MUHARREM AYINI HATIRLAMAK

-       Muharrem ayı

Ay (kamerî) takvimin birinci ayı Muharrem’dir.

Muharrem sözlük manasıyla ‘haram kılınan, yasaklanan, kutsal kılınan, kendisine saygı duyulan’ demektir.

Dört haram aylardan biri olduğu Kur’an’la sabittir. “Bilin ki, Allah’a göre ayların sayısı, Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı gün koyduğu ölçü uyarınca on ikidir; (ve) bunlardan dördü haram aylardır; işte (Allah’ın) her zaman geçerli sapasağlam yasa[sı] budur. O halde, bu (aylar) konusunda artık kendinize yazık etmeyin…” (Tevbe 9/36)

Peygamber’in (sav) açıklamasına göre diğer haram aylar; Receb, Zülkâde ve Zülhicce’dir. (Buhârî, Meğazi/77, Tevhid/24. Müslim, Kasâme/29)  Kur’an haram aylara hürmet edilmesini istiyor. (Bekara 2/194, 217)

Peygamber (sav) Veda haccında Mina’da verdiği hutbede, zamanın Allah’ın yerleri ve gökleri yarattığı günkü şekline döndüğünü açıklayıp, Muharrem ayının haram aylardan biri olduğunu belirtmiştir. (Buhârî, Bed’yü’l-Halk/2. Ebu Dâvûd, Menâsik/67)

İslam’dan önceki dönemde (cahiliyye’de)  insanları da Hz. İbrahim’den beri gelen geleneğe bağlı olarak haram aylara itibar ederlerdi. Ancak onların çoğu hak hukuk tanımazlardı. O zaman güçlü olmak haklı olmak için yeterliydi. Boş şeylerle övündükleri gibi, başkasına yaptıkları saldırılar kahramanlık sayılırdı. Haram aylar onların azgınlıklarını birazcık frenliyordu. Bu aylar gelince savaşlar, yağmalar azalır, bazen hiç olmazdı. Böylece zayıflar biraz nefes alır, karınlarını doyuracak iktisadi faaliyetler yapabilirlerdi. Bazıları bazen haram ayların hürmetini dinlemez, savaşa devam ederlerdi, bazen de ayların yerlerini oynatma anlamına gelen ‘nesi’ uygulamasıyla savaşı uzatırlardı.

- Haram ayların önemi

Aslında haram aylar insanlara hem hürmet’i, yani sınırı, başkasına ait olan değerlere dokunulmamasını, saygıyı öğretiyordu.

Bilindiği gibi insana ait haklar ve dokunulmazlıklar vardır. Her yer ve her şartta bunlara saygı duyulmalı, korunmalıdır. İnsanlara din gönderen Yaratıcı (cc) bu dokunulmazlıkların neler olduğunu hem açıklamış, hem de nasıl korunacağını öğretmiştir. Ama ne yazık ki Rabbinin makamına hürmet etmeyen O’nun yarattıklarının hakkına yeterince saygı göstermez.

İslam’daki haram olayı da insanların anladığı manada bir yasak olmakla birlikte, bir sınır, bir ölçü ve bir hakkı korunmadır, kırmızı çizgilerin belirlenmesidir. Haram hükmü aynı zamanda hem haramı ilke olarak koyan Yaratıcıya karşı, hem de dokunulmaz kılınan seye karşı bir saygıdır.

Kabe’nin içinde olduğu mescidin adı Mescidü’l-Haram’dır. Yani kendisine saygı duyulması, onun sahip olduğu manaya hürmet  edilmesi, onun karşısında edepli olunması gereken bir mescid. Aynı zamanda onun sınırları içinde günah işlemek, hakka tecavüz, yaramazlık yapmak külliyen haramdır. (Bekara 2/197. Âli İmran 3/97. Maide 5/97)

- Muharrem muhterem midir?

Evet, Muharrem’e de saygı duyulmalı. Edepsizliğin, şirretliğin, zulmün, saldırganlığın, haddi aşmanın, savaşmanın haram olduğu aylardan biridir çünkü. İnsanlara, onların haklarına, onların dokunulmazlıklarına en fazla saygı gösterilmesi gereken bir aydır Muharrem. Kur’an haram aylara saygısızlık etmeyi haram kılıyor: “Ey iman edenler! Allah’ın (koyduğu, dini) işaretlerine, haram aya, (Allah’a hediye edilmiş) kurbana, (ondaki) gerdanlıklara, Rablerinin lütuf ve rızasını arayarak Beyt-i Haram’a yönelmişkimselere (tecavüz ve) saygısızlık etmeyin…” (Maide 5/2.)

Yani Muharrem ayı bu saygının öğrenilmesinin mümkün olduğu aydır. Kendisi muharrem olduğu gibi,  mahrem olan, yani bize haram kılınan şeyler konusunda daha fazla şuur kazandıran aydır. Bu ay kendisine saygı duyanları, değerlendirenleri, kendisini muhterem kabul edenleri “muhterem” eder, saygınlık kazandırır. Bu bakımdan Muharrem ayı ile İslam’daki haramlar arasında bir bağ kurulabilir, haramlar karşısında daha duyarlı olma bilinci güçlenebilir.

Muharrem saygıdeğer bir aydır. Çünkü o içinde “Âşûrâ Günü”nü de barındıran Allah’ın ayıdır. “Bir zat Peygamberimize geldi ve sordu: “Ramazan’dan sonra ne zaman oruç tutmamı tavsiye edersiniz?” Peygamber (sav): “Muharrem ayında oruç tut.Çünkü o, Allah’ın ayıdır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tevbesini kabul etmiş ve o günde başka bir kavmi de affedebilir” buyurdu. (Tîrmizî. Savm: 40 (741). Ayrıca bak. Müslim, Sıyam 200-203. Nesâî, Kıyamu’l-Leyl 6)

Elbette bütün zamanlar ve bütün mekanlar Allah’a aittir. Fakat bazı an’lar ve bazı mekanlar daha önemlidir. Biraz daha öne çıkarlar. Bu da o mekanların ve zamanların taşıdığı anlam ve mesaj açısındandır.

Sonuç olarak saygı gösteren saygınlık kazanır. Seviyeli insana yakışan, seviyeli hareket yapmaktır. Hak katında derece kazanmanın yolu Hakka itibardır. O’nun emir ve yasaklarına (haramlarına) dikkat etmektir. (Hac 22//30)

Hüseyin K. Ece

2014