Senin yaşadığın hikâye,

Senin soluduğun hava kadar gürültüsüz

Yeryüzü canlar gördü,

Bir ip üzerinde gezer gibi

İnsanlar geçti gitti topraktan.

 

Serin bir gecenin esrarını dinlerken

Çobanın özleme dönüşen feryadını

Ses ve gece, ses ve öfke derken

Kumlar arasına düşen canlı tohum

Yolu yeniden çizerken

Zaman şahit tutuldu

Toprak, yeniden yorumlandı

Toprak, yeniden canlandı

Hayat yeniden göründü göğüs kutusunda

Müjdeler boyunca korku

Korkular kadar sevinç dağların arkasında

Gelenin gelmesi yakın

Çöle Güneşin doğması yakın.

 

Kirletilmiş sokaklar ve eğdirilmiş başlar

Kutsal elbise giydirilmiş taşlar

Yalanla doldurulan tarih ve zaman

Tanrılarla zulmedilen insan

Kahır ve nefretle süslenen Kâbe

Satılan adalet köle niyetine

Öç bekliyorlardı vakitler boyunca

Anneye tutkun çocuklar gibi

Gelişini bekliyorlardı o yerlerde

O yerler, kutsal yerler, yahşi yerler

O yerler, İbrahim’in, İsmail’in geçtiği,

O yerler, eteği sevgini mahşeri olanların

Kokularını bıraktıkları yerler

Sevdalıların gönüllerine oydukları yerler

Ve o yerlere bir gelen var.

 

Bu geliş tarihi çınlatan bir geliş,

Bu geliş kuru toprağa can katan bir geliş,

Bu geliş rahmetin incecik damlası gibi

Bu geliş lâle tarlası gibi

Bu geliş taş üstünde gürleyen çiçek

Sular aktıkça sürüp gidecek

Bu geliş Âdem’den, Nûh’tan, Musa’dan,

Eyyûb’tan,  Zekeriyya’dan, İsa’dan,

Akan bir nurun gürüldeyişidir

Bir nur kucağının gelişi,

Bir iklimin doğuşu,

Bir müjdenin renklenişi,

Nice kutlu elçinin dilinden,

Ömründen, yolundan taşan

Çağlayan ağlaması

Yüreklerden yüreklere.

 

Ve kapılar açılır bu gelişe

Ve gereksiz artıklar bırakılır yollarda

Nefisler temizlenir takvayla

Hazır olunur, bu yola asker olunur

Sonra hasret yanan kalplerde titizlik

Göle dönmüş sevinç gözyaşları

Gezer dünyayı ceylan bakışı gibi

Ufuktan ufuka salınmış yıldırım

Bulutlara sefer eden bir azim

Ve demiri yola getiren ustanın eli

Ve asırlardır beklemenin bedeli

Ocağı şenlendiren fikirler

Ve onunla temizlenen kirler

Hayatı bulduran hayat

Yıkılan köhne saltanat

Yolu gösteren kılavuz

Geçmiş, gelecek ve sonsuz

Geceyi gündüze çeviren ocak

Şimdi bu geliş mahşer olacak.

 

El arayanlar tutsun diyerek

Elleri Yaratan bir El gönderdi

Kutlu geliş oldu bu, son geliş oldu bu

İnsanları kucaklayan şefkat

Toplumu kurtaran berat

Ebediyyet yolu, müstakím yolu

Ve Vedâ Tepesinin üstünden

Ay doğdu ayın ondördü gibi.

 

Gelin ey insanlar gelin!

Bu gelişe hoş geldin diyelim

Gelin insanlar gelin!

Şükür kılalım bu gelişe

Gelin insanlar gelin!

Kutlu olsun diyelim bu gelişe

Yer sarsılsın, gök titresin

Sular yansın aynı sevdayla

Zaman nöbete dursun

Eller duaya açılsın.

 

Bu geliş mübarek olsun

Bu geliş bin yürek olsun

Bu geliş hep rehmet olsun

Bu geliş hidayet olsun

Dünyaların Efendisine sonsuza kadar

Gül çiçeğinden yeşil yarpuza kadar

Salat ve selâm olsun

Salat ve selâm olsun.

 

Hüseyin K. Ece

01.11.1987

Zaandam