Baba evinde şimdi, içindeki gururla

Benim içime senin olmayışın bulaştı

 

Seni düşündüm gülüm, âh nerede avdetin

Nerde eski günlerin bahar renkli lezzeti

Hangi dağın ardında, hangi gizli geçitte

Nerede kaldı diyor, o vefanın izzeti

Seni arayayım mı mahallede, mescitte

Vefasızlık değildir, biliyorum âdetin

 

Seni düşündüm gülüm, boğazımda hıçkırık

Gözlerim dolu dolu, öylesine sitemkâr

Neyleyim, ötelere dalar gider hislerim

Beklerim mevsimlerden bir gün, bir nevbahar

Korkum şu, bir gün bir bilinmeze giderim

Rengim soluk, dimağım yorgun, yüreğim kırık

 

Seni düşündüm gülüm, leylâyı hatırladım

Çöle düşen Mecnuna gıpta ettim gerçekten

Hayran kaldım bir sevda uğruna Medine’ye

Hicret edenlere; can-u gönülden, yürekten

Sevda bu, sorulmaz ki, kime, ne için, neye

Vuslat ile firakın farkı; bir mil, bir adım…

 

21.10.2015

Amsterdam-Schiphol