Dede yattığı yerden doğrulur ve aniden

‘Hamdolsun’ der, secdeye kapanır sevincinden

Çünkü bir torun daha, çünkü bir insan daha

Hakkıyla bin teşekkür bunu veren Allah’a

Bilirsin insan sırdır, eşsiz bir mucizedir

Endişedir, varlıkta farklı bir firûzedir

Bir bebek doğar, güller dökülür hırkasından

Fecir muştular taşır dağların arkasından

Ay yeniden belirir ufuktan, hâlesiyle

Aile boyu sevinç bütün sülâlesiyle

Baba bir bebeğe, bir anaya bakar yine

Umudu buket yapar, aynaya bakar yine

Ayna bir hakikati gösterir ta derinden

Baba hayatı görür bebeğin gözlerinden

Bilinmez bir hayattır bu doğumun ötesi

Bunu haber veriyor bebeğin nazlı sesi

 

2.

Her doğum yaşanmamış bir serüven demektir

İnsanlık tarihine yeni tohum ekmektir

Şimdi bebeğe selâm vermenin zamanıdır

Yollarına ak halı sermenin zamanıdır

Bebek doğar güneşin rengi değişir birden

Tuhaf sesler gelmeye başlar eski kabirden

Her doğan ölür, fâni dünyanın yasası bu

Hayatın pazarı bu, ömrün piyasası bu

Doğum ile ölümün arası ince bir hat

Ölüm olmadan asla anlaşılmaz bu hayat

Doğum; ölüme doğru başlayan bir yolculuk

İlk adımla birlikte yola çıkar her çocuk

Kiminin yolu kısa, bir kaç metre, bir adım

Kiminin yolu uzun, belki bir kaç bin adım

Bebek bilmez bir yola çıktığını buradan

Farkına varır ama, zaman geçer aradan

Anlar ki hayat bir yol, insan yolcu, kimsesiz

Menzile doğru gider gürültüsüz ve sessiz

Ufka bakar, görür ki ufuk sanki berzâhtır

İnsan ister istemez bu fânide seyyahtır

 

3.

Anne, nine ve dede, bacı, kardeş ve baba

Amcalar ve halalar, yakın-uzak akraba

Kimisi cana candır kimisi kol kanattır

Kimisi iksir verir, kimisi bir hayattır

Kimisi güvercindir, müjde mektubu taşır

Kimisi masal kuşu, rüyalara bulaşır

Bu aile fotoğrafı sevindirir çocuğu

Bebeğin gülüşüne takar mavi boncuğu

Dede bir çınar gibi yüzyıllık kökleri var

Direnci dağlar gibi, göğsü yıkılmaz hisar

Ninenin kucağında nesiller nefes alır

Ona bakan gülümser, sözünden heves alır

Varlığı orta direk, evin suyu hamuru

Bebeğin gözlerinde dedenin secde nuru

Yeni bir doğum hayat demek, anlam demektir

Hayatın manasını yeni baştan bilmektir

Baba, anne ve çocuk bir tabloyu tamamlar

Bu tablo ile daha sıcak olur akşamlar

 

4.

Gövdesi üzerine bir sürgün doğrulunca

Bir nehir, ya da ırmak deryaya kavuşunca

Vuslata erdiğini duyurur ufuklara

Bu sevincin yankısı tırmanır doruklara

Hayata gözlerini açan çocuk böyledir

O dahi varoluşun ahengini söyletir

Var oluş: Hayatının en büyük hakikati

Budur bedenin ruha en içten sadâkâti

Budur toprağa anlam katan mübarek tohum

Budur hayata lezzet kazandıran oluşum

Çocuk, başlı başına bir dünya, bir sevgili

Babanın sılueti, annenin ipek dili

Şair öyle demişti: “Baba bugün gitse de

Yarın geri dönecek oğlunun suretinde”

Bu böyle bir hikaye, sırrı anlaşılmayan

Bu böyle bir kafdağı, asla kavuşulmayan

Yine de okunması gereken bir kitaptır

Eğer anlaşılmazsa, insan için girdaptır

 

5.

Dostum bu bir başlangıç, arkası gelecektir

Herkes ayağa değen taşları bilecektir

Hayat bir yol gibidir, ama süt liman değil

Derin bir deniz, ama kıyısız umman değil

Gemi lâzım insana denizi geçmek için

Belli ki kuş kanada muhtaçtır uçmak için

Yolcuya azık lazım, yol ve kılavuz gerek

Su kaynağı az ise sana bir havuz gerek

Doğru; çıkılmaz yola azıksız, arkadaşsız

Yollar var ki güvensiz, dolambaçlı ve ıssız

Bu işin gecesi var, gündüzü var bilesin

Bir gün menzile varır yola çıkan, bu kesin

Ama hangi menzildir, seyyâhın özlediği?

Hangi canan bir ömür yolunu gözlediği?

Bir gün çıkagelir mi yürekten beklenenler

Elbet kavuşur derler, beklemeyi bilenler

Dedik ya hayat budur, böyle sürüp gidecek

Seksen yıl, belki yüz yıl; hepsi bir gün edecek

Her başlangıcın sonu var, her yolun bir bitişi

Ayağına taş değmez, bunu anlarsa kişi

 

Hüseyin K. Ece

06.12.2013

Zaandam