsiz)

Bu rahmetli belirlediği konularla ilgili pek çok rivâyeti almış kitabına. Lakin çoğu zaman hadis kaynaklarını zikretmeden. Daha pek çok uçuk-kaçık iddiaları hadis diye naklediyor, ama bunları değerlendirmeden, uydurma olduklarını belirtmeden.

Dolaysıyla 6. Yüzyılda yazılmış, rivâyet işinde titiz olmayan bir kitap hadis-sünnet konusunda kaynak olamaz.

3-“Arefe günü tutulan oruç ikibin köle azat etmeye, ikibin deve kurban kesmeye ve Allah yolunda cihad için verilen ikibin ata bedeldir.” (Abdulkadir Ceylânî, el-Ğunye, 2/39) kaynak verilmiş sitelerde.

Temel hadis kitaplarından kaynak gösterilmemiş. M.1200lerde yaşamış bir yazarın kitabı, asıl kaynaklarda yoksa hadisde delil olur mu? Acaba Allah’ın Rasûlü bir günlük oruca bu korkunç sevapları va’deder mi? Dilin kemiği yok, at atabildiğin kadar. (Yoksa el-Ğunye yazarının, rüyasında Peygamberden tasdik aldığı mı zannediliyor?)

4-(Arefe günü tutulan oruç, bin gün [nâfile]oruca bedeldir.)  Tabarani rivayet etmiş.

Tabarânî’nin hadis kitaplarına itibar edilir. Lakin burada ne kitabının adı var, ne sayfa ne de hadis numarası var. Bu sözün onun kitaplarında olduğu ne ma’lum?

5-Aişe (r.anha) söyle anlatmıştır:

"Bir kere Rasûlüllâh (sav: "Şüphesiz cennette inci, yâkut, zebercet, altın ve gümüşten yapılma köşkler vardır.' buyurdu. O zaman ben: 'Yâ Rasûellâh! Onlar kimin içindir?' diye sorunca: 'Arefe gününü oruçlu geçirenler içindir. Ey Âişe! Her kim Arefe günü oruca niyet etmiş olarak sabahlarsa Allâh-u Teâlâ ona otuz tâne hayır kapısı açar, otuz tâne şer kapısını ona kitler. Bu kişi oruç açarken su içtiği zaman cisminde bulunan her damar onun (bağışlanması) için istiğfâr eder.' buyurdu lar." (es-Safûrî, Nüzhetü'l-mecâlis, 1/237)

es-Safûrî, hadis diye bazı rivâyetleri kitabına almış ama çoğu zaman kaynak belirtmemiş. Yukarıda geçtiği gibi pek çok uydurmayı da hadis diye naklediyor. Dolaysıyla onun nakillerine şüphe ile bakmak zorundayız.

6-Şunu hadis olarak buldum:

Ebu Katâde Rasûlüllah (sav) şöyle buyurdu: “Arefe günü tutulacak orucun önceki ve sonraki seneye (günahlara)  keffaret olacağını Allah'tan ümit ediyorum.” (Tirmizî, Savm/46  no: 749. Hasen kaydıyla. İbni Mâce, Sıyâm/40 no: 1730)

İbni Mâce’nin rivâyeti: Ebû Said el-Hudrî’den, o da Ebû Katâde b. Nu’man’dan, O demiş ki: “Ben Rasûlüllah’tan şöyle işittim: “Kim arefe günü oruç tutarsa geçmiş ve gelecek sene ve sonrası (küçük günahları) affedilir.” (İbni Mâce, Sıyam/40 no: 1731)

Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde hadis şöyle geçmektedir: Ebû Katâde’nin rivâyet ettiğine göre Rasûlüllah’a (s.a.v.) arife günü oruç tutmak soruldu, o da: “İki seneye keffârettir” buyurdu. Ona (s.a.v.) aşûre günü oruç tutmak soruldu, o da: “Bir seneye keffârettir” buyurdu. (Ahmed b. Hanbel, 5/295)

7-(Zilhiccenin ilk on günü, fazilette bin güne, Arefe günü ise on bin güne eşittir.) [Beyhekî]

Beyhakî’nin eserlerine itibar olunur. Lakin burada kitap adı, cilt/sayfa numarası, hadis numarası yok. Nereden bilelim bu sözü Beyhakî hadis diye kitabına almış?

8-"Her kim Arefe günü oruç tutarsa Allâh-u Teâlâ ona Müslümanlardan o gün oruç tutanların adedince ve tutmayanların sayısınca sevap yazar. (Kabrinden kalkarken) mahşere kadar, mahşerde mîzanların konulduğu yerden Sırat'a kadar, Sırat'tan da cennete kadar yetmiş bin melek ona eşlik eder ve onlar bineğinin attığı her adımda onu yeni bir müjde ile tebşîr ederler." (es-Safûrî, Nüzhetü'l-mecâlis, 1/236)

Yukarıdaki rivâyetin diğer kısmı. es-Safûrî’nin kitabının hem hadiste kaynak olamayacağını, hem de güvenilmeyeceğini tekrar edelim.

Arefe günü hakkında bir rivâyet:

Hz. Âişe’den rivâyet edildiğine göre  Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

“Allah’ın daha çok kulunu ateşten kurtardığı arife gününden başka bir gün yoktur. O gün yaklaştığında Allah meleklere şöyle diyerek övünür: Bu kullarım ne dilediler?” (Müslim, Hac/79(436) no: 3288. Nesâî, Hac/194 no: 3007. Münzirî, et-Tergîb ve’t-Terhîb, 2/204)

Biz söz, bir sünnet kesin olarak Rasûlüllah’a aitse ona can kurban, başüstüne deriz, alır yüreğimize ve hayatımıza koyarız.

Rasûlüllah’a adına yalan uydurmaktan, bilerek bilmeyerek uydurmaları paylaşmaktan da Allah’a sığınırız (neûzü billah).