Hollanda hapishanelerinde diğer Avrupa ülkelerinde olmayan farklı dinî rehberlik hizmeti organizeli bir şekilde veriliyor.

 Bu hizmete ‘geestelijke verzorging’ deniyor. Bunun sözlük anlamı ‘ruhsal bakım’ ama biz bunu ‘manevî rehberlik’ şeklinde ifade edelim. Bu işi yapan uzmanlara  geestelijke verzorger-manevi rehber, bu hizmeti yapan müslüman uzmanlara da kısaca ‘imam’ deniliyor. 

Hollanda’da hapishanelerde, orduda, hastahanelerde, hatta bakımevlerinde ‘manevî rehberlik’ hizmeti var. Bu kanunla düzenlenmiştir. Buralarda olan mahkûmların (her çeşidi), tutukluların, hastaların, askerlerin kendi inançları temelinde bu hizmeti almaları yasal hakları. Adalet, savunma bakanlığı bu hizmeti düzenlemek görevinde. Hastahaneler genelde özel olduğu için onlar isterlerse manevî bakım hizmeti de veriyorlar. Ama buradaki hizmetler de kanunla düzenlenmiştir. 

Manevî rehberler; hapishanelerdeki ihtiyaca göre; -Zendende instantie (yetkili dinî kurum), -DGV (adalet bakanlığının ilgili dairesi) ve adalet bakanlığı tarafından tanınan inançsal akımların başkanının işbirliği ile memur olarak görevlendiriliyor. 

Manevî rehberlerin misyonu 

Bu toplumsal bir görev olarak, mahkûmların hapishanelerde inançlarını ve dünya görüşlerini tek başlarına veya cemaatleriyle birlikte yaşamalarına yardımcı olmaktır.  

Bu hizmet, mahkûmun geçmişini, şu andaki durumunu ve gelecekle ilgili gelişme perspektifini kapsayan professiyonel bir meslektir. Bununla mahkûma kendi durumunu dinî açıdan anlamlandırma, anlama ve değerlendirme imkanı, duruma etik ve dünya görüşü açısından bakma perspektifi vermeyi hedefler. Onların rolünü şöyle özetlemek mümkün:  

1-Rehberlik: Mahkûmların kendi durumlarını isimlendirme, değerlendirmede onlara rehberlik ederler. Yön belirlemede ve dinî değerleri tanıma, anlama ve uygulama konularında önlerini açarlar. 

2-Yardımcı olmak: Mahkûm kendi durumunu anlamada dengeyi kaybettiği zaman, onu dinleyerek, onu anlamaya çalışarak, ona moral vererek yardımcı olurlar. 

3-Hatırlatma: Mahkûma hapishanede ve dışarıda diğerleriyle ilişkilerdeki etik konularını hatırlatır. Kimliği ile etik kuralları arasında denge kurmasına katkı sağlarlar.  

4-Dinî terapide uzmanlık: Mahkûmun (özellikle içeriye düştükten sonra) dinine uygun yaşamak istemesi kendisi açısından bir terapi gibidir. Manevî rehberler mahkûmun dinini imkan ölçüsünde yaşamasına yardımcı olurlar, dinî bilgiler ve sorularına uygun cevaplar verirlar. Mahkûmun kendisiyle, personelle ve diğer mahkûmlarla, Allah ile ilişkisinin iyileşmesine katkı sağlamaya çalışırlar. 

5-Anlamlandırma: Bu, mahkûmun karşılaştığı duruma bir anlam vermeye konusunda bir prosedürdür. Onu ilgilendiren bu süreçte onun din ve dünya görüşü elbette önemli bir rol oynar, tabi manevî rehberlrin katkısı da. 

Manevî rehberlik çalışmaları şöyle özetlenebilir:

“Mahkûmların kendilerine yardımcı olmaları için onlara yardımcı olmaktır.” 

Bu durum şu rivâyetteki gerçeğe benziyor: Rabia ibni Ka’b Rasûlüllah’ın bazı işlerine yardımcı olurdu. Peygamber (sav) bir gün ona “Benden ne dilersin” diye sorunca o da; “Âhiretle ilgili bir şey isteyeceğim “ dedi. Bunun üzerine Peygamber: “Öyleyse, bu isteğinin gerçekleşmesi için çok secde ederek (hakkıyla ibadet ederek) bana yardımcı ol” dedi. (Ahmed b. Hanbel, 4/59. Müslim, Salat/43(226). Ebû Dâvûd, Tatavvu’/22 no:1320. Nesâî, Tatbik/79 no: 1139)  

Yani, “elbette senin için dua ederim, ama sen kendi kulluk görevini yapmazsan benim duam yeterli olmaz, kendin de çaba göstermen gerekir” demektir.  

Hapishanelerde güvenlik ve huzur ortamı önemli olduğu gibi mahkûmların rehabilite olmaları, toplum hayatına sağlıklı bir şekilde dönmeleri hedeftir 

Manevî rehberlik hizmeti buna katkı sağlıyor. 

Manevî rehberlerin başlıca görevleri 

Onlar yedi önemli görevi yerine getirirler. 1-Özel görüşme, 2-Cemaatle ibadetleri icra etme (Cuma ve bayram namazları kıldırma), 3-Ayaküstü görüşme, 4-Grup toplantısı yapma, 5-Dinî bayramları organize etme, 6-Kriz anında yardımcı olma, 7-Gerekirse aile problemlerinde yardımcı olma. 

Hapishane imamı, orada olan her müslümana hitap eder. Ülke, mezhep, meşrep, dindar-liberal, günahkâr ayrımı yapmaz. Onlara suçlu gözüyle değil, insan ve din kardeşi olarak bakar. Onları geçmişleriyle ve suçlarıyla yargılamaz. (Zaten çoğunun suçunu bilmez.) Zira yargılama işi mahkemenindir. 

O; dinleyen bir kulağa, merhametli bir kalbe, geniş bir hoşgörüye, anlayışlı bir bakış açısına ve Eyüp sabrına sahiptir. 

Mahkûmların hayata, ölüme, ölümden sonrasına ait sorularını konuşur,  

daha insanî ve daha verimli bir mahkûmiyet sürecini yönlendirir. 

Mahkûmun gözden kaçırdığı bazı şeyleri hatırlamasına yardımcı olur. Onunla birlikte hayata, olanlara, kendi yaptıklarına başka bir açıdan bakmayı dener. Mahkûmun kendi geçmisine ve davranışlarına ayna tutmaya çalışır, kendi eksiğini veya hatasını kendisinin görmesini sağlar. Daha iyi olmak için daha cesur ve olumlu kararlar almasına yardımcı olur. Onu kendi isteğine bağlı olarak irşad etmeye çalışır. 

Kısaca mahkûmun mahkûmiyetinin daha verimli ve huzur içinde geçmesine, normal hayata dönmesi için dinî açıdan rehabilite olmasına yardımcı olur. 

Hüseyin K. Ece 

23.10.2020 

Zaandam