1.
Bir bebek doğar yeni bir dünya şekillenir
Çiçek açar annenin yüzünde, gül dillenir
Sabah olur, gün ışır, aydınlanır yeryüzü
Baba evine erken döner, gülerken yüzü
Dede yattığı yerden doğrulur ve aniden
‘Hamdolsun’ der, secdeye kapanır sevincinden
Çünkü bir torun daha, çünkü bir insan daha
Hakkıyla bin teşekkür bunu veren Allah’a
Bilirsin insan sırdır, eşsiz bir mucizedir
Endişedir, varlıkta farklı bir firûzedir
Bir bebek doğar, güller dökülür hırkasından
Fecir muştular taşır dağların arkasından
Ay yeniden belirir ufuktan, hâlesiyle
Aile boyu sevinç bütün sülâlesiyle
Baba bir bebeğe, bir anaya bakar yine
Umudu buket yapar, aynaya bakar yine
Ayna bir hakikati gösterir ta derinden
Baba hayatı görür bebeğin gözlerinden
Bilinmez bir hayattır bu doğumun ötesi
Bunu haber veriyor bebeğin nazlı sesi
2.
Her doğum yaşanmamış bir serüven demektir
İnsanlık tarihine yeni tohum ekmektir
Şimdi bebeğe selâm vermenin zamanıdır
Yollarına ak halı sermenin zamanıdır
Bebek doğar güneşin rengi değişir birden
Tuhaf sesler gelmeye başlar eski kabirden
Her doğan ölür, fâni dünyanın yasası bu
Hayatın pazarı bu, ömrün piyasası bu
Doğum ile ölümün arası ince bir hat
Ölüm olmadan asla anlaşılmaz bu hayat
Doğum; ölüme doğru başlayan bir yolculuk
İlk adımla birlikte yola çıkar her çocuk
Kiminin yolu kısa, bir kaç metre, bir adım
Kiminin yolu uzun, belki bir kaç bin adım
Bebek bilmez bir yola çıktığını buradan
Farkına varır ama, zaman geçer aradan
Anlar ki hayat bir yol, insan yolcu, kimsesiz
Menzile doğru gider gürültüsüz ve sessiz
Ufka bakar, görür ki ufuk sanki berzâhtır
İnsan ister istemez bu fânide seyyahtır
3.
Anne, nine ve dede, bacı, kardeş ve baba
Amcalar ve halalar, yakın-uzak akraba
Kimisi cana candır kimisi kol kanattır
Kimisi iksir verir, kimisi bir hayattır
Kimisi güvercindir, müjde mektubu taşır
Kimisi masal kuşu, rüyalara bulaşır
Bu aile fotoğrafı sevindirir çocuğu
Bebeğin gülüşüne takar mavi boncuğu
Dede bir çınar gibi yüzyıllık kökleri var
Direnci dağlar gibi, göğsü yıkılmaz hisar
Ninenin kucağında nesiller nefes alır
Ona bakan gülümser, sözünden heves alır
Varlığı orta direk, evin suyu hamuru
Bebeğin gözlerinde dedenin secde nuru
Yeni bir doğum hayat demek, anlam demektir
Hayatın manasını yeni baştan bilmektir
Baba, anne ve çocuk bir tabloyu tamamlar
Bu tablo ile daha sıcak olur akşamlar
4.
Gövdesi üzerine bir sürgün doğrulunca
Bir nehir, ya da ırmak deryaya kavuşunca
Vuslata erdiğini duyurur ufuklara
Bu sevincin yankısı tırmanır doruklara
Hayata gözlerini açan çocuk böyledir
O dahi varoluşun ahengini söyletir
Var oluş: Hayatının en büyük hakikati
Budur bedenin ruha en içten sadâkâti
Budur toprağa anlam katan mübarek tohum
Budur hayata lezzet kazandıran oluşum
Çocuk, başlı başına bir dünya, bir sevgili
Babanın sılueti, annenin ipek dili
Şair öyle demişti: “Baba bugün gitse de
Yarın geri dönecek oğlunun suretinde”
Bu böyle bir hikaye, sırrı anlaşılmayan
Bu böyle bir kafdağı, asla kavuşulmayan
Yine de okunması gereken bir kitaptır
Eğer anlaşılmazsa, insan için girdaptır
5.
Dostum bu bir başlangıç, arkası gelecektir
Herkes ayağa değen taşları bilecektir
Hayat bir yol gibidir, ama süt liman değil
Derin bir deniz, ama kıyısız umman değil
Gemi lâzım insana denizi geçmek için
Belli ki kuş kanada muhtaçtır uçmak için
Yolcuya azık lazım, yol ve kılavuz gerek
Su kaynağı az ise sana bir havuz gerek
Doğru; çıkılmaz yola azıksız, arkadaşsız
Yollar var ki güvensiz, dolambaçlı ve ıssız
Bu işin gecesi var, gündüzü var bilesin
Bir gün menzile varır yola çıkan, bu kesin
Ama hangi menzildir, seyyâhın özlediği?
Hangi canan bir ömür yolunu gözlediği?
Bir gün çıkagelir mi yürekten beklenenler
Elbet kavuşur derler, beklemeyi bilenler
Dedik ya hayat budur, böyle sürüp gidecek
Seksen yıl, belki yüz yıl; hepsi bir gün edecek
Her başlangıcın sonu var, her yolun bir bitişi
Ayağına taş değmez, bunu anlarsa kişi
Hüseyin K. Ece
06.12.2013
Zaandam