Kim kimden hayırlı?

Kim neye göre hayırlı?

Ya da insanların hayırlı dedikleri şey nedir? Hayırlı olmanın ölçüsü ne olabilir?

Herkes kendine göre bir iddiada bulunabilir. Kendine göre hayrın ve şerrin ölçüsünü koyabilir. Aklı erdiği kadarıyla iyinin ve kötünün tarifini yapabilir.

Ama bütün bunlar ne kadar gerçekçi olabilir?

İsteyen istediği kadar övünsün, istediği kadar ben iyiyim veya hayırlıyım desin; sonuçta hayrın da şerrin de mutlak ölçsünü koyan Kadir-i Mutlak’ın dediği olur.

Kur’an’da “hayru’l-beriyye” ve “şerrü’l-beriyye” ifadeleri var. Yani yaratılmışların en hayırlıları, yaratılmışların en şerlileri.

Acaba kimlerdir bunlar?

Muhakkak ki iman edip salih amel işleyenler, işte yaratılmışların en hayırlıları onlardır.” (Beyyine/7)

Tersi de var...

“Ehl-i kitaptan veya müşriklerden küfredenler muhakkak cehennem ateşindedirler. Orada ebedî kalıcıdırlar ve onlar yaratılmışların en şerlileridir.” (Beyyine/6)

Buna göre iyi veya hayırlı olmanın ölçüsü belli. İman etmek ve buna bağlı olarak salih amel işlemek. Salih amel işlemenin geniş bir sınırı olmakla beraber kısaca sağlam ve yararlı iş yapmaktır denilebilir.

Salih amel; yani zarardan ve fesattan uzak çalışma.

Yapanın kendisine, çevresine, insanlara, dünyasına ve ahiretine fayda veren faaliyet.

İçinda batıl, yanlış, sapıklık bulunmayan en güzel davranışlar.

Kalbi besleyen, ruha yücelik kazandıran, nefsi arından işler. İbadet sayılabilecek her şey...

Hepsi salih amel katagorisine girer.

Öyleyse en doğru ve şaşmaz iman ilkelerine iman eden,

Hayrın ve şerrin Allah tarafından yaratıldığını, ama insan bu ikisinden birisini seçip işleme özgürlüğünün verildiğine inanan,

Bu inancın hem gereği hem de kazanımı olarak doğru ve güzel davranış sergileyen,

İyilik eden, yardım etmekten geri kalmayan, paylaşan, başkasını düşünen,

Başkasının hakkına asla el uzatmayan, kimseye zarar vermeyen, kimseyi aldatmayan,

Nefsinde, evinde, sokakta ve çevrede temiz olan, hiç bir araçla hiç bir kirliliğe sebep olmayan,

Doğru olan, işini düzgün yapan, başkasını hiç bir şekilde aldatmayan, bunu insanlık onuruna aykırı bulan,

Başı dik, yüzü güleç, eli açık, kanaatkâr, yiğit karakterli, merhametli ve alçak gönüllü olan,

Kendi istediğini başkaları içinde isteyen, kendisine yapılmasını istemediği şeyleri başkasına yapmayan salih amel işliyor demektir ve o hayırlıdır.

Hayırlı kimse, batıl ve hurafelere değil mutlaka gerçeğe inanır. Hayırlı kimse insanlar tarafından her asra, her kafaya, her kefeye uyan inanışlara değil, Mutlak İrade sahibinden gelenlere iman eder.

Sonra en güzel davranışları sergiler, en güzel ahlâkı kuşanır, en üstün karaktere sahip olmaya çalışır.

Hayırlı insan, hep hayır işler. Kendisi için, ailesi için, insanlar için hayırdan başka bir şey düşünmez.

Hayırda yarışmaktan hoşlanır. (Maide/48. Enbiya/90. Mü’minûn/61) Hayırlı işlere Yaratıcının adıyla başlar. Bilir ki Yaratıcının adıyla başlanmayan hiç bir işin sonu hayırlı gelmez.

Hayırlı kimseler şimdiye kadar insanlara hiç bir zarar vermemişlerdir. Üstelik onlar fikirleriyle, çalışmalarıyla, mücadeleleriyle onlara iyilikte bulunmuşlardır. Toplum içinde çirkinliğin değil, faziletin yaygınlaşmasından yanadırlar.

Hayırlı insanlar, zalimin, hırsızın, sahtekârın, üç kağıtçının, sapığın, insanları farklı şekilde zehirleyenlerin, ifsat edenlerin, yoldan çıkaranların hasmıdırlar.

Onlar, insanlara iyi/güzel/hayırlı şeyleri tavsiye ederler, öğretirler, yol gösterirler. Kötü olan şeylerden alıkoymaya çalışırlar. Hayırlı işlerde ön geçmek için gayret ederler. (Âli İmran/114)

Seçilmiş nebiler, onların ahlâkları, onların üzerinde oldukları yol, anlayış, görüş ve mücadele ve onların izinden gidenler hayırlılardır. (Sâd/48)

İşte bütün bütün bunların tersini yapanlar da şerli insanlardır.

‘Yaratılmışların en hayırlıları’ hakkıyla iman edip, en güzel davranışları sergileyenlerdir.

‘Yaratılmışların en şerlileri’, bile bile küfredip sonra da hakkın amansız düşmanı kesilen, şeytanî işlerin deli divanesi olan, her türlü zararlı işleri yapan, insanı ve toplumu ifsat edenlerdir.

‘Yaratılmışların en şerlileri’ kendilerine zarar verdikleri gibi, insanlığa da zarar verirler. Onlar insanların hakkını yerler, haksızlık yaparlar, zulmederler.

‘Yaratılmışların en şerlileri’ çirkinlik ve kötülük üretirler.

Şerlilerin şerrinden, hayrı ve şerri Yaratan’a sığınırız.

Hüseyin K. Ece

12.10.2005

Zaandam