Değerli okuyucular, özellikle gençler!

 

“Cân bula cânânını

Bayrâm o bayrâm ola

Kul bula sultânını

Bayrâm o bayrâm ola

 

Hüzn ü keder def' ola

Dilde hicâb ref' ola

Cümle günâh af ola

Bayrâm o bayrâm ola

 

Mevlâ bizi afv ede

Gör ne güzel 'ıyd ola

Cürm ü hatâlar gide

Bayrâm o bayrâm ola”

Osmanlı dönemi şairlerinden Lutfî uzun şiirinde böyle demiş.

 

Herkesin, her toplumun, her kültürün, her devletin, her dinin kendilerinde göre bayramları, ya da özel günleri vardır. Müslümanların da... Onların iki büyük bayramı: Ramazan (Fıtır) ve Kurban Bayramıdır. Onlar Ramazanı senelik, Cuma gününü de haftalık bayram sayarlar.

Bayram hem bir başarının, hem de sevincin, mutluluğun simgesidir. Bir anma, bir kutlamadır. Bayramların kişisel yönü olduğu gibi toplumsal yönü de vardır. Bir kişi emek verdiği bir çalışmayı başarı ile bitirince sevinir, adeta bayram eder. Bir karı-koca çocuk sahibi olunca bayram eder. Birisi özlediklediklerine kavuşunca bayram etmez mi? Birisi takımı galip gelince, ya da şampiyon olunca sevinir. Bunun gibi; başarı ne kadar büyük olursa ilgili kimsenin bayramı da o kadar büyük olur.

Peygamberimiz (sav) Hicretten sonra Medine’de bazılarının Nevruz ve Mihrican bayramlarını kutladıklarını görünce; “Allah (cc) sizin için o iki günü daha hayırlı iki günle, Kurban ve Ramazan bayramıyla değiştirmiştir” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Salat/245, Nesâî, S. Iydeyn/1)

Ramazan ayı ve arkasından üç gün bayram... Hoş, güzel, harika ve dikkat çekici... Bu bayrama biz buna “Fıtır bayramı” da diyoruz. Bunun iki anlamı var.

Birincisi; iftardan gelir. Oruca başlamaya imsâk, orucu açmaya iftar değildiğini hatırlayalım. İftar oruçlu olmama hâlidir. Ramazan’dan  oruç tutma görevi sona ermiştir. Oruç tutan mü’min artık güzdüzleri de yeyip içebilir.

İkincisi; fıtrattan gelir. ‘ıydu’l-fıtr, yani “fıtratın-yaratılışın bayramı”...  ‘Fıtrat’; yaratılış, belli yeteneklere ve yatkınlığa sahip oluş, karakter, her varlığın doğal yapısı demektir. Bayram bir anlamda  insan fıtratından yaratıldğımıza sevinmek, şükretmektir. Müslüman der ki: “Rabbime hamd ve şükürler olsun, bu sene de Ramazan’ı sağlık ve afiyetle, dua ve ibadetle değerlendirme fırsatı verdi. Ömrümde bir Kadir Gecesi daha yaşadım.”

Bu sevincin bir görüntüsü de fıtra, yani “zekâtu’l-fıtr-fıtır sadakası” vermektir. Ramazan Bayramı yani ıydu’l-fıtr, bu fıtrata şükür zamanıdır. Bize insanî özellikleri ve nimetleri Veren’i yeniden  hatırlama anıdır.

Fıtır bayramı; Ramazan’ın kazandırdığı sevincin ve mutluluğun  günüdür. Çünkü müslüman bir Ramazan daha yalnızca Allah rızası için oruç tutmuş, bu samimiyetin getireceği mükâfat hak etmiştir. (Oruç ibadetinde riya-gösteriş olmaz. Ancak dininde samimi-ihlaslı olanlar oruç tutabilir.)

Bayramların en özeli, bayramların en güzeli: Ramazan Bayramı... Orucun bayramı, oruçla elde edilenleri hissetmenin, tadmanın, akrabalarla, diğer müslümanlarla paylaşmanın bayramıdır.

Belki ‘tatlı yiyelim tatlı konuşalım’ deyimini sembolize ettiği, bol tatlı ikram edildiği, ya da küçüklere tatlı şeyler çok verildiği için ‘şeker bayramı’ denilse de, o asla şeker bayramı değil, Ramazan-Fıtır  bayramıdır... Allah’ın kulu olduğumuzu bir daha anlamanın bayramı...

Bazı yerlerde yozlaştırılmaya, asıl anlam ve asıl hedefinden saptırılmaya çalışılsa da o; İslâmın bayramıdır, O kerem sahibi Allah’ın oruç tutanlara bir ikramıdır.

Peygamber (sav) oruçlunun iki sevinç zamanından bahsediyor. Biri iftar ettiği an, diğeri de orucun sevabıyla Rabbine kavuştuğu zaman. (Bkz: Buhârî, Savm/9. Müslim, Sıyâm/163) Biri günlük sevinç ve bayram, diğeri nihaî sevinç ve bayram... Asıl bayram, öte âlemde, Âhirette. Cennetin sadece oruçlulara tahsis edilmiş Reyyan isimli kapısından girince… (Buhârî, Savm/4) Asıl kurtuluş da o budur.

Ramazan Bayramı işte bu niyettir, bu anlayıştır, bu sevinçtir. Bu asla “oh oruçtan kurtulduk” gibi saçma bir sevinci değil, Ramazanı iman ederek ve sevabını Allah’tan bekleyerek dolu dolu yaşamanın, hesapsız ödülü hak etmenin sevincidir.  

Ramazan rahmet ayı olduğu gibi ‘bereket’ ayıdır da... Değil mi? Bayram da bu bereketi tekrar birlikte yani cemaat hâlinde yaşamının, birbirimize hayırlar ve iyilikler dilemenin vaktidir. Onun için; “Bayramın mübarek (bereketli), hayırlı olsun, bayramını tebrik ederim” deriz

Allah (cc) mü’minleri o güzel bayrama kavuştursun.

Drs. Hüseyin K. Ece

08.04.2023

Zaandam