Suyun yatağında sürekli akması” anlamından hareketle seyâhat  “yürüme, gitme, ortalıkta gezip dolaşma anlamına ulaşılmış. Planlı ve amaçlı yolculuk” da denilebilir.

 

Bu kökten gelen ‘sâih-seyyâh’, geniş bir mekanda dolaşan, yolculuk eden demektir. (el-Isfehânî, R. Müfredât, s: 359)

Kur’an’da bu kökten gelen üç kelime geçiyor.

1.“sîhû-seyahat edin-dolaşın” emir kipiyle Mekke’nin fethinden sonra suçlu müşriklere verilen süreyle ilgili olarak. (Bkz: Tevbe 9/2)

2.“sâih’in çoğulu olan sâihûn” olarak... Bu Allah (cc) rızasını kazanmak isteyenlere övgü anlamında geçiyor. (Bkz: Tevbe 9/112)

3.“sâihât” olarak. Kendileriyle evlenilmesi uygun olan kadınların iyi nitelikleri sıralanırken... (Tahrîm 66/5)

Bazılarına göre ‘sâihûn-saihat’ gezenlerdir. Yeryüzünde dolaşarak görüp duydukları sayesinde akıl ve basiretlerini geliştirmeye çağıran âyetin (Hac 22/46. Âli İmran 3/190) gereğini yerine getirmeye çalışan, bunun yolunu arayan kimseleri ifade eder. Ya da “Allah’ın hoşnutluğunu aramaya durmaksızın devam edenler” demektir.

Kur’anda “yürüme, gitme, yolculuk” gibi anlamlara gelen; “seyr, rıhle ve sefer” kelimeleri de var.

“De ki: “Yeryüzünde dolaşın da Allah’ın başlangıçta yaratmayı nasıl yaptığına bakın. Sonra Allah (aynı şekilde) sonraki yaratmayı da yapacaktır. Şüphesiz Allah’ın gücü her şeye yeter.” Ankebut 27/20. Ayrıca bkz: Âl-i İmrân 3/137. Rûm 30/42. Hacc 22/46)

‘Rıhle’; yolculuk-seyahat demektir ve Kur’an’da bir âyette geçmektedir. (Bkz: Kureyş 106/1)

“Sefer” kelimesi çoğunda bazı fıkhî hükümlerin yer aldığı yedi âyette “yolculuk” anlamında geçmektedir. Mesela;

“Sayılı günlerde olmak üzere (oruç size farz kılındı). Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa (tutamadığı günler kadar) diğer günlerde kaza eder...” (Bekara 2/184. Ayrıca bkz: Bekara 2/185, 283. Nisâ 4/43. Maide 5/6. Tevbe 9/42)

Bir âyette hz. Musa’nın Allah’ın kendisine ilim verdiği kişi ile ilginç yolculuğunu bu kelime ile anlatılıyor. (Kehf 18/62)

Hadislerde seyahat; “suyun akıp gitmesi” şeklindeki sözlük anlamı yanında “gezme, dolaşma” mânasında da kullanılmış.

“Sefere çıkınız (yolculuk ediniz), sıhhat bulunuz” sözü hadis olarak kaynaklarda geçiyor. (Ahmet b. Hanbel, 3/280. Aclûnî, 1/510)

Rasûlüllah’ın peygamberlikten önce toplumundaki geleneğe uyarak çok seyahat ettiği bilinen bir şey...

Tarihten beri ve günümüzde insanlar çeşitli sebepler yüzünden seyahat ederler, yolculuk yaparlar.

İslâm tarihinde şu sebeplerle seyahat yapıldığı görülüyor: İbadet maksadıyla, tarih, coğrafya ve kültür bilgisi elde etmek için, dil öğrenmek ve geliştirmek için, ticaret için, gezip görmek için, çalışmak için, ilim öğrenmek için, akraba, eş dost ziyareti (sıla-i rahîm) için...

-Sıla-i rahîm

Sıla-i rahîm; akrabalar arasındaki güzel ilişkiyi, her türlü ilgilenmeyi anlatır.

‘Sıla’; bir şeye varmak, ulaşmak, kavuşmak, bağ kurmak demektir. Döl yatağına ‘ana rahmi’ denilmektedir.  Buna göre ‘sıla-i rahîm’, aynı rahimden gelenler veya aynı rahme yakın olanlar arasındaki kuvvetli bağdır. Onların birbirlerine karşı gösterdikleri merhamet, şefkat ve ilgidir.

‘Sıla-i rahîm’in temelinde, akrabalar arasındaki karşılıklı merhamet, sevgi, saygı ve yardımlaşma anlayışı vardır. İslâm, insanlar arasında güzel ilişkilerin olmasını istediği gibi, akrabalar arasında çok daha yakın ilginin ve sevginin olmasını emrediyor.

Kur’an akrabalık bağını kesmeyenleri övüyor (Bkz: Ra’d 13/21), kesenleri ise kınıyor (Bkz: Bakara 2/27. Nisâ 4/1. Muhammed 48/22).

Peygamberimiz de (sav) pek çok hadisinde sıla-i rahmi tavsiye ediyor. Mesela;

“Allah’a ve Âhiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin; Allah’a ve Âhiret gününe iman eden sıla-i rahmde bulunsun” (Buhârî, Edeb/31, 85 no: 6018, 6138. Müslim, Birr/20, no: 2557) 

Buna göre sıla-i rahim bir ibadettir (kulluktur) ve önemli bir akrabalık görevidir. Farz (vacip) olan sıla-i rahmin üç derecesi vardır. Birincisi: Akrabalara güç yettiği kadar ilgilenme, gerekiyorsa maddi olarak yardımda bulunmak, her açıdan destek olmak, ihtiyaçlarını gidermektir.

İkincisi: Akrabalara işlerinde bedenî olarak yardımda bulunmak, mümkünse ziyaretlerine gitmek.

Üçüncüsü, akrabalara ziyareti, hal hatır sormayı, saygı ile davranmayı, dua etmeyi, hediyeleşmeyi kapsar.

Şüphesiz ki akrabalara ilgi göstermek, onlara merhamet etmek, yardımda bulunmak İslâm toplumu açısından son derece önemlidir. Egoist bir hayat anlayışının hâkim olduğu, insanî ilişkilerin ve akrabalık bağlarının çok zayıfladığı, yanlızlığın arttığı günümüz dünyasında sıla-i rahîm ahlâkını yaşatmak güzeldir. Yaz tatilleri, izinler, bayramlar sıla-i rahîm için bulunmaz fırsatlardır. 

Unutmamak gerekir ki İslâmın emrettiği sıla-i rahîm memleketi, doğduğumuz yeri, ülkemizi, nüfusa kayıtlı olduğumuz beldeyi, yerleşim yerlerini, dağları, taşları, ovaları, tarihi yerleri ziyaret değildir. (Elbette bunları ziyaret etmek de güzeldir)

Ancak sıla-i rahîm; akrabaya ilgidir, yardımdır, bağları canlı tutmaktır, imkan varsa onları  ziyarettir; mekana değil kişilere yapılır.

Hüseyin K. Ece

09.05.2023

Zaandam