Yaş altmışdört, işte güneş batıyor
Kaç günlük saltanat ömür dediğin
Vaktidir, bak nabız hızlı atıyor
Artık tad vermiyor içip-yediğin
İşte hâzân, işte sonbahar budur
Kışa kaç adım, kaç merdiven kaldı
Yıllardır beklenen muhabir budur
Can gitti, geriye bir beden kaldı
Yaş altmışdört, işte günler sayılı
Giden senelerin geri gelmiyor
Sen hesap ederken mevsimi, yılı
İhtiyarlık hiç de hesap bilmiyor
Göz açıp kapanır, ömür tükenir
Bir vâveylâ kopar sessiz ve mahzun
Bilir misin buna orda ne denir
Bir çığlık, bir feryat; acı ve uzun
Neylersin fıtratın budur kanunu
Gitmek için geldin, elinde değil
Bir gerçek ki, herkes görür sonunu
Unutma yakında sönecek kandil
Bugün veya yarın solacak bağın
Yaprak dökecek dün diktiğin ağaç
Yüzüne bakacak bomboş kucağın
Birden devrilecek başındaki taç
Yaş altmışdört, işte bitiyor vâde
Yollar kabristana doğru gidiyor
Dün genç idin, bugün yaşlı bir dede
İşte her şey sana vedâ ediyor.
24.06.2017
VUmc Asterdam