Gördüm ki gün yirmidört saat, hafta yedi gün

Ne oldu, ne yaşandı, geldi ve geçti bugün

 

İster sarayda yaşa, ister kulübede dost

Güneş yürüyor, saat yerinde hiç saymıyor

Pehlivanlar yıkılır yere bir darbede dost

Kabristan cenazeye, deniz suya doymuyor

Konağın konukları her dönem değişiyor

Kara karga toprakta yeni mezar eşiyor

 

Hangi tebessüm saklı konuğun dudağında

Bilmem hangi çağlayan dökülür yüreklerden

Hangi feryat saklıdır kapının tokmağında

Hangi lambanın isi dökülür direklerden

Gün doğar, akşam olur, hüzün kaplar geceyi

Ve kimse çözemedi bu kadim bilmeceyi

 

Saray, köşk, yalı, villa; akla neler getirir

Ya insanı yıpratan zamana ne demeli

Kimine göre ha köşk ha kulübe, hepsi bir

İnsan burada konuk olduğunu bilmeli

Gölgeler aşar gider ufuklardan sessizce

Gölgeler pek çok mesaj taşımıyor mu sizce

 

Hüseyin K. Ece

19.02.2015

Haarlem