O gün hava bozuktu anne
Ufuklarda sis vardı
Ağaçlardan damlalar düşüyordu
Kuşlar uçmuyordu gökyüzünde
Sokaklar ıssız, kapılar kapalıydı
Biliyor musun, anne
Ben giderken yağmur yağıyordu
O gün, işte o ayrılık günü
Öylesine çıktım evden
Kafamda bir yığın soru
Gurbete dair, ayrılığa dair
Zihnimde bölük bölük düşünceler
Dönüp geriye bile bakamadım
El sallayamadım
Elveda diyemedim
İçim titrer diye korktum, anne
Çünkü ben giderken yağmur yağıyordu
Dilim bağlandı, sustum
Allah’a ısmarladık diyemedim
Senin gözündeki yaşa
Yüzündeki hüzne dayanamazdım
Yanardı yüreğim anne, yanardı
Benim yüreğim mi?
Bir parça hüzün
Eh biraz da hasret
Ya da biraz doludizgin delilik
Onun için anne
Ben giderken yağmur yağıyordu
Dur yağmur, yağma böyle
Dökme gözyaşlarını ey gökyüzü
Nedir derdin, nedir bunca acele
Dur, soluklan biraz
Desem de o aldırmadı, duymadı
Bir kere ayrılık gözüktü
Bir kere yolculuk başladı
Bir kere gemi hareket etti rıhtımdam
Çare yok gidecektim
Yağmurun yağması gibi
Göğün ağlaması gibi
Anne, ben gurbete yanmıyorum
Bu uzun ayrılığa da, bu hasrete de
Mesafeler uzamış umurumda değil
Yollar uzakta, sıla uzakta
Onlar da korkutmuyor beni
Ama asıl beni yabancı kalmak
Korkutuyor
Ben sizi hiç unutmadım ki gurbet olsun
Ben sizden hiç uzak kalmadım ki
Ama daha dün gibi
O günü hatırlıyorum
Hani o ilk ayrılık gününü
Ben giderken yağmur yağıyordu
24.12.2007
Zaandam