a-Nifak Nedir?

Nifak, ‘enfeka’ fiilinin masdarıdır ve sözlükte, bir delikten girip öbüründen çıkmak demektir ki, tarla fareleri hakkında kullanılır. Yerbo’a denilen bu tarla faresi iki yuva yapar. Birinin tavanı gayet yumuşak olur.

 

Yuvanın birine saldırı olursa, öbür yuvanın yumuşak tavanını delerek kaçar. İki yuvadan birincisini gösterir, ikincisini ise saklar. Çünkü ikinci yuvası tehlikeden kaçmaya yarar.

Nifak kelimesinin kök anlamı, geçmek, tükenmek, harcamak, bitmek demektir. ‘Nifak’, bu kök anlamlarıyla ilgili olarak, işlek yol, yer altında bir ucundan girilip diğer ucundan çıkılan yol, tünel anlamına gelmektedir.

İslâmî literatürde kullanılan ‘nifak’ ve ‘münafık’ kavramlarının bu anlam ile ince ve anlamlı bir bağlantısı söz konusudur.

Tarla faresinin yer altındaki bu yolları ve evleri kullanması normal bir giriş çıkış veya kullanış değildir. Nifak kelimesi, yer altında gizlenme, kimseye görünmeme, sırlarını orada saklama, gizli işler yapmak, sonra da öbür delikten çıkıp gitmek gibi anlamları da çağrıştırmaktadır.

‘Nifak’, ikili bir pozisyondur. Başkalarına karşı farklı görünmedir. Başkalarına olduğu gibi değil de, onların hoşlanacağı gibi görünme durumudur. Ama kendi içinde ayrı bir durumu vardır. O durumun bilinmesi istenmemektedir. Tıpkı yerbo’a hayvanının, yer altındaki halinin ve ikinci evinin bilinmesini istememesi gibi.

 

b-Nifak Olayı

Kur’an’da sık sık geçen ve kâfirlerden daha aşağı bir azapla korkutulan münafıklar, dinin bir kapısından girip öbür kapısından çıkan insanlardır.

Bu anlamda nifak, şeriatın (yani İslâmın) bir kapısından girip öbür kapısından çıkmak demektir. “Şüphesiz ki münafıklar fasık olmuşlardır.” (9/Tevbe, 69) âyetinde münafıkların dinden çıktıkları ifade edilmektedir.

‘Nifak’, akidenin (inancın) zıddına imanda ikiyüzlülüktür. İman ile küfür arasında bocalamadır. İnanmadığı halde ‘inanıyorum’ diye insanlara yalan söylemektir. Korkaklığın, kaypaklığın, ikiyüzlülüğün, kandırmanın, zayıflığın göstergesidir. Nifak hali, aslında bir hastalığın halidir. Kalpteki hastalık, sahibini farklı yüzlerle görünmeye zorluyor. İnanmadığı halde, çeşitli sebepler veya çıkarlar yüzünden inanıyorum diye iddia ediyor.

Nifak, insanlar için en aşağılık bir sıfattır. Kişi, Allah’ın gönderdiği Dine ya inanır ya inanmaz. Bunu da açıkça söyler ve safını seçer. Ancak bir insan, müslümanların yanında ‘ben de müslümanım’, gayri müslimlerin yanına gittiği zaman da ‘ben de sizin gibi İslâmı kabul etmiyorum’ diyorsa, bu bir alçaklıktır, bu bir hastalık halidir. Zaten Allah (cc), nifakı kalbin hastalığı diye tarif ediyor. (8/Enfal, 49)

Nifak, İslâm’da aradığını bulamamanın, elinde bulunan dünyalığı kaybetmenin veya kendi inancını gizleyerek müslümanlar arasında makam ve dünyalık elde etmenin ilkel yoludur.

Nifak, karanlığın, gizliliğin, saklı plânların, kandırmanın, pusu kurmanın, suçlular gibi saklanmanın, karanlıklarda dolap çevirmenin; ama insanlar arasında iyi ve müslüman gözükmenin sahtekârlığıdır.

Nifak ve bu hastalığa yakalanmış münafıklar İslâm ve müslümanlar için en tehlikeli gruptur. Çünkü onlar, nifak hastalıklarını sürdürürler, kalplerindeki kâfirliklerini gizlerler.

 

c-Nifakın Çeşitleri

Nifak iki türlüdür:

1-İtikadî nifak; Dışarıdan müslüman olduğunu söylediği halde kalbinden inkâr etmek, müslümanlığı kabul etmemek. Bu nifakın sahibi Allah katında kâfirlerden aşağıdır. Ama müslümanlar arasında müslüman sayılırlar. Çünkü kalplerdeki nifakı Allah’tan başka kimse bilemez.

2-Amelî nifak; Müslümanların bazı yanlış davranışları nifak alameti (belirtisi) sayılır. Yalan söylemek, emaneti korumamak gibi. Bu gibi nifaka düşenler günah kazanırlar. (Bakınız: Münafık)

Hüseyin K. Ece

İslamın Temel Kavramları kitabından. Sayfa: 509-510